|

Anadolu yatırım gördü

Başbakan Erdoğan'ın üç dönemdir tek başına iktidar olması ve 2010'daki referandum dahil girdiği bütün seçimleri açık ara kazanması halkın memnuniyetiyle açıklanıyor. Elde edilen bu başarılardaki en önemli faktörler ise kamu eliyle Anadolu'da gerçekleştirilen sağlık, eğitim, ulaştırma ve hizmet gibi kalemlerde yapılan iyileştirmeler oldu.

İbrahim Acar
İbrahim Acar
00:00 - 7/08/2014 Perşembe
Güncelleme: 22:25 - 6/08/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Anadolu yatırım gördü
Anadolu yatırım gördü

AK Parti'nin yatırımları büyük kentlerle sınırlı kalmadı. Türkiye'nin 7 bölgesine kurulan yatırım ve destekleme ajansları üzerinden yapılan fizibilite çalışmaları doğrultusunda alt yapı, ulaştırma, sağlık, eğitim ve diğer hizmetler Anadolu'nun her tarafına ulaştırıldı. Özellikle duble yollar, hava alanları, hastaneler, üniversiteler konusunda Erdoğan döneminde Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanlarla eş değerde işler yapıldı.

KARADENİZ SAHİL YOLU DA BİTTİ

Göreve geldikten sonra yarım kalan projeleri hızla bitirme stratejisi izleyen Başbakan Erdoğan öncelikle kendisinden önce 12 hükümet ve 16 bakan eskiten Bolu Dağı Tüneli'ni bitirdi. Yine 16 yılda % 40'ı yapılan Karadeniz Sahil Yolu'nda çalışmalar hız veren hükümet, geri kalan yüzde 60'ını 6 yılda tamamlayarak yolu hizmete açmayı başardı. Yol yatırımlarını medeniyet olarak gören Erdoğan, 2002'de 50 km olan Türkiye'deki toplam tünel uzunluğunu, 2013 sonu itibariyle 102,6 km'ye taşıdı. Ayrıca, Rize'yi İspir ve Erzurum'a bağlayacak ve Avrupa'nın en uzunu olacak 14,7 km'lik Ovit Tüneli'nin de 2015'te bitirilecek.

TRAFİK KAZALARI % 67 AZALDI

11 yılda hükümet, cumhuriyet tarihinde yapılanın 2 katından fazla bölünmüş yola imza attı. 6 bin 100 kmlik bölünmüş yol uzunluğu Erdoğan döneminde 17 bin km'ye çıktı. Ülkede 2 bin 607 km'lik bölünmüş yol projesi devam ederken, planlanan bölünmüş yol projesi uzunluğu ise 3 bin 100 km. Bölünmüş yollar sayesinde trafik kazaları % 67 azaldı.

HIZLI TRENE YERLİ FABRİKA

Türkiye, Erdoğan döneminde hızlı trenle de tanıştı. Ankara Eskişehir, Ankara-Konya hattı tamamlanarak hizmete sokuldu. Eskişehir İstanbul YHT hattının yapım çalışmaları tamamlanmak üzere. Ankara-İzmir, Ankara-Bursa, Ankara-Sivas ve Sivas-Erzincan YHT projelerinin çalışmaları sürüyor. 7 ilde kurulan tesislerle hızlı trenle ilgili bütün malzemeleri kendisi üretmeye başlayan Türkiye; adeta hızlı tren fabrikasına kavuşmuş durumda.

ÜLKE DEMİR AĞLARLA ÖRÜLDÜ

Türkiye'de 52 yılda yapılan demir yollarından daha fazlasına 11 yıllık Erdoğan döneminde kavuşuldu. 2002'ye kadar gelen 52 yıllık sürede 954 km demiryolu varken, AK Parti iktidarında bin 86 km yeni demir yolu yapıldı. Sadece 2013'te demir yollarına 8 milyar liralık bütçe tahsisi yapıldı.

