Türkiye’den, İngiltere’den, Almanya’dan, Çin’den kendilerini arayanlar olduğunu söyleyen baba Barakat, Türk halkının ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cinayete tepkilerine de değindi: “Türkiye’ye birkaç yıl önce gittim. Her zaman Türk halkıyla çok iyi deneyimlerimiz oldu. Harika insanlar. Eşime, ‘yaşayabileceğimiz ideal yer’ diyorduk. Onların bize bu olaydaki desteği, Suriyeli sığınmacılara yardımı bizi çok etkiledi. Türkiye’de bir kliniğe oğlumun adını vermelerini televizyondan izledik. Çok dokundu bize, çok etkilendik. Müslüman Amerikalılar olarak minnettarız. Ne kadar teşekkür etsem azdır” diye konuştu. Nami Barakat ayrıca, New York’ta temaslarda bulunacak Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşme imkanı olursa da bundan mutluluk duyacağını kaydetti.
Kardeş Faris Barakat, olayın başında ABD medyasının konuyu ele almakta geç kalmış ve olayın nefret suçu olarak tanımlanması konusunda tartışmalar yaşanmış olsa da o günden bu yana gerek yerel gerek federal hükümetin konuyla yakından ilgilendiğini söyledi. Barakat, “Konu için federal hükümetteki en iyi savcılardan biri atandı. Chapel Hill polis şefi, diğerleriyle birlikte geldi ve bunun park sorunuyla ilgili yansıtılmasından dolayı bizden özür diledi” ifadesini kullandı.
Barakat ailesi, yaşananların yeni gerilimlere, nefrete ve kine değil barışa, sevgiye ve hangi dinden, kökenden olursa olsun insanların iyilik için bir araya gelebilmesine aracı olmasını dileğini ifade etti. Anne Leyla Barakat, bu noktada duygularını şöyle dile getirdi: “Bu olay bir nefret suçu ama benim daha büyük korkum, bunun yeni nefret suçlarını ortaya çıkarması. Ben oğlumu kaybettim ama başka bir yerde hangi inançtan, ulustan olursa olsun başka bir evladın kaybedilmesi tehlikesinden korkuyorum. Biz bu olayın hiçbir şiddet için bir bahane olarak kullanılmasını istemiyoruz.”
Deah Barakat’ın ailesi, tüm bu nedenlerle gelecek ay yapılacak duruşmaya da katılmayı planlıyor. Leyla Barakat, “Hicks’e karşı hiçbir his beslemiyorum. Hatta bu tür bir nefrete sahip olduğu için onun adına da üzülüyorum. Ona nefretle bakmayacağım. Bu benim işim değil. Adalet Allah’tan gelir. Benim içimde barış var” şeklinde konuştu.
Oğlunun ölümünden sonra üzerinde evlendikleri tarih ile “gelin” yazan kuşağa sarılı bir CD bulduğunu aktaran anne Leyla Barakat, CD’de bulunan “A Fire Love” adlı tek şarkının sözlerine baktığında gözyaşlarına hakim olamadığını dile getirdi. Barakat, “Şarkının sözleri onların cenazesini tarif ediyordu, Bu bile sanki önceden yazılmış kaderlerine” ifadesini kullandı. CD’deki şarkının sözleri, “Dün her şey güzeldi sonra şeytan anılarınızı aldı. Eğer bugün ölüme düştüysen umarım gittiğin yer cennettir” şeklinde başlıyor.
Anne Barakat, “Sevgiyi, fedakarlığı, örnek İslam’ı gösterdiler. İnsanlar, onları tanımadan sevdi. Allah her şeyi detayıyla planladı onlar için. İsimleri bile bir mesaj içeriyor. Daeh ışık, nur, Yusor kolaylık, Razan bilgelik ve doğru yol demek. Böyle yaşadılar ve böyle anılacaklar” dedi.
Müslümanların çevrelerine gerçek İslam’ı göstermesi gerektiğini ifade eden kardeş Faris Barakat, şöyle konuştu: “Amerika’da insanlar bu olayla Müslümanlar ve İslam hakkında birçok şey öğrendi. Belki de ilk defa Müslümanların çok iyi öğrenciler olduğunu, toplumlarına yardım ettiğini, NBA maçlarını izlediğini, Amerikan kültürüne ait hobilerinin olduğunu gördüler. Onların ölümüne Hicks değil, Hicks’in içindeki nefret neden oldu. Aynı nefret devam etmemeli.”