|

Devlet mi vakıf mı?

LYS tercihi yapacak öğrencileri zorlayan en önemli konulardan birisi de 'Devlet üniversitesi mi yoksa vakıf mı?' sorusu. Devlet üniversiteleri köklü, kurumsallaşmış ve ticari kaygı gütmeyen yapılarıyla, vakıf üniversiteleri ise sağladığı imkanlarıyla öne çıkıyor. Ancak 'hangi vakıf, hangi devlet üniversitesi' sorusu tercihte öne çıkarılmalı

Ali Kuş
00:00 - 25/07/2012 Çarşamba
Güncelleme: 02:34 - 25/07/2012 Çarşamba
Yeni Şafak
Devlet mi vakıf mı?
Devlet mi vakıf mı?

LYS tercihi yapacak öğrenciler için geri sayım önceki gün başladı. Sınavdan istediği puanı alsın ya da almasın, şimdi yüzbinlerce ailede tercih telaşı var.

'Hangi üniversiteyi yazmalı, devlet üniversitesi mi vakıf mı, hangi bölümü okumalı, hangi şehre gitmeli' türünden sorular uzayıp gidiyor. Devlet üniversiteleri, yüzyıllara dayanan köklü kurumlar olması, kadrosunun güçlü, kampus imkanları ve ticari kaygı gütmemeleriyle öne çıkıyor. Boğaziçi, İstanbul ve ODTÜ gibi köklü devlet üniversiteleri öğrencilerin hayallerini süslüyor. Öte yandan, Bilkent, Koç, Fatih, Bilgi gibi özel üniversitelerinin yanı sıra İstanbul Şehir ve Bezmialem gibi yeni kurulan vakıf üniversiteleri de öğrencilerine sağladıkları imkanlarla dikkati çekiyor. Uzmanlar, 'Devlet mi Vakıf mı' sorusundan daha çok 'Hangi vakıf' veya 'Hangi devlet üniversitesi' sorusuna cevap bulunmasını istiyor.

İŞ DÜNYASI İLE İRTİBAT LAZIM

FEM Yayın Kurulu Rehberlik Koordinatörü Faruk Ardıç, üniversite seçiminde en önemli kriterin üniversitelerin adaylara sağladığı imkânlar olduğuna işaret ediyor. 'En başta üniversitenin adayları tanıması ve onlara uygun eğitim programları sunmasını, öğretim üyelerinin adaylarla ilgilenmesini, adayları dünyaya açmasını, iş dünyası ve sektörlerle buluşturma istenilen bir durumdur' diyor. 'Şüphesiz devlet üniversitelerimizden çok kaliteli olanlar var, fakat kaynak problemleri sebebiyle yeterince imkân sağlamada yetersiz kalabilmektedirler' diyen Ardıç, 'Bundan dolayı adayların vakıf üniversitelerini dikkate almalarında fayda vardır' ifadelerini kullanıyor.

ÖĞRENCİ TEMELLİ EĞİTİM

Uğur Dershaneleri Rehberlik Direktörü Can Ağırgöl de seçilecek üniversitede birinci şartın sadece 4 yılda kazandırdığı diploma ve unvan değil, aynı zamanda bu sürede verdikleri ve kazandırdıkları olduğunu ifade ediyor. Türkiye'de dünyaca tanınan köklü devlet üniversiteleri olduğunu anlatan Ağırgöl, şunları söyledi: 'Vakıf üniversiteleri, devlet kadrosunda yer alan iyi hocaları zaten transfer ediyor. Vakıf üniversitelerinde öğrenci işin merkezinde.'

ÖNEMLİ OLAN BEKLENTİLER

Kavram Eğitim Kurumları Rehberlik Uzmanı Mine Genç ise vakıf ve devlet üniversitelerini karşılaştırmanın doğru olmadığını belirtti. Adayın beklenti ve tercihinin önemli olduğunu kaydeden Genç, 'Vakıf üniversitelerinin bir çoğu yeni ve bir çok bölümünden henüz mezun vermemiş olmakla birlikte, teknolojik alt yapısıyla fark yaratıyor. Özellikle meslek yüksek okulları iş olanağı sunuyor ve kariyer planı çiziyor. Diğer yandan akademik anlamda bakılacak olursa, her eğitim kurumunun yılların getirdiği gelenek ve deneyime ihtiyacı vardır. Devlet üniversiteleri de yıllardır Türkiye'nin bilim adamlarını, sanatçılarını, hukukçularını, mühendislerini yetiştiren kurumlardır' dedi.


Devletin avantajları

* Köklü bir geleneğe sahipler.

* Arkalarında devlet var.

* Ticari amaç gütmüyorlar.

* Yurt, barınma sorunları büyük ölçüde çözülmüş durumda.

* Öğretim kadroları, özellikle eski üniversitelerde oturmuş durumda.