Havaalanı çoğaldı vatandaş uçtu

Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığında hem halkın refah seviyesinin yükselmesi hem de yeni açılan havaalanları ile birlikte hava yolundan yararalanan vatandaş sayısı her yıl katlanarak arttı. 2002'den bu yana 10 milyondan fazla kişi ilk kez uçakla tanıştı. 2003'te 35 milyon olan toplam yolcu trafiği 2013'te 167 milyona ulaştı. İç hatlar hava taşımacılığında 2 merkezden 25 merkeze olan uçuş sayısı 7 merkezden 47 merkeze çıktı. Dış hatlarda ise 1 merkezden 60 merkeze olan uçuş sayısı 15 merkezden 92 ülkedeki 200'ü aşkın merkeze ulaştı. Erdoğan döneminde tersane sayısı ise 37'den 87'ye çıktı. Gemi inşa alanında 23. sıradan 6. sıraya yükselen Türkiye, denizcilikte 22,5 milyon DWT'luk filo kapasitesiyle dünyada 15. oldu.

ULAŞIM İÇİN 140 MİLYON TL

Doğu ile batıyı buluşturan ve ulaşımda kavşak noktası olan Türkiye, son 11 yılda ulaştırma ve iletişime de dev yatırımlar yaptı. Başbakan Erdoğan önderliğinde, ulaşım ve iletişim sektörlerine yatırım için 140 milyar TL kaynak ayrıldı. Bu kaynaklar sayesinde dünya çapında ulaşım ve alt yapı projelerini hayata geçiren Türkiye'nin her bölgesi bölünmüş duble yollar, otobanlar, köprüler, tüneller ve iletişim alt yapısıyla donatıldı.

Türkiye sağlıkta çağ atladı

Halkın etkin, hakkaniyetli ve kolayca ulaşacağı ve kaliteli sağlık hizmeti alabilmesi için Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı hazırlayıp hızla uygulamaya koyan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan döneminde bütün vatandaşları bir sosyal güvenceye kavuşturma hedefiyle çalışıldı. Herkesi sağlık sigortasından yararlandırma temel esasına dayanan bu uygulama doğrultusunda 18 yaşından küçükler ücretsiz olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırıldı. Devlet hastaneleriyle SSK hastaneleri tek çakı altında birleştirildi. Emekli sandığı mensubu, SSK'lı ve Bağ-Kur'lu vatandaşlar bütün kamu hastanelerinden yararlanması sağlandı.

2 BİN 62 SAĞLIK TESİSİ

Kapsamı bu kadar genişletilen hizmetlerin sağlıklı bir ortamda yürütülmesi için AK Parti iktidarında 554 hastane, 1.508 birinci kademe sağlık kurumu inşa edildi. Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerdeki yoğun bakım yatak sayısı 869'dan 11.130'a, 6.839 olan nitelikli yatak sayısı ise 44.753'e çıkarıldı. 2002'de 618 olan ambulans sayısı 3.464'e, 481 olan acil müdahale istasyonu sayısı 2189'a yükseltildi. Bunların yanısıra 229 kar paletli ambulans, 18 helikopter ve 4 uçak ambulans, 4 deniz ambulans da yine bu dönemde sağlık hizmetlerine kazandırıldı.

Şehir hastaneleri kuruluyor

Türkiye'yi sağlıkta zirveye taşıyacak bir başka adım ise Şehir Hastaneleri projesiyle atılıyor. 29 sağlık bölgesinde kurulacak ve ülkenin her tarafına hizmet verecek şekilde planlanan 35 şehir hastanesi ile 44 bin yeni yatak kapasitesi ve 100 bin yeni istihdam sağlanması amaçlanıyor. İlk aşamada yaklaşık 20 milyar TL tutarındaki Adana, Ankara(3 adet), Bursa, Elazığ, Gaziantep, Isparta, İstanbul (2 adet), İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Mersin ve Yozgat şehir hastaneleri sözleşmesi Eylül 2013'te imzalandı. TÜİK verilerine göre; AK Parti döneminde sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 39'dan yüzde 76'ya yükselmiş durumda.

