Fransız bayrağı ile birlikte Türk bayrağının da aralarında bulunduğu pekçok ülke bayrağı yürüyüşe katılanlar tarafından meydanda dalgalandırıldı. Taşınan döviz ve pankartlarda saldırılar kınanırken, ifade ve düşünce özgürlüğünün taviz verilmeden savunulması istendi. Bazı katılımcıların pankartları ve balonlarında “Ben Charlie’yim, polis memuruyum, Yahudiyim, Cumhuriyetim” sloganları yer aldı.
Yürüyüşe, Fransa’da daha önceki iktidarlar döneminde başbakanlık ve bakanlık yapmış siyasetçiler ile birlikte milletvekilleri, senatörlerler ve belediye başkanları iştirak etti. Cumhuriyet Yürüyüşü’ne, Hristiyan, Müslüman, Musevi dinlerinin temsilcileri ile sivil toplum örgütleri ve işçi ve işveren temsilcileri de katıldı. Yürüyüşe davet edilmeyen aşırı sağcı milliyetçi parti Ulusal Cephe (FN) ise başkent dışındaki kentlerde alternatif bir yürüyüş düzenledi.
Gösteri yürüyüşünün olaysız geçmesi için polislerin izinleri kaldırılırken, güvenlik önlemleri için 5 binden fazla polis ve askerin görev yaptığı bildirildi. Paris Emniyet Müdürlüğü, yürüyüşün gerçekleştiği bölgede bazı binalara keskin nişancı polisler yerleştirdi ve yine polis helikopterleri havadan güvenlik denetimi yaptı.
Charlie Hebdo saldırısında öldürülen Müslüman polis memuru Ahmed Merabet’in ailesi basın toplantısı düzenleyerek yaşananları değerlendirdi. Merabet’in erkek kardeşi Malek, “Kardeşim Müslüman’dı. Ancak 2 sahte Müslüman tarafından öldürüldü. İslam barış ve sevgi dinidir. Müslümanlarla aşırıcıları birbirine karıştırmayın. Deliliğin rengi ve dini olmaz. Camilere, sinagoglara saldırmayı bırakın” ifadelerini kullandı.
Fransız güvenlik güçlerinin, polise ve Musevilere ait markete silahlı saldırı düzenleyip 4 kişiyi öldürdükten sonra ölü ele geçirilen Amedy Coulibaly’nin evine baskın düzenledi. Paris’in Val-de Marne bölgesindeki Gentilly mahallesindeki eve yapılan baskında, otomatik silah, patlayıcı madde, nakit para ile IŞID propagandası içeren doküman ve bayrak bulundu.