|

'AB'ye kızarız ama caymayız'

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçındağ, AB zirvesi kararlarından "katılım" ifadesinin çıkarılması üzerine AB hakkında eleştirilerde bulundu.

ANKARA (A. A)
00:00 - 13/12/2007 Perşembe
Güncelleme: 12:30 - 13/12/2007 Perşembe
Yeni Şafak
'AB'ye kızarız ama caymayız'
'AB'ye kızarız ama caymayız'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye'nin önündeki tehditleri bertaraf ederek fırsatlardan azami ölçüde yararlanması gerektiğini belirtirken, "2008'i bir atılım yılı yapmalı, ekonomimize yeni bir ivme kazandırmalıyız" dedi.



Yalçındağ, TÜSİAD'ın Hilton Otelde gerçekleştirilen Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında yaptığı konuşmada, son açıklanan enflasyon ve büyüme rakamlarının, ekonominin rehavete hiç tahammülü olmadığını bir kez daha net biçimde gösterdiğini ifade etti.




Enflasyonu düşürmek ve makro ekonomik istikrarı sağlamaktan taviz vermenin ciddi bir geriye gidiş olacağını belirten Yalçındağ,"İlerlemekte istekli isek enflasyon mücadelesinde Merkez Bankasının bağımsızlığından ve mali disiplinde toplumsal kararlılığımızı kaybetmemeliyiz" dedi.




Büyüme rakamlarının da bir yavaşlama eğilimine girdiğini, büyüme hızının 2007 yılının 1 ve 2. çeyreğinde yüzde 4 civarına, 3. çeyreğinde ise yüzde 2'ye kadar gerilediğini anımsatan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Türkiye'nin üretimdeki katma değerini artırması, cari açığı kontrol altına alması gerektiğini ve bütün bunları yüzde 7 büyümeden taviz vermeden yapmak durumunda olduğunu vurguladı.





Yüzde 4-5 büyümenin, Türkiye'nin başta istihdam olmak üzere hiçbir sorununa çözüm olamayacağına dikkati çeken Yalçındağ, şöyle devam etti:



"Bu yüzden ekonomiyi yapısal olarak dönüştürmek, buna uygun strateji ve politikaları oluşturmak için harekete geçmekte acele etmeliyiz. Sermaye, işgücü ve ürün piyasalarında rekabetin önünü tıkayan engeller hızla aşılmalı, kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele verilmeli. Vergi ve sosyal güvenlik sistemleri acilen düzeltilmeli, ticari sistemin daha verimli çalışmasını sağlayacak Türk Ticaret Kanunu bir an önce tamamlanarak, yürürlüğe sokulmalı. Bölge ve sektör öncelikleri belirlenerek, kısıtlı kaynakların daha verimli kullanılmasına çalışılmalı. "









Yalçındağ bu arada, Türk siyasetinin önünde "2008 yılında, Türkiye-AB ilişkilerini yeniden canlandırma görevinin" bütün ağırlığıyla durduğuna işaret etti.




TÜSİAD Başkanı, "Avrupa projesini neredeyse gündemden çıkarmış gibiyiz. Bu motivasyon kaybının bir nedeni, hükümetin AB uyum çalışmalarına gereken ağırlığı vermemesinin bir diğer nedeni, bazı AB üyesi ülkelerin bizim ile ilgili haksız ve kabul edilemez tavırlarıdır" dedi.


'AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ KIZDIRMAK'

Fransa'nın uluslararası hukuk ve küresel, siyasal gerçekliklerle ilgisi olmayan bir tutumu tek yanlı olarak AB'ye empoze ettiğini ifade edenYalçındağ, bir demokrasinin, başka bir demokrasiye böyle hukuk dışı bir direniş göstermesinin Avrupa bütünleşmesinin temelindeki idealizm ile de çeliştiğini söyledi.




