|

Utan Avrupa

Akdeniz’deki katliam boyutuna varan son göçmen faciası, Avrupa’nın karanlık yüzünü tekrar gözler önüne serdi. Yabancı düşmanı seçmenlerine şirin görünmek isteyen siyasiler, kurtarma operasyonlarını engelleyerek, ortak oldukları katliamların gittikçe büyümesine sebep oluyor.

Yeni Şafak
04:00 - 21/04/2015 Salı
Güncelleme: 23:52 - 20/04/2015 Pazartesi
Yeni Şafak

Önceki gün 700'den fazla göçmenin Akdeniz'de sulara gömülüp hayatını kaybetmesi, gözlerin yeniden Avrupa Birliği (AB) politikalarına çevrilmesine sebep oldu. “Çok maliyetli oluyor” gerekçesiyle Akdeniz'deki ortak kurtarma operasyonlarını askıya alan AB yönetimi, 3 yılda 6 bin göçmenin boğularak ölmesine sebep oldu. Göçmenlerin topraklarına sağ olarak çıkmasını istemeyen Avrupa, bir anlamda bu çaresiz insanları kurtarmayarak ölüme mahkum ediyor. Yaşanan katliam gibi facialarda, insan kaçakçıları her ne kadar pay sahibi ise de, asıl suçlu, kurtarma imkanı varken ölümleri seyreden Avrupa.



TRİLYONLUK BÜTÇELİ AB'DEN KOMİK GEREKÇE


Avrupa Birliği kurtarma operasyonlarının durdurulmasına gerekçe olarak maddi külfetini göstermiş ve daha dar bütçeli bir programa geçiş yapmıştı. Ekim 2013'te durdurulan ortak kurtarma operasyonu Mare Nostrum'un tüm maliyeti aylık 9 milyon euro'ydu. Ekim 2013'ten bu yana uygulanan Triton operasyonunun maliyeti ise 3 milyon euro civarında. İki operasyon arasında sadece 6 milyon euro'luk bir fark var. AB üyesi ülkelerin trilyonlarca euro'yu bulan milli gelirleri sayılmazsa, bir kurum olarak AB'nin bütçesi 100 milyar euro'nun üzerinde. Tek başına bir çok ülkenin bütçesinden bile fazla bütçeye sahip bir kurumun “maddi külfet” gerekçesi inandırıcılıktan uzak hale geliyor.



FACİANIN ASIL SEBEBİ YABANCI DÜŞMANLIĞI


Katliamın asıl sebebi ise Avrupa Birliği'ndeki yabancı düşmanlığı. AB toprakları üzerinde yeni “yabancılar” istemiyor ve bunu sağlamak için de katliamlara ortak olmak dahil her şeye hazır olduğunu göstermekten çekinmiyor. Ölümler yeni gelecek olanlara gözdağı niteliği de taşıyor. Konuyu en iyi özetleyen ise BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin İtalya temsilcisi Laurens Jolles. Avrupa'daki siyasilerin göçmen karşıtı söylemlerinin, geniş çaplı arama kurtarma operasyonlarını engellediğini söyleyen Jolles, “Şu an birçok Avrupa ülkesindeki siyasi söylem oldukça aşırıcı ve sorumsuz” dedi. Jolles, AB'nin yürütme organı Avrupa Komisyonu'nun mülteciler için güvenli yollar yaratmak yerine onları nasıl durduracaklarını önemsediğini söylüyor. Jolles ayrıca siyasilerin yabancılara karşı endişeleri siyaset malzemesi yaptığını da belirtti.



Ölü deniz


Savaş, yoksulluk, siyasi baskılar gibi nedenlerle ülkelerini terk edip Avrupa'ya kaçak yollardan girmek isterken binlerce göçmen Akdeniz'de boğularak can veriyor.



HAVALAR ISINDI KAYIPLAR ARTACAK


Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) verilerine göre, İtalya ile Libya arasında kalan, Sicilya Kanalı olarak adlandırılan ve insan kaçakçılarının Avrupa'ya kaçışta yoğun olarak kullandığı bölgede yıl başından bu yana yani sadece 3,5 ayda bin 500'den fazla göçmen hayatını kaybetti. Bu rakam 2011-2014 arası ise 6 bin gibi dehşet verici bir seviyede.


Ancak yaşanan son “trajedi” ile bu sayının artmasından endişe ediliyor. Geçen yılın aynı döneminde ise 90 civarında göçmen hayatını kaybetmişti. Libya ve Suriye başta olmak üzere, iç savaşların ve siyasi istikrarsızlığın yaşandığı ülkelerden göç tüm hızıyla devam ederken, havaların ısınmasıyla Avrupa'ya geçmek isteyen göçmen sayısının artmasından endişe ediliyor. Sadece bir haftada Akdeniz'de kurtarılan göçmen sayısı ise 13 bin 500'e ulaştı.



Derin pişkinlik

Akdeniz'deki ölümlerden sorumlu olan AB, kazayla ilgili “derin keder” duyduğunu açıkladı.



İtalya'ya ulaşmak isteyen yaklaşık 700 göçmenin bulunduğu bir teknenin önceki gece Libya açıklarında batması üzerine Avrupa Birliği'nden (AB) eyleme geçilmesi çağrısı geldi. AB Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, “Akdeniz'deki son günlerdeki trajik gelişmelerden derin keder duyuyoruz. Gerçekler çok katı ve bu nedenle eylemlerimiz de cesur olmalı. İnsan hayatı söz konusu ve AB bir bütün olarak eyleme geçmek için ahlaki ve insani sorumluluk altında” ifadesi kullanıldı.



KAPSAMLI YAKLAŞIM İSTEDİ


Açıklamada, AB Komisyonu'nun, mayıs ortasında açıklayacağı yeni Avrupa Göçmen Stratejisi için üye ülkelerle ve uluslararası örgütlerle danışma içinde bulunduğu belirtilerek, “Yeni can kayıplarını önleyecek acil eylemlerin yanında tüm yönleriyle göçü daha iyi yönetecek kapsamlı yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz” değerlendirmesinde bulunuldu.



İNSAN HAKLARI NEREDE


AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de yaptığı açıklamada, “Çok kez 'bir daha asla' dedik. Şimdi AB'nin bu trajedilere çözüm bulmasının zamanı geldi ve geçiyor. İtalya açıklarında yaşanan ve Avrupa'nın güney sınırlarında her gün yaşananlar dayanışma, insan haklarına ve herkesin onuruna saygı değerleri üzerine inşa edilen bir birlik için kabul edilemez. Hep birlikte sınırlarımızı korumamız ve insan kaçakçılığıyla mücadele etmemiz gerektiği gibi insan hayatını da hep birlikte korumalıyız” yorumunu yaptı.



İkinci katliam

Akdeniz'de kaçak göçmenleri taşıyan bir teknenin daha dün battığı, olayda ilk belirlemelere göre 20 kişinin öldüğü bildirildi. Uluslararası Göç Örgütü, Roma'daki bürosuna Akdeniz'de uluslararası sularda seyreden üç tekneden imdat çağrısı geldiğini açıkladı. Örgütten verilen bilgiye göre, imdat çağrısı yapan kişi, kendisi dahil yaklaşık 300 kişiyi taşıyan teknenin battığını, olayda 20 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Çağrıyı yapan kişinin, diğer iki teknenin durumuna ilişkin ise ayrıntılı bilgi vermediği belirtildi.



#Avrupa
#roma
#gçömenler
9 yıl önce