|

Hisse çarkıyla Hazine zararı

28 Şubat'ta ekonomiyi dibe vurduran gelişmelerden biri de EGS Bank'ın TMSF'ye devrinde yaşandı. Hisse senetlerinin devri sırasındaki operasyonun maliyeti 350 milyon dolar oldu. Aynı dönemde Anadolu sermayesi baskıya uğrarken önü açılan OYAK, cirosuyla ülkenin 3. holdingi oldu.

Cem Küçük
00:00 - 13/03/2013 Çarşamba
Güncelleme: 22:21 - 12/03/2013 Salı
Yeni Şafak
Hisse çarkıyla Hazine zararı
Hisse çarkıyla Hazine zararı

2001 ekonomik krizinde en ilginç olaylardan biri EGS Bank'ın TMSF'ye devriydi. Hem Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BBDK) el konulmadan dört gün önce hem de TMSF EGS Bank'taki hisse senetlerinin devrine izin vererek Hazine'yi 350 milyon dolar zarara uğratıldığı iddia edildi. Peki bu nasıl oldu? IMF, 2001 yılında patlak veren ekonomik krizle birlikte, Gaziantepli işadamı Abdulkadir Konukoğlu'nun 'hakim hissedar' konumunda olduğu EGS Bank'ın TMSF'ye devrini istedi.

BANKALARIN VARLIKLARI SATILSIN

EGS Bank yönetimi, 15 Ocak 2001 tarihinde, Zekeriya Temizel'in başkanlığını yürüttüğü BDDK'dan bankanın 'hakim ortağı' Abdülkadir Konukoğlu ve ailesine ait hisselerin, EGS Grubu'nun yine halka açık şirketlerinden Egeser'e devri için izin istedi. BDDK, bu izin talebine olumsuz yanıt verdi. Tam da o günlerde BDDK'nın başkanlığına Engin Akçakoca getirildi. Öte yandan IMF yetkilileri EGS Bank'ın TMSF'ye devri konusunda çok ısrarcıydı. BDDK Başkan Yardımcısı Teoman Kerman Mart 2001 tarihinde bir yazı gönderdi ve bankaların varlıklarının satılmasını önerdi ve yazıda 'Adı geçen bankaların acil bir ölüm-kalım durumu söz konusu değildir. Halihazırda yükümlülüklerini karşılayabilecek kadar kafi derecede likit değerlere sahip durumdadırlar' denildi.

IMF'DEN EL KOYMA ŞARTI

IMF cevaben el koymanın şart olduğu konusunda ısrarcı oldu. BDDK Başkanı olan Engin Akçakoca'ya hitaben yazılan 8 Temmuz 2001 tarihindeki yanıtta şöyle denildi: 'Kent, EGS ve Bayındır konularına gelince, gözden geçirmenin tamamlanabilmesinin bir koşulu olarak bu bankaların TMSF'ye devredilmeleri konusunda ısrar ediyoruz.' IMF adına cevabı yazan Maliye ve Kambiyo İşleri Bölümü Direktör Yardımcısı Carl-Johan Lidgren'di. IMF'nin bu yanıtından önce BDDK, 4 Temmuz 2001 tarihinde, BDDK KYİ/14-1-5549 sayılı yazı ile Abdülkadir Konukoğlu'na ait EGS Bank hisselerinin EGS EGESER şirketine devredilmesine izin verdi. Yazıda, 'Bankamız ortaklarından Abdülkadir Konukoğlu'nun Bankanız Yönetim Kurulu'na üye belirleme imtiyazı veren hisselerin tamamının 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 8'inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca EGS Bank EGESER Giyim Sanayi İç ve Dış Ticaret A.Ş.'ye devredilmesi, BDDK'nın 28.06.2001 kararı ile uygun görülmüştür' denildi.

