3 Temmuz 2013'te darbeyle iktidara gelen General Abdülfettah es-Sisi, seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye gülünç suçlamalarla idam cezası verdi. Hukukun katli olarak nitelenen karar için sosyal medyada “Bir Mursi ölür bin Mursi doğar” yorumları yapıldı. Muhammed Mursi ise cunta mahkemesini ve kararını tanımadığını ellerini yukarı kaldırarak dile getirdi. Cunta mahkemesi, sadece Mursi'ye değil onunla birlikte 106 kişi hakkında daha idam kararı verdi. Karar açıklandıktan sonra Mursi kararı tanımadığını ellerini havaya kaldırarak ifade ederken ihvan lideri Muhammed Bedii ise "Allah büyüktür, bize şehitlik düştü" dedi.
Başkent Kahire'de Polis Akademisi'nde görülen davada “hapishaneler baskını” davasında, Mursi dışında Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Kardavi, Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Başkanı Saad el-Katatni ve İhvan'ın ileri gelenlerinden İsam el- Aryan da idam cezası aldı. Mahkeme, idam kararı verilen 106 kişinin dosyasını, son kararı vermek üzere müftülüğe gönderdi.
Mahkeme, Mursi ve 34 kişinin yargılandığı “Casusluk Davası”nda aralarında HAP Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci ve İhvan Rehberlik Konseyi başkan yardımcısı Hayrat Şatır'ın bulunduğu 16 sanığın idam dosyalarını müftüye sevk etti. İki davada da nihai kararın 2 Haziran'daki duruşmada açıklanacağı belirtildi. Toplam 166 sanığın yargılandığı iki davada 122 kişinin dosyası idam talebiyle müftülüğe gönderilmiş oldu.
Dosyası müftülüğe gönderilen sanıklar arasında, hayatını kaybetmiş 5 Filistinli ile 19 yıldır İsrail cezaevinde bulunan müebbet hapse mahkum bir Filistinli de yer alıyor. Filistinli sanıklardan 3'ünün ise Mısır'daki devrim sürecinden önce hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Hamas, idam kararlarını “esefle” karşıladığını bildirdi. Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, “Mısır'daki mahkemenin, Hamas mensuplarına ilişkin aldığı karar, gerçekten esef verici” dedi. “Davanın siyasi olduğunu, kararın ise Mısır yargı tarihine kara bir leke sürdüğünü” kaydeden Ebu Zuhri, idam kararıyla ilgili görüş alınması amacıyla dosyaları müftülüğe gönderilenler arasında “Filistinli şehit ve tutuklu direnişçilerin” bulunduğunu kaydetti.
Mısır'da “hapishaneler baskını” davasında, 106'sı gıyabi, 25'i tutuklu yargılanan 131 sanık, 25 Ocak 2011'de Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i deviren halk ayaklanmasında, “11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmakla” suçlanıyor.
Cunta yönetimi, Cumhurbaşkanı Mursi ve 34 kişiyi, “Devletin çıkarlarına zarar vermek amacıyla Hamas, Lübnan'daki Hizbullah örgütü, İran Devrim Muhafızları'yla suç amaçlı işbirliği ve casusluk yaptıkları” iddiasıyla suçladı. Mahkumlar“terör örgütüne mensup olmakla” da suçlanıyor.
Mursi ve 12 kişi, “İttihadiyye olayları” adıyla bilinen, “5 Aralık 2012'de Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde protestocuların öldüğü şiddet olaylarını teşvik” suçlamasıyla yirmişer yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mısır'da eski Genelkurmay Başkanı Sami Anan'ın, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yargılandığı davayla ilgili ifadelerini içeren ses kaydı basına sızdı. Anan, kayıtta, Mübarek rejiminin yıkılması sürecinde Hamas ve Hizbullah üyelerinin ülkeye sızdığı yönünde bir istihbarat alınmadığını belirtiyor. Mısırlı muhaliflere ait Mukemmilin televizyonunun yayınladığı ses kaydının, Anan'ın, Mursi ile 130 sanığın yargılandığı dava kapsamında Hakim Ahmed Rıfat tarafından alınan tanık ifadesi olduğu kaydedildi.
