|

Güçlü ekonomiyle devler ligine girdik

Erdoğan'ın 11 yıllık Başbakanlığı döneminde Türkiye ekonomisi, sağlanan istikrar ve güven sayesinde geçmişin kötü izlerini silerek hızlı bir iyileşme kaydetti. Kısa sürede sağlanan mali disiplin sayesinde oluşturulan kaynaklar vatandaşa ve yatırımlara aktarıldı. Hayata geçirilen büyük projeler üretim ve istihdamın itici gücü oldu. Bu sayede milli gelir katlandı ve toplumun refahı yükseldi. Dünya krizle boğuşurken Türkiye büyümeyle uğraştı. 11 yılda 93 ülkeyi 305 kez ziyaret eden Erdoğan, ihracatçıların ve müteahhitlerin önünü açtı.

İbrahim Acar
00:00 - 4/08/2014 Pazartesi
Güncelleme: 23:22 - 3/08/2014 Pazar
Yeni Şafak
Güçlü ekonomiyle devler ligine girdik
Güçlü ekonomiyle devler ligine girdik
AK Parti'nin iktidara gelişinin üzerinden 11,5 yıl geçti. Partinin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarının 11 yılında Başbakan olarak görev yaptı. Yeni Türkiye'nin kuruluş mücadelesini veren AK Parti hükümetlerinin ekonomideki performansı; başarılı icraat başlıkları arasında ilk sıralarda yer aldı.
Ekonomik iyileşmede; tek parti iktidarının beraberinde getirdiği güven ve istikrar en önemli etken oldu. Halktan kendisine yönelen teveccühü refah ve kalkınma için itici güce çeviren AK Parti hükümetlerinin bu başarısında hiç şüphesiz en büyük pay Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a aittir. Türkiye'nin büyümesi için gece gündüz demeden çalışan Başbakan Erdoğan, şimdi Çankaya yolunda.
Yeni Şafak; önümüzdeki hafta sonu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda 'Milletin Adayı' Erdoğan'ın seçilme ihtimaline karşın, Başbakan'ken ekonomide yaptıklarını araştırdı. AK Parti iktidarı döneminde oluşan makroekonomik ölçekteki temel veriler ile 76 milyon vatandaşı ilgilendiren sosyo ekonomik konuları irdelediğimiz dizi yazımızda; iktisatçı akademisyenlerin görüşlerini de okuma fırsatı bulacaksınız.

11 yıllık istikrarlı yönetim sayesinde; Türkiye ekonomisi geçmişte örneğine az rastlanan başarılı bir süreçten geçti. İktidara gelir gelmez duyurduğu acil eylem planıyla ekonominin dengelerini krizlerden kolay etkilenmeyecek şekilde oturtan birinci AK Parti hükümeti; kısa sürede mali disiplin sağladı. Çalışan kesimin refahı artarken milli gelir katlandı. Hayata geçirilen büyük projelerle üretim ve istihdam yükseldi.

KRİZE RAĞMEN TÜRKİYE BÜYÜDÜ

Birçok Avrupa Birliği ülkesi dahil; dünya ekonomik krizle çalkalanırken, Türkiye istikrarlı ekonomi politikaları sayesinde krizden en az etkilenen ülkelerden biri oldu. Küresel finans krizinin en ağır seyrettiği dönemde yüzde 8,5 büyüyerek Çin'den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olan Türkiye; Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığında geçirdiği 11 yılda ekonomisini 2,6 kat büyüttü.

KİŞİ BAŞINA GELİR 10 BİN $'ı AŞTI

2002 yılında 230 milyar dolar olan Türkiye'nin milli geliri, 11 yılda elde edilen yüksek büyüme performansı sayesinde 822 milyar dolara yükseldi. Kişi başına düşen milli geliri 2002'de 3 bin 500 dolar civarında olan Türkiye, 2013 yılı sonu itibariyle kişi başına gelirini 10 bin 774 dolara çıkardı. Türkiye, bu büyük sıçramayla dünyanın gelişen ekonomileri arasında yerini almayı başardı. Şu anda dünyanın 16'ıncı, Avrupa'nın ise 5'inci en büyük ekonomisine sahip olan Türkiye; 2023'e kadar dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri olmayı hedefliyor.

