Resmi ziyaret için bulunduğu Stocholm'de, İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt ile ortak basın toplantısı düzenleyen Obama, toplantı yöneticisinin kendisine yönelttiği soruları yanıtladı.
Obama'ya önce, Kongre'nin Suriye'ye askeri müdahaleye onay verip vermediğine bakmadan bu ülkeye harekat düzenlemek konusunda kararını verip vermediği sorusunu yönelten yönetici, daha sonra da "Suriye konusunda kırmızı çizgiler çizdiğinizde bunlar aşıldığında itibarınızın korunması için bir saldırı düzenlemek şart mıdır" diye sordu.
Söz konusu kırmızı çizginin kendisi tarafından değil, savaşlarda kimyasal silahların kullanılmasını yasaklayan bir uluslararası anlaşmayla çizildiğini vurgulayan Obama, bu anlaşmanın kimyasal silahların kullanımının tiksindirici olduğunu söyleyen dünya nüfusunun yüzde 98'in temsil eden ülkelerce imzalandığının altını çizdi. Bu kırmızı çizginin Kongre tarafından da onaylanarak kabul edildiğini vurgulayan Obama, "ABD Kongresi, çıkardığı Suriye'nin Hesap Verme Sorumluluğu Kanunu ile kırmızı çizgiyi belirledi" dedi.
Suriye konusundaki değerlendirmelerinin, "tüm insanlığın ezici bir çoğunlukla yanlış olduğunu kabul ettiği" kimyasal silahların bu ülkede kullanılmasıyla değiştiğini anlatan Obama, "Bu, benim sanki uydurduğum, hiç yoktan ortaya attığım bir şey değil. Bunun bir nedeni var" dedi.
Suriye konusunda kendi güvenilirliğinin tehdit altında olduğunu kabul etmediğini belirten Obama, asıl uluslararası kuralların önemli olduğu düşüncesine destek verdiğini söyleyen ancak sözlerinin arkasında durmayan uluslararası toplum, ABD ve Kongre'nin güvenilirliğinin tehdit altında olduğunu ifade etti.
Suriye'de 400 çocuğun kimyasal gazlarla öldürüldüğüne ilişkin görüntülerin ortaya çıkmasının ardından herkesin duyduğu öfkeyi dile getirdiğini ve kendi kendilerine, "modern bir dünyada bunun nasıl olabildiği" sorusunu sorduğunu belirten Obama, "Bunlar oldu çünkü hükümetin biri bu ölümcül silahları sivil halk üzerinde kullandı" diye konuştu.
"Şimdi soru, uluslararası toplumun, bunun uyulması gereken bir uluslararası kural olduğunu söylediği zaman ne kadar güvenilir olduğudur. Soru, Kongre'nin, kimyasal silahların kullanılmasını yasaklamamız gerektiğini söyleyen bir kanunu geçirdiği zaman ne kadar itibarlı olduğudur. Harekete geçmemiz gerektiğine kesinlikle inanıyorum çünkü ne kadar bunu kınarsak, yeni kararlar çıkarırsak ve buna benzer şeyler yaparsak yapalım fiilen bunu (güvenilir olmadığımızı) söylemiş oluyoruz, kararlardan utanç duymayan birileri de sonuçlarından çekinmeden buna devam edebilir."
Basın toplantısında ABD-Rusya ilişkilerine de değinen Obama, ABD ve Rusya ilişkilerinin yeniden düzenlenmesinin geçici bir heves olmadığını söyledi.
Obama, Rusya ile uzun vadeli ortak çıkarların devam ettirilmesinden yana olduğunu ve bunu başardıklarını vurguladı. Obama, yeni START (Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşması) anlaşmasının imzalandığını ayrıca Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldığını söyleyerek, bunun, Rusya ekonomisinin yanı sıra aralarında Amerikan şirketlerinin de bulunduğu Rusya'ya yatırım yapacak firmaların da çıkarına olduğunu ifade etti.
Terörle mücadele konularında da Rusya ile çalışıldığını hatırlatan Obama, Rusya'nın ABD'ye Afganistan'da büyük yardım sağladığını anımsattı. Rusya ve ABD arasında görüş ayrılıklarının da bulunduğuna işaret eden Obama, buna Suriye'yi örnek gösterdi.
Rusya'nın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle uzun vadeli bir ilişkisinin bulunduğunu hatırlatan Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Suriye'nin toprak bütünlüğünden endişe duyuluyorsa, şiddete son verilmesi isteniyorsa siyasi geçişin olması gerektiğini söylediğini kaydetti. Obama, Putin'e Esed'in ülkeye barış getiremeyeceğini ifade ettiğini ancak Putin'in bunu kabul etmediğini belirtti.
Putin'in bazı konulardaki tutumunun değişmesini umduğunu dile getiren Obama, iyimser olduğunu, uluslararası müdahalenin daha etkili olacağını düşündüğünü, Rusya'nın sorunlara farklı bir yaklaşım benimsemesi halinde daha hızlı şekilde ölümlere son verebileceklerini vurguladı.