El konma kararını önceden biliyordu

BDDK ve TMSF ise EGS Bank'ın devrinden ancak, bir yıl sonra EGS Holding, EGS Dış Ticaret, EGS Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Finansal Kiralama şirketlerine el koydu. Bu operasyon sonucunda Hazine'nin tam 350 milyon dolar zarara uğradığı iddia edildi. Muhtemelen Abdülkadir Konukoğlu bankaya el konacağının haberini önceden almıştı. O dönemin önemli bir ismi Konukoğlu'nu arayıp mesajı vermişti. Konukoğlu'nun da jet hızıyla yukarıda bahsedilen operasyonu gerçekleştirdiği ileri sürüldü.

Mal varlığıyla senet tahsili

BDDK bu işlemden bir gün sonra bankanın TMSF'ye devrine karar vererek, Konukoğlu'na ait hisselerinin değerinin 'sıfıra' indiğini kamuoyuna duyurmuş oldu. Bankanın Fon'a devriyle ilgili karar 10 Temmuz 2001'de Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu işlemler sonucunda EGS Holding bünyesindeki EGESER'e ait Yeşilköy Havalimanı yakınlarındaki Dünya Ticaret Merkezi'nin bloklarından biri bu hisseler karşılığında el değiştirdi. Konukoğlu ailesi ve şirketlerine ait EGS Bank ve EGS Holding hisse senetleri karşılığında, EGS Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı hisse senetleri ile EGESER gibi grup şirketlerine ait çekler verildi. Konukoğlu ailesi, hisse senetlerini İMKB'de satarak nakde dönüştürürken, aldıkları çekleri ise EGS Yatırım Ortaklığı'na vererek İstanbul Yeşilköy'deki Dünya Ticaret Merkezi'nin 1-2 blokunu alarak tahsil etti. Konukoğlu böylece, sahip olduğu hisse senetleri bedelini borç senedi tahsil eder gibi yine 'hakim ortağı' olduğu kuruluşun mal varlığı ile tahsil etti.

Not: Bu yazıda 7 Nisan 2005 tarihli Birgün gazetesinde Murat Ören imzasıyla çıkan '350 milyon Dolarlık Operasyon' haberinden yararlanılmıştır.
Anadolu'ya engel OYAK'a kıyak

28 Şubat sürecinin en önemli etkisi ekonomik yıkım olmuştur. 2001 krizi sonrasında finansal sistemin güçlendirilmesi sürecinde kamu bankalarının görev zararlarının ülkeye maliyeti 21,9 milyar dolar seviyesinde tespit edilmiştir. Yüzde 100 mevduat garantisi altında özel sektör bankaların, zayıf denetim altında toplamış oldukları fonları geri dönüşü olmayan ekonomik birimlere transfer etmeleri, öz kaynakları yetersiz ve küçük ölçekli özel bankaların risklere karşı kırılganlığını artırmıştır. Nihayetinde bankacılık görevini yerine getiremeyecek hale gelen şirketlerin yönetimlerine TMSF tarafından el konulmuştur. TMSF'nin yönetimlerini devraldığı 25 banka için 31,4 milyar dolarlık kaynak ihtiyacı doğmuştur. Sonuç olarak özel sektör ve kamu sermayeli bankaların yeniden yapılandırılma maliyetinin 55 milyar ABD doları olduğunu ifade edebiliriz. Askeri müdahalelerin önemli nedenlerinden birisi askeri kesimin gelir düzeyinin gerilemesidir. 1960 askerî darbesi sonrasında kurulan OYAK, 28 Şubat sonrasında siyasal etkinliğini kullanarak özellikle bankacılık alanında önemli gelişmeler kaydetmiştir. OYAK bu gücü sayesinde Sümerbank'ı TMSF den çok uygun bedel karşılığında satın almış ve karlılığını önemli düzeyde artırmıştır.

