İslam karşıtlığı ile beslenen Alman ırkçıları istihbarat teşkilatları üzerinden örgütleniyor. Alman halkının yüzde otuz dördü, İslam’ı bir tehdit olarak görüyor. Bu oranda Alman derin devletinin payı yüksek. Çünkü ülkede Neo-nazilerin işlediği bütün cinayetlerin üstü örrtüldü. Yüzlerce evin yakılması, insanların öldürülmesi gibi, ırkçı eli değen hiçbir cinayet ve suçun aydınlatılamamış olması da derin devlet şüphesini güçlendiriyor.
Almanya’da İslamofobik davranışlar yükselişe geçerken halk arasında bir de Müslümanların siyasi bir parti kurma korkusu yayılmaya başladı. Almanya Hristiyan Birlik Partisi (CDU) adına Federal Parlamento Meclis Grup Başkanı Volker Kauder, Welt gazetesine bir demeç verdi. Açıklamalarında Almanya’da İslami bir siyasi partinin oluşumuna izin verilmemesi gerektiğini belirten Kauder, “Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın partisi AKP’nin bir kolunun Almanya’da olması yeteri kadar düşündürücüdür” yorumunda bulundu. PEGIDA’nın düzenlediği gösteriler hakkında da konuşan Kauder, İslam karşıtı göstericilerin tamamının “sağcı çete” olarak nitelendirilmesine de tepki gösterdi.
Almanya’nın Türkiye korkusunu gösteren bir olay da geçen hafta ‘Türk istihbarat servisi için çalıştıkları suçlamasıyla’ Muhammed Taha G. (58) Ahmet Duran Y. (58) ve Göksel G. (33) adlı üç Türk'ün tutuklanmasıydı. Karar uyarınca, Federal Savcılık yönetimindeki Rheinland-Pfalz eyaleti Asayiş Şubesi harekete geçmiş, Muhammed Taha G. ile Göksel G. Frankfurt, Ahmet Duran Y. ise Kuzey Ren Vestfalya'daki evinde gözaltına alındı.
Avustralya’nın Queensland eyaletinde Longreach kasabasında bir restoran sahibinin günlük menü tabelasına ‘’Özür dileriz Müslümanlar giremez’’ yazması tepki çekti. Restoran sahibi John Hawkes, olayın duyulmasından sonra yaklaşık 200 telefon aldığını belirterek, bunlardan bir kısmının tepki, diğerlerinin ise destek amaçlı olduğunu kaydetti. Longreach Belediye Başkanı olayın üzücü olduğunu ifade etti.
Almanya’daki neo-nazilerin camilere yönelik si-istematik saldırıları sürdürüyor. Son olarak geçen hafta Dormagen kentinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Süleymaniye Camisi ırkçı saldırıya maruz kaldı. Sabaha karşı 04.00 sularında gerçekleşen saldırıda caminin duvarlarına ‘’Yaşasın Hitler, yaşasın NSU’’, ‘’Almanya’da İslam batsın’’ ve nazilerin sembolü çok sayıda gamalı haç çizildi. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, faillerin bulunmasına yardım edenlere bin 500 avro ödül vadetti. Saldırı sonrası cami derneğini ziyaret eden Dormagen Belediye Başkanı Erik Lierenfeld, “Bu yazıları şiddetle kınıyorum. Bazı kafası karışmış olanlar bu tarz faaliyetlerle şehrimizde sürdürdüğümüz güzel beraberliği tehlikeye atmak istiyorlar. Bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 12 Ağustos’ta Berlin Mevlana Camii’ndeki kundaklama hakkında incelemede bulunarak bir rapor hazırladı. Komisyon bünyesinde oluşturulan heyetin raporunda camilere yapılan saldırıların büyük kısmının cezasız kalmasının, saldırı niyetinde olan kişileri cesaretlendirdiği, Müslüman toplumda korku, endişe ve güvensizliğe yol açtığı kaydedildi. Heyet Avrupa’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığını izleme çalışması kapsamında 11-26 Ağustos tarihleri arasında gerekleşen tüm cami saldırıları hakkında yetkililerle istişarede bulundu. Raporda, “2014 yılının ilk dokuz ayında gerçekleşen 25 saldırının 14’ü dini motifli olup 10’unun camileri hedef aldığı” ifade edildi.
Göçmen karşıtı gösteri yapmadıklarını öne süren Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar grubu (PEGIDA), İslam karşıtı sokak gösterilerinin yanısıra ülke çapında fiziksel şiddete de başvuruyor. Almanya’nın Baden Württemberg eyaleti Rottenburg kentinde Gambiya kökenli iki göçmen PEGIDA tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya maruz kaldı. Saldırı hakında yapılan açıklamada Afrikalı göçmenlerin ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Öte yandan olayla ilgisi olduğu anlaşılan bir saldırgan da göz altına alındı. Staubing kentinde ise bir diğer Afrikalı mülteci 3 ırkçının saldırısına uğradı. Mülteci tedavi altına alındı.