DIŞ TİCARET HACMİ 4,5 KAT ARTTI

36 milyar dolar olan Türkiye'nin yıllık ihracatı; bugün 160 milyar dolara dayanmış durumda. 2002'nin sonu itibariyle 36 milyar dolar ihracatında içinde yer aldığı Türkiye'nin dış ticaret hacminin son 11 yılda tam 4,5 kat artarak 105 milyar dolardan 475 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Geniş bir halk tabanını ilgilendirdiği için tarımdan örnek vermek gerekirse; Türkiye 2002 yılında 4 milyar dolar olan tarım ihracatını yüzde 500 civarında artırarak 21,3 milyar dolara çıkarma başarısı gösterdi.

BÜYÜME HIZI ANADOLU'YU SARDI

Hızla gelişen Türkiye'de ihracatın belli başlı kentlerde sıkıştırılması yerine Anadolu'nun her tarafına yayılması ekonominin güçlenmesinin de temel taşlarından birini oluşturdu. Zira 2002de sadece 5 ilin ihracat miktarı 1 milyar doların üzerini aşabilirken bugün 1 milyar dolar üzerinde ihracat yapan il sayısı 18'e çıktı. Bu iller ise şöyle: 'İstanbul, Ankara, Bursa, Denizli, Gaziantep, Hatay, İzmir, Kocaeli, Manisa, Sakarya, Adana, Antalya, Mersin, Kayseri, Konya, Mardin, Trabzon, Şırnak.'

93 ülkeye 305 ziyaret

Başbakan Erdoğan, 2003 ile 2014 tarihleri arasında, 5 kıtada 93 farklı ülkeye toplam 305 resmi ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye'nin uyguladığı aktif dış politikanın göstergelerinden olan ziyaretlerin yıllık ortalaması 28 olarak belirlenirken, Erdoğan'ın 35 ülke ve 125 seyahat ile en çok Avrupa'ya gitti. Erdoğan hemen hemen Avrupa ülkelerinin tamamını ziyaret ederken, en sık gittiği ülke ise milyonlarca vatandaşın bulunduğu Almanya oldu. Almanya'ya 15 seyahat düzenleyen Erdoğan, ABD'ye 14, Azerbaycan ve Avrupa Birliği'nin merkezinin bulunduğu Belçika'ya da 12'şer kez gitti. Erdoğan'ın 11 yılda 2 milyon 150 bin kilometre tutan seyahatlerinde hem Türkiye'nin başarı hikayesi dünyanın dört bir tarafına taşındı hem de ziyaretlerde Türkiye açısından önemli kazanımlar elde edildi. Ziyaret edilen ülkeler ile yapılan anlaşmalar sayesinde bu ülkelerle Türkiye arasındaki ticaret hacmi yüzde 354 oranında artarak 79 milyar dolardan 358,4 milyar dolara çıktı.

Başbakan Erdoğan, yurt dışı seyahatlerinde ticareti artırmak için iş adamı ve devlet liderleri ile sıkı ilişkiler kurdu. Erdoğan, bu ziyaretlerine giderken yoğun programı nedeniyle çalışmalarını uçakta da sürdürdü.

Dünyayı inşa ettik

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü inşaat, aynı zamanda ülkemize çok büyük döviz girdisi de sağlıyor. Türk müteahhitleri dünya genelinde her yerde her türlü projeyi inşa edebilecek kabiliyete erişmiş durumda. Gelinen bu nokta sayesinde dünyanın en büyük 250 müteahhitlik şirketinden 38'ini Türk firmaları oluşturdu. Türkiye, bu bakımdan dünya sıralamasında Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Türk müteahhitlerinin yurtdışındaki başarı grafiği de Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde hızla yükseldi. Başbakan Erdoğan; Ortadoğu, Türkiye Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika ülkelerine yaptığı ziyaretlerde Türk müteahhitlerinin yanında olduğunu ortaya koydu. Türkiye firmalarının yurt dışında üstlendiği işler yıldan yıla katlayarak arttı. 2002'de sadece 2,6 milyar dolar olan müteahhitlik hizmetleri, 2013'te 31,7 milyar dolara çıktı. 11 yılda 12 kat artan Türkiye'nin yurt dışındaki müteahhitlik hizmetleri geliri 2014'ün ilk altı ayında 10 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Türkiye'nin inşaat malzemeleri ihracatı ise 22 milyar doları aştı.

