|

İki trilyon dolarlık plan

Taiz’den sonra Yemen’deki ilerleyişine hız veren İran destekli Husi militanlar Muha Limanı’nı ele geçirdi. Böylece, başta petrol olmak üzere uluslararası ticaretin can damarı olan Bab’ül Mendeb Boğazı’nın Husi kontrolüne geçişinin önü açılmış oldu. Bu durum bölgede büyük bir krizi ve uluslararası müdahaleyi tetikleyebilir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 26/03/2015 Perşembe
Güncelleme: 22:13 - 25/03/2015 Çarşamba
Yeni Şafak

Yemen'de Sünni hükümet ile Şii Husi isyancılar arasındaki kriz, uluslararası ticaret yollarındaki denklemleri de değiştirmek üzere. Ocak ayında başkent San'a'yı ele geçiren Şii militanlar, 22 Mart günü stratejik öneme sahip Taiz'i aldıktan sonra ilerleyişine hız verdi. Taiz'den ilerleyişini sürdüren Husiler, bu şehre 110 km uzaklıktaki Muha Limanı'nı da ele geçirmeyi başardı.



İRAN'IN KONTROLÜNDE


İran destekli Şii isyancıların bu hamlesi oldukça stratejik önemdeki Bab'ül Mendeb Boğazı'nda hakimiyet kurmalarının önünü açtı. Yılda 40 bine yakın geminin geçtiği bu boğazın yıllık 2 trilyon dolara yakın bir ticari hacminin bulunduğu ifade ediliyor. Öte yandan Afrika ile Asya kıtalarını birbirinden ayıran bu boğaz dünya petrol ticaretinin göz bebekleri arasında. 32 km genişliğindeki Bab'ül Mendeb, Kızıldeniz'i Hint Okyanusu'na bağlıyor ve bu boğazı kullanan on binlerce gemi Asya'dan Afrika'ya geçebiliyor.



TİCARETİN YÜZDE 30'U


Bu boğazı kullanmayan gemiler Ümit Burnu'nu dolaşıp 4 kat fazla mesafeyi göze almak zorunda kalıyor. Dünya petrol ihracatının yaklaşık yüzde 30'u da bu yol kullanılarak yapılabiliyor. Uluslararası kaynaklar, İran'ın sadece bu boğazda hakimiyet kurmak için dahi Husileri silahlandırabileceğinin altını çiziyor. Uluslararası su yollarının en önemlileri arasında olan boğaza, Kızıldeniz'i Süveyş Kanalı'na bağladığı için Mısır ve İsrail de önem veriyor.



İran'ın bu boğaz üzerinden Kızıldeniz'i tehdit etme ihtimali Ortadoğu ülkelerini de heyecanlandırdı. Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, Mısır ve Suudi Arabistan'a çağrıda bulunarak Kızıldeniz'e kıyısı bulunan ülkelerin güvenliği konusunda acil görüşme talep etti. Arap Birliği'nin eski Genel Sekreteri Amr Musa ile Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora da ortak bir açıklama yaparak, Yemen'de güvenliğin tesisi için Arap dünyasını iş başına çağırdı.



HİZBULLAH ÖRNEĞİ


Askeri strateji uzmanları ise, İran'ın tıpkı Hizbullah örneğiyle Lübnan'ı kontrol etmesi gibi Husiler kanalıyla da Yemen'i kontrol altına almaya çalıştığına dikkat çekiyor. İran destekli Husilerin Bab'ül Mendeb Boğazı'nı kapatabileceği ve Hürmüz Boğazı gibi bu boğazın da İran kontrolüne geçeceği de konuşulan başka bir senaryo. Bu durumda, Mısır'ın ekonomik çıkarlarını korumak için askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceği ifade ediliyor.



İşgal Aden'e dayandı


Husi Ensarullah Örgütü, Yemen'in en büyük hava üssü olan Anad'ı ve Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi'nin yeni yönetim merkezi olarak kullandığı Aden'e 60 kilometre uzaklıktaki Lahic kentini ele geçirdi. Hadi yanlısı Halk Komiteleri'nin de Husi militanları ile çatışmaya girmeden Aden kentinin kuzey girişinden çekildiği iddia edildi. Ülkenin güneyindeki Aden'in 50 kilometre yakınındaki Lahic kentini kontrol altına alan Husilerin sıradaki hedef olarak Aden'i belirlemesi ile birlikte halk evlerine kapandı.



ABD üssü Husilere kaldı!


Taiz'den sonra ilerleyişini sürdüren İran destekli Husi militanlar, ABD'nin geçtiğimiz gün boşalttığı Anad Hava Üssü'nü de ele geçirdi. Savunma Bakanı Mahmud es-Subeyhi, 21 Mart'ta ülkenin en büyük hava üssü olan Anad'ın komutanını “Husiler ve eski Cumhurbaşkanı Salih ile” bağlantısı olduğu gerekçesiyle görevden almıştı. 2012 yılında Anad Hava Üssü'nde konuşlanan Amerikan askerleri, buradan El Kaide örgütüne İHA operasyonları düzenliyordu.




#Yemen
#Husiler
#Cumhurbaşkanı Hadi
9 yıl önce