İsrail'in Temmuz ayından bu yana Gazze'ye düzenlediği saldırılarının bir holokost olduğunu belirten Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, İsrail'in Gazze'de yerleşim alanları, camileri, Birleşmiş Milletler okulları ve hastaneleri bombaladığını kaydetti. Saldırılarda 2 bin kişinin öldüğünü ifade eden Meşal, 'Bunların dörtte biri çocuk, dörtte biri kadın ve yaşlı. İşte gerçek holokost budur. Bu düşman onlarca sene önce Hitler'in yaptığının benzerini yapıyor' dedi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, Amerika'nın terörle mücadele söylemini kendisine kılıf edinerek Gazze'ye saldırdığı kaydeden Meşal, 'Siyonistlerin oyunu bozuldu, günden güne de kaybediyor. Bu kaybı azaltmak için elinden geleni yapıyor. İsrail Gazze'ye saldırdı biz de kendimizi savunuyoruz. Topraklarımızı ve halkımızı savunma hakkımız var. İsrail'le aramızda imkan farkı olsa da kararlıyız ve galip gelecek olanlar bizleriz. Siyonist düşman, dünyayı aldatmaya çalışıyor ama artık bu aldatmacanın sona erme zamanı geldi' diye konuştu.
Hamas'ın bir direniş hareketi olduğunu da hatırlatan Meşal, stratejilerinin savaşı devam ettirmek olmadığını söyledi. Savaşların devlet arasında olacağına vurgu yapan Meşal, kendilerinin bağımsız oluşumlar olmadığını, işgal altında bir halk olduklarını ve işgalci bir devletle savaştıklarını söyledi. Meşal, 'İsrail, bizim üzerimizde devletler arasında cereyan eden savaş şekillerini deniyor. Bizim ise kendimizi savunmaktan başka şeyimiz yok' dedi. Müzakere sürecinde İsrail ve Hamas arasında anlaşmaya varıldığı ve imzaların atılacağı yönünde iddialara da cevap veren Meşal şunları söyledi: 'İsrail, Filistin'in direnişin meyvesini toplamaması için çaba sarf etti fakat başarısız oldu. İsrail yönetimi, sahadaki başarısızlığı sonucu iç krizle boğuşuyor. Tüm Filistinlilerin üzerinde anlaştığı taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz. Bunların başında, Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılması yer alıyor.'
'Dolaylı müzakereler, amaç değil araçtır' diyen Meşal şunları söyledi: 'Taleplerimize ulaşmamızı sağlayacak koşullar oluşmazsa müzakerede bulunmanın bir anlamı kalmaz. Bizim için gösterge, düşmanın Filistinlilerin taleplerine karşılık vereceğini görmek olacaktır. Direnişin silahsızlandırılması konusu ise kesinlikle kabul edilemez. İsrail talep etti. Müzakerelerde gündeme alınmasını reddettik. Türkiye'nin Filistin halkı için yaptığı cömert fedakarlıklar var. Son yaşanan savaşta Türkiye, seçimlerle meşgul olmasına rağmen, siyasi, manevi ve toplumsal desteğini esirgemedi'