İKTİSATÇI GÖZÜYLE TÜRKİYE'NİN 11 YILI
İstikrar tamam reforma devam

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yülek: İstikrar ekonomik gelişmelerin ve kalkınmanın en önemli belirleyicilerindendir. Ak Parti döneminde Türkiye makro iktisadında istikrarın yerleştiğini görüyoruz. Böyle olunca şirketler daha güçlü bir ortama sahip oldular ve büyüme oranları yükselirken enflasyon oranları da düştü. Önümüzdeki dönemde de siyasi ve ekonomik istikrarın devam etmesi ve Türk ekonomisinin rekabet gücünün devam ettirilmesi için makro alanda cari dengenin sürdürülebilir olması, mikro alanda ise emek piyasasında iş ortamının kolaylaştırılması gibi alanlarda reformlara devam edilmesi gerekiyor.

BÜYÜME BAŞARILI

Büyüme, enflasyon ve işsizlik gelişmeleri açısından Türkiye oldukça başarılı. Ayrıca Türkiye'nin fiziki altyapısı hızla gelişiyor. İzlenen politikalarla, ihracat 2000'li yılların başına göre katlandı. Eğer ülkemize giren sermaye sebebiyle TL'deki aşırı değerlenme olmasaydı ihracat daha da hızlı artacak ve dış ticaret açığı düşecekti. TL'nin nisbeten aşırı değerlenmeden uzaklaştığı 2014'te gerçekleşen rekor ihracat büyümesi ve dış ticaret açığındaki düşüş bu görüşü destekliyor.

KAMU UCUZA BORÇLANIYOR

Dışarıdan giren sermayenin etkisi ve Türkiye hakkındaki risk algısının düşmesiyle faizler düştü. 2013 ortalarında Fed 'tapering' politikasının sona erdirilmesi kararları ve Türkiye'deki Gezi olaylarının da etkisiyle faizler asgari seviyelerine oranla bir miktar yükseldi. Ancak tarihi eğilimlere bakıldığında kamunun reel borçlanma maliyetleri hala oldukça düşük.

YARDIMLARI ARTIRDI

Türkiye, halkına daha yaşanabilir bir ortam sağlamaya çalışıyor ve etrafındaki ülkelere de artık ciddi ekonomik yardımlar yapıyor. Bu misyonun gerçekleşmesi, ulaşılabilir bir Türkiye vizyonundan geçiyor. Türkiye'nin vizyonu, kişi başına gelirin artırılması, hayat kalitesinin yükselmesi, ekonomik ve sosyal huzurun artırılması, Türkiye'nin en yaşanabilir ülkelerin başında gelmesi gibi unsurları içeriyor.

Enerji ve ulaşımın yeni merkezi

Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması Türk ekonomisine olumlu yansır. Zîra, temelde sembolik bir makam olan Cumhurbaşkanlığı'nın daha aktif bir hale gelmesi reformları hızlandırır. Kurulacak yeni hükümetin de güçlü ve icracı olması ve cumhurbaşkanlığı ile hükümetin işbirliği içinde çalışması önemli bir başarı faktörü olacaktır. Ayrıca, enerji ve ulaşım koridorları konusunda da Türkiye bölgedeki en önemli merkezlerden birisi haline gelmek üzere. Ülkemizin uluslararası hizmet ve finans merkezi haline gelmesi için de ilk önce Türkiye'nin iş ortamını çok iyi hale getirmesi gerekiyor.

YARIN: HALKIN REFAHI NASIL YÜKSELDİ?

10 yıl önce