Ses kaydına göre Rıfat'ın, 25 Ocak 2011'deki devrim sürecinde “silahlı Hamas ve Hizbullah mensuplarının tüneller vasıtasıyla kargaşa çıkarmak için ülkeye girdiği” konusunda askeri istihbarattan bilgi alıp almadığı sorusuna Anan, “Konseye böyle bir haber gelmedi. Bu konuda bir şey duymadım” cevabını veriyor. Anan, “Silahlı Kuvvetler'in o dönemde Hamas veya Hizbullah üyelerinin yine tüneller vasıtasıyla Sina'ya geçtiğine ilişkin bir gözlemi olup olmadığı sorusuna da “Hayır, gözlemlemedi” ifadesiyle karşılık veriyor.
Hemen hemen bütün İhvan ileri gelenlerinin idam cezası aldığı açıklanan yeni kararlarda, Kahire Ceza Mahkemesi Başkanı Şaban Şami, Müslüman Kardeşler'in genel merkez binasında görevli kadın kolları sorumlusu ve aynı zamanda Muhammed Mursi'nin basın danışmanlığını yapan Sundus İsam Seyyid Şibli isimli kadının da idamını onayladığını duyurdu. Bu kararla da askeri müdahaleden itibaren ilk kez bir kadın idam cezası almış oldu.
Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin oğlu Usame, Mısır mahkemesinin dün babası hakkında verdiği kararını “geçersiz” olarak nitelendirdi. “Söz konusu karar geçersizdir. Bu kararı önemsemiyor ve dikkate almıyoruz” diyen Mursi, babasının daima güçlü ve dirençli olduğunu dile getirdi. Mursi, “Babam, halkın iradesi ve vatanı savunmaya devam edecektir. Yakında devrimin iradesi galip gelecektir” diye konuştu.
Darbeci Sisi yönetiminin güdümündeki Mısır yargısının ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 106 İhvan mensubuna yönelik idam kararına sadece Türkiye ve Bosna Hersek tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, idam kararını miting meydanlarından sert bir şekilde eleştirdi. Dışişleri Bakanlığı da Mursi'ye verilen idam cezasını kınadı ve kararın Türkiye tarafından 'esefle karşılandığını vurguladı. Dışişlerinin açıklamasında, “Mursi hakkında daha önceki davada olduğu gibi, uluslararası standartları karşılamaktan uzak bir süreç sonucunda alınan idam kararı, Mısır'da darbeden bu yana yaşanan süreçte yeni bir kara leke teşkil etmiştir” denildi. Dışişleri, kararların gözden geçirilmesini ve Mısır'daki tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmalarını talep etti. Mursi hakkındaki siyasilerin tepkileri ise şöyle:
11. Cumhurbaşkanı Gül: Cumhurbaşkanı Mursi ve arkadaşlarına idam cezası verilmesi kardeş ülke Mısır'ın geleceğini karartacaktır. kabul edilemez bu tehlikeli süreç derhal durdurulmalıdır. Mısır'ın gerçek bir dostu olarak söylüyorum.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Siyasi idamlar hiçbir zaman hiçbir topluma yarar getirmemiştir. Siyasi idamlar bir süre sonra toplumda derin yaralar açmıştır, asla kabuk bağlamamıştır. O nedenle siyasi idamlardan vazgeçmelerini istiyorum.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş: Seçilmiş bir cumhurbaşkanına darbe yaptılar, bugün de idam cezası verdiler. Buradan Mursi'ye verilen idam cezasını açıkça kınadığımızı belirtmek istiyorum. Uluslararası kamuoyu bu konuda duyarlı olmalı.
Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Boşnak Üyesi İzzetbegoviç: Cezaların tek amacı siyasi rakiplerle acımasız bir şekilde hesaplaşmaktır. Uluslararası topluma idam kararlarının gerçekleştirilmemesi için çağrıda bulunuyorum.