Güney Asya sularında mahsur kalan binlerce Arakanlı Müslümanlar (Rohingyalar) ve Bangladeşli göçmenin neler yaşadıklarına dair duyduklarımız buzdağının sadece görünen yüzü. Hayatta kalabilmeyi başarmış göçmenlerin tüyler ürperten hikayeleri, dövülerek ve aç bırakılarak öldürülen masum insanların denize atılmasıyla gizlenen vahşetin arka planını gün yüzüne çıkarıyor. İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, toplu mezarlar ve mülteci kamplarının ortaya çıkması sonrası Tayland ve Malezya yetkililerinin göçmen teknelerine göz açtırmaması nedeniyle geri adım atmak yerine işi daha da ileri götüren insan tacirleri, kargo gemilerini kaçak kamplara çevirdi.
Arakan'daki Budist zulmünden ve Bangladeş'teki insanlık dışı ortamdan kaçanları teknelere dolduran tacirler, göçmenlerin ailelerinden fidye almaya çalışıyor, istediklerini almadıklarında ise tecavüz, işkence, aç bırakma ve daha birçok caniliğe başvuruyor. İşkenceler aileler para yollaya kadar devam ediyor ve fidyesi ödenen mülteciler küçük botlarla sahile yollanıyor. Arakan Projesi'ne konuşan göçmenler bu vahşet ile Tayland ve Malezya'da ortaya çıkarılan onlarca toplu mezarlar arasında sadece bir fark olduğunu söylüyor: Okyanusa atılan cesetlerin bulunma ihtimali yok!
Arakan Projesi'nin kurucusu Chris Lewa, “İnsan kaçakçıları bu işten vazgeçmeyecek. Şimdi de denizin ortasında 'kamp' kurmaya başladılar. Şubat ayı sonundan bu yana binlerce, binlerce insan denizde mahsur kaldı. Denizde, Tayland'daki kamplardan daha fazla ölü olduğunu düşünüyorum” dedi. 'Kamp gemi'lerden birinden kurtulan bir kadın ise, 6 katlı olarak tarif ettiği geminin güverte altında 3, üstünde de 3 katının bulunduğunu söyledi. Gemide yaşan korkunç tecavüz olaylarına dikkat çeken göçmen, “12 yaşında çok güzel bir kız vardı. Bir grup erkek tarafından bir odaya götürüldü. Gemiden bir daha bırakılmadı” ifadelerini kullandı. Diğer kadın göçmenler de, hemcinslerinin direnmeleri halinde öldüresiye dövüldüğünü anlattı. Vahşetin tanıkları ayrıca, gemide kendilerine çok az yemek verildiğini, daha fazla istediklerinde de dayak yediklerini söyledi.
Arakan Projesi'ne konuşan 19 yaşındaki bir Rohingya da Burma'dan sığır yüklü bir gemiye bindirildiklerini, Tayland yakınlarına geldiklerinde ise daha büyük bir gemiye katıldıklarını, içeride binden fazla kişinin olduğunu ifade etti. Genç göçmen, “Gemide 14 gün geçirdim. 3 gün sonra da başka bir gemiye aktarıldık. Bizden ilk istedikleri şey akrabalarımızı telefonla aramamız oldu. Telefon numarası vermeyenler dövüldü. İnsan tacirleri, yolculara onlaır makine zincirleri ile vurmalarını emretti. Telefon numarası olanları bile dövdüler. Ayrılmadan önce 3 adamın felç olduğunu, bir cesedin de gemiden atıldığını gördüm” dedi. Tayland'dan Guardian'a konuşan başka bir göçmen ise, gemide 3 ay kaldığını ve insanların her gün iki ya da üç kez dayak yediğini anlattı. Tayland polisine danışmanlık yapan Abdul Kalam da, bir tankerin “kamp”a dönüştürüldüğünü, iki ay boyunca 2 bin insanla sürekli hareket halinde olduğunu söyledi.
Açe'ye sığınan mültecilerle konuşan araştırmacı Lilianne Fan, “Birçoğu, uluslararası sularda büyük gemiler içinde oluşturulan 'offshore kamp'larda tutulduklarını anlattı” dedi. 15 yaşındaki bir göçmen ise, devasa kamp gemilerinde hastalıktan 34 kişinin öldüğünü ve cesetlerin denize atıldığını ifade etti.
Petrol zengini Körfez ülkelerinden Katar, Arakanlı Müslüman göçmenlere kucak açan Endonezya'ya yüklü bir yardım yapacağını açıkladı. Katar Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Katar Emiri Tamim bin Hamad es-Sani Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile Doha'da gerçekleşen görüşmenin ardından yardım sözünü verdi. Haberde Sani'nin “Rohingya göçmenlere ev sahipliği yapan Endonezya hükümetinin masraflarının karşılanması için 50 milyon dolarlık bağış yapılması” talimatı verdiği belirtildi.