ASKERİ CİRO TAVAN YAPTI

28 Şubat öncesinde sıralamaya giremeyen OYAK 2000 yılında 4,9 milyar dolarlık ciroyla Koç ve Sabancı Holding'den sonra üçüncü sıraya yerleşmiştir. Bu süreçte Anadolu sermayesi üzerinde büyük baskı oluşturuldu. Örnek olaylardan birisi Dost Sigorta üzerinde yapılan baskılar olmuştur. Dost Sigorta'nın yöneticileri bakın o dönemi nasıl anlatıyorlar:

Şirketi verip kurtulduk

Mustafa Tekeli: Gece saat onda evimize polis gelmiş kızım 'Baba kapıda polisler var arama yapacaklarmış' dedi. Giyindim çıktım, Nuh Mete Yüksel imzalı bir arama emrini gösterdiler, okuttular sonuna kadar da okuduk. Götürdüler emniyetin alt katına, baktım bizimle beraber kuruluşta ismi geçen arkadaşları da getirmişler. Onlar içerisinde çok kıymetli insanlar var ama hele birisi yaşlı Hasan Eser onun geldiğine ayriyeten de üzüldüm. Tecrit aşağı katta bir yerde duruyoruz tek tek yukarı çıkarıyorlar sorguluyorlar. 'Parayı nereden buldunuz? Niye sigorta şirketi kuruyordunuz? Size kim söyledi bu sigorta şirketi kurmasını? Kredi almışsınız niye kredi alıyorsunuz' diyorlar.'

EMEKLERİMİZ HEBA OLDU

'Biz anladık ki bu şirketi onların eline atmazsak, şirketten vazgeçmezsek daha fazla üzerimize gelecekler, daha çok yıpratacaklar, daha başka şeyler yapacaklar gözleri dönmüş adamlara al tamam şirketten vazgeçtik 1,5 milyon dolar, 6 ay 46 personeli orada eğittiğimiz yerleri tuttuk, dekore ettik, acentelikteki personeli eğittik hepsi heba oldu. 15 sene öncesinde 1,5 milyon dolar iyi para, böyle bir zarar görmüş olduk. 8 günde 13 iş adamı gözaltında tutuldu. Gazetelerde idamla yargılanacak dediler, çoluğumuz çocuğumuz burada feryat ediyor.'

Baskıdan üretim yapamadık

Saffet Arslan: İpek Mobilya'yla ilgili sevincim, gayretim hiç kalmadı. İnşaatlarım vardı yarım bıraktım, devam ettirmedim ve ben işten çekildim. Biraz kitaplarla uğraştım, diyordum ki birileri sizi durdurmaya çalışabilir, enerjinizi tekrar kazanıp onlara inat yürümelisiniz; ama yarım devam ediyor. İşime tevdi etme gücünü kendimde bulamadım. Tutukluktan döndüm işimin başına geçtim, bir baktım Ankara'dan gönderilmiş tetkikli kontrolör, vergi uzmanları didik didik ediyorlar İpek Mobilya'yı. Bütün teyakkuzda çalışanlarım, iş üretemiyorlar memurların baskısına yetişmeye çalışıyorlar. Biz maliyeye bu olmaması gereken hesap vermeye meşgul iken piyasada bir dedikodu yayılıyor 'İpek Mobilya battı batıyor' maliyeciye bir gün gittim dedim ki 'Akşam ben televizyonda 'batmadık, işimize devam ediyorum' diye ilan veriyorum siz gelmişsiniz burada hesap soruyorsunuz.'

BDDK başkanına dava açıldı

Engin Akçakoca, bankaya el konulmadan 5 gün önce işadamı EGS Bank hisselerinin Egeser'e devredilmesine izin vererek, Hazine'nin 350 milyon dolar zarara uğratmakla suçlandı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden tarafından açılan davanın iddianamesinde, Konukoğlu'na ait 6 bin 750 adet EGS Bank A grubu hisse senedinin Egeser'e devrinin usulsüz olduğu öne sürüldü. Aranan şartları taşımayan bir hissedara bu hakkın verilmesinin görevi suiistimal niteliğinde bir eylem olduğu ifade edildi. Akçakoca o dönem görevini kötüye kullanmak suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. 1 Mayıs 2007'de mahkeme karırını açıkladı ve Akçakoca'nın kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verdi.

YARIN: 28 Şubat'ta OYAK Bank'ın hızlı yükselişi
11 yıl önce
default-profile-img