* Çok önemli bir bölümü, çok güzel kampüslere sahipler.

* Türkiye'nin dört bir yanına yayılmış durumdalar.

* Yemek, barınma, spor, sağlık ve diğer olanaklardan yararlanma ya ücretsiz ya da çok düşük maliyette.

* Çok azı dışında ulaşım sorunları yok gibi.

* Çok iyi kütüphaneleri ve bilişim altyapıları var.


Vakıfların artıları

* Devlet üniversiteleri ile rekabet ortamı yaratarak akademik çıtanın yükselmesini sağladılar.

* Yurtiçi ve yurtdışından çok iyi bir öğretim kadrosu kurarak bir birleriyle yarışır hale geldiler.

* Devlet üniversitelerinin hantal yapılarının aksine daha dinamikler.

* Öğrenciye sundukları sosyal olanaklar çok daha geniş yelpazede.

* Yeni bölümler açarak gençleri farklı meslekler tanıştırıyorlar.

* Daha esnek eğitim programları uyguluyorlar.

* Yabancı dil konusunda daha iddialılar.

* Burs olanakları giderek daha da genişliyorlar.

* Yurtdışı ilişkileri çok daha hızlı.

* Öğrenci memnuniyeti konusunda daha dikkatliler.

* Kendine güven ve vizyon kazandıranların sayısı artıyor.


Genç ama prestijli

Türkiye'nin en prestijli özel üniversitelerinin olan Bilkent Üniversitesi, 1986'da başladığı eğitim hayatına sağlam adımlarla devam ediyor.

2011 Dünya Üniversiteleri Sıralaması'na göre Bilkent, dünyanın en iyi 400 üniversitesi arasında 201-225 aralığına yerleşti. Sıralamaya giren Türk üniversiteleri arasında en yüksek puanı Bilkent Üniversitesi elde etti. İngilizce eğitim veren üniversiteden bugüne kadar 33 bin öğrenci mezun oldu. Üniversitede halen 13 bin öğrenci eğitim görüyor. Bu öğrencilerin yüzde 40'ı burslu. Üniversitede burslar karşılıksız veriliyor. Tam burs veya yüzde 50 burstan yararlanmak için, üniversiteye girişte bu kontenjanlardan yerleştirilmiş olmak gerekiyor. Üniversitenin 2012-2013 akademik yılı için eğitim ücreti 20 bin 800 lira. Eğitim ücreti bütün eğitim programları ve İngilizce Hazırlık programı için aynı. Üniversitede 34 lisans, 6 ön lisans ve 47 lisansüstü programı var. Öğretim kadrosu bin kişiyi aşıyor. Bu kadronun dörtte birini 40 farklı ülkeden yabancı akademisyenler oluşturuyor. Öğretim üyelerinin yüzde 85'i doktora derecelerini yurtdışında dünyaca bilinen üniversitelerden aldı. Bu akademisyenlerin önemli bir bölümü, çalışmalarını ülke dışında sürdürmekteyken Bilkent'e katılmayı tercih etti. Bilkent'in dünyada 260 üniversite ile öğrenci değişim anlaşması bulunuyor. Bilkent Üniversitesi, dünyanın yükseköğretim alanındaki öncü yayınlarından Times Higher Education (İngiltere) ile sektörel bilgi analizi lideri Thomson Reuters (ABD) tarafından yayımlanan dünyanın en iyi 100 genç üniversitesi listesinde 32. sırada yer aldı.


Fetihle yaşıt bilim yuvası

Kuruluşu İstanbul'un fetih tarihi 1453 yılına dayanan İstanbul Üniversitesi (İÜ), Türkiye'nin en köklü üniversitesi unvanına sahip. Türkiye'deki diğer üniversitelerin de çekirdeğini teşkil eden hem öğretim üyeleri hem de yetiştirdiği öğrencilerle diğer üniversitelerin altyapısını oluşturan İÜ'nün bugün de birçok alanda liderliği devam ediyor. Sosyal, Fen ve Sağlık Bilimleri alanlarında öncü çalışmalara imza atan akademisyenleri bünyesinde barındıran üniversite, YÖK verilerine göre Türkiye'nin en çok bilimsel yayın yapan üniversitesi konumunda. 'Dünyanın En İyi 400 Üniversitesi' içinde de yer alan İÜ, 2011 yılında listede 385. sıraya yükseldi. ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı'nın 20 bin üniversite arasında yaptığı araştırmada İÜ, tıp alanında dünyanın en iyi üniversiteleri arasında 156. sırada yer aldı. Bütün alanların toplam puanlamasına göre genel dünya sıralamasında ise 383. sırada bulunuyor. İngiltere'de QS World University Rankings tarafından 29 farklı bilim alanında yapılan dünya sıralamasında iletişim ve medya çalışmaları alanında 121. sırada, Modern Diller alanında ise ilk 160. sırada yer alıyor.







12 yıl önce