Eğitim bütçesinde yüzde 740 arttış

AK Parti hükümetlerinin hazırladığı yıllık bütçelerde her zaman en büyük pay eğitime ayrıldı. 2002'de 7,5 milyar lira olan Milli Eğitim bütçesi 2014'te 55,7 milyar lira olarak tarihe geçti. Milli eğitime her yıl artan oranlarla kaynak ayrılan Başbakan Erdoğan döneminde bu kalemdeki toplam artış yüzde 740'ı buldu.

11 YILDA 205 BİN DERSLİK

Türkiye'nin şu anda sahip olduğu dersliklerin yüzde 45'i Erdoğan döneminde yapıldı. Son 11 yılda inşa edilen derslik sayısı 205 bin artarken, ülkedeki toplum derslik sayısı 551 bine çıktı.

HER İLE ÜNİVERSİTE KURULDU

2002'de 81 ilin sadece 40'ında üniversite vardı. Ancak şu anda üniversitesi olmayan il kalmadığı gibi birçok ildeki üniversite sayısı 2-3'e çıktı. 11 yıl önce 76 olan devlet ve vakıf üniversitelerinin sayısı kurulan yeni üniversitelerle 175'e çıktı. 81 il ve 137 ilçede kurulan toplam 347 yurt öğrencilerin hizmetine sunuldu.

İktisatçı gözüyle Türkiye'nin 11 yılı

Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Gürsel

Orta gelir tuzağı 2020'de kalmaz

Orta Gelir Tuzağı'nın (OGT) sınırı 15-16 dolar olarak kabul ediliyor. Halen 10 bin 500 dolar civarındayız. Eğer büyüme hızı tasarruf-yatırım artışı ve verimlilik artışları sayesinde % 5'e çıkarılabilirse, bu koşullarda TL'nin yılda ortalama % 2 reel değer kazanacağını da varsayarak, dolar cinsinden kişi başına gelir bugünkü düzeyinden 15 bin dolara yaklaşık 6 yılda çıkar. 2020 yılında OGT'den kurtulmuş oluruz. Ancak bunun garantisi yok.

YAPISAL REFORM ŞART

Kriz öncesi dönemde kişi başı gelir artışı büyük ölçüde verimlilik artışlarının katkısıyla gerçekleşti. Aynı zamanda TL'de bu dönemde büyük ölçüde değerlendi. Bu iki etken sayesinde nominal dolar cinsinden kişi başı gelir 3 bin dolar civarından 10 bin doların üzerine çıktı. Oysa son üç yıldır bu gelir düzeyinde bir artış olmadı. Bunun nedeni TL'nin değer kaybetmesi ve kişi başı gelir artışının yavaşlamasıdır. Bu durum OGT tartışmasını Türkiye'nin gündemine soktu. Ayrıca, verimlilik artışları ancak yapısal reformlar ile mümkün olacakken reform çabasının son dönmede terkedildi. Ali Babacan reformların 5 yıllık planda yazılı olduğunu söyledi. Kimin cumhurbaşkanı olacağından çok, yapısal reformları hangi iktidarın yapabileceği önemli.

GELİRDE ADALET ARTTI

2002-2007 döneminde yılda ortalama % 4,5 artan kişi başı gelir nispeten adil dağıldı. Bu sayede gelir eşitsizliğinde sınırlı, yoksullukta ise daha belirgin iyileşme oldu. Ancak kriz ertesinde bu iyileşmelerin duraksadığını gözlemliyoruz. Son iki yılda kişi başı gelir artışının % 2 civarına gerilemesi eşitsizliğin ve yoksulluğun azaltılmasında etkisiz kalmış olabilir. Son dönemin ayrıntılı istatistikleri henüz yayınlanmadı.

KADIN GÜCÜ ÇOĞALDI

GSYH vurguladığım etkenlerler ilk dönemde 230 milyar dolardan hızla 700 milyar doların üzerine çıktı. Son yıllarda bu artış hızı büyük ölçüde yavaşladı. Enflasyon 2006'da tek haneye indi ama sonra bir türlü % 5'lik hedefe geriletilemedi. İşsizlikte 2000'li yıllların başı ile bugün arasında önemli bir fark yok. % 9 civarında seyrediyor. Ancak, istihdam oranında, özellikle kadın istihdamında dikkate değer artışlar oldu.


10 yıl önce
default-profile-img