Türkiye'nin AB bünyesindeki kurumsal ve hukuksal kazanımlarının geçicisi yasal kararlarla elinden alınmasının mümkün olmadığını vurgulayanYalçındağ, "Yapılmak istenen, Türkiye'nin üyelik sürecinden kendi kendine vazgeçmesini sağlamak. Amaçları Türkiye'yi kızdırıp, caydırmak. Kızarız ama caymayız" diye konuştu.



'ELLERİNE KOZ VERİLMEMELİ'

Türkiye'nin stratejisinin, "AB sürecini ciddiyetle sürdürmek, dostlarıyla ilişkilerini güçlendirmeye devam etmek ve Türkiye'ye olumsuz bakan ülkeleri AB içinde yalnız bırakmak" olması gerektiğini ifade eden Yalçındağ, TCK 301 örneğinde olduğu gibi Türkiye karşıtlarının eline koz verecek tutumlardan kaçınılması, 2008 yılında aktif diplomasi, kararlır eform süreci ve etkili, yaygın iletişimin bir arada kullanılması gerektiğini kaydetti.





"TERÖRLE ARALARINA MESAFE KOYMADILAR


Yalçındağ, Türkiye'nin güvenliği ve huzurunu tehdit eden terör sorunuyla mücadele ettiğini ve zorlu bir dönemden geçtiğini anlatırken, şöyle dedi:



"Türkiye sınır ötesi operasyonu yaparken, gözünün Kuzey Irak topraklarında olmadığını, hedefinin münhasıran terör örgütü PKK olduğunu, meşru müdafaa pozisyonunda olduğunu, gerek ABD gerekse AB'ye anlatmayı başardı.

Ama ne yazık ki yurt içinde böyle bir ortamda gerilimi azaltma konusundaen çok sorumluluk üstlenmesi gerekenler, sorumlu davranmadılar, terörle aralarına mesafe koymadılar.




Bu tavırlar bizde, bu kesimlerin çözümün parçası olmak yerine, sorunun parçası olmayı tercih ettikleri izlenimini uyandırdı. Bunlara rağmen Sayın Başbakanın seçilmiş milletvekillerinin parlamento dışında bırakılmaması gerektiğini belirten sözlerini ise takdirle karşıladık.




Demokrasimizin, sorunları parti kapatmadan çözme olgunluğuna eriştiğine inanıyoruz. Diğer yandan kalıcı bir çözüme odaklanılacaksa askeri müdahalenin yanı sıra uzun vadede etkili olacak ekonomik ve sosyal çözümler üzerinde de çalışmak gerektiğini vurgulamalıyız. "TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "ne terör meselesinin ekonomik atılım gereğinden, ne de ekonominin AB sürecinden ayrı düşünülmesinin mümkün olduğunu" bildirdi.






ANAYASA SÜRECİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

Tükiye'nin önündeki tehditleri bertaraf etmesi için her şeyden önce"istikrarlı, çekişmesiz ve uzlaşmacı siyasi hayata kavuşması"gerektiğini vurgulayan Yalçındağ, bu anlamda da içinde bulunulan yeni anayasa sürecinin bir fırsata dönüştürülebileceğini söyledi.



Toplumu tümüyle kucaklayan, uzun dönem kalıcılığı olacak bir anayasa yapılması gerektiğini belirten Yalçındağ, anayasanın yapılış sürecinin en az içeriği kadar önemli olduğunu dile getirdi.

Yalçındağ, "Ancak toplumun tüm kesimleri tarafından yeterince tartışılıp, içlerine sindirilmiş, bir başka deyişle tüm toplum kesimlerinden onay almış bir Anayasa metninin ülkemizi gelecek yüzyıla taşıyabileceğine inanıyoruz" dedi.



'2008'DE DE REFORMLAR DEVAM ETMELİ'

Arzuhan Doğan Yalçındağ, 2008 yılında da reformların devam etmesi gerektiğine işaret ederken, kısa ve uzun vadeli hamleleri iyi düşünülmüş kapsamlı bir planla yola çıkılması, genel strateji ve tıkanıklıkların aşılması için üretilen formüllerin iç ve dış kamuoylarına iyi anlatılması, her adımda zamanlamanın öneminin bilinerek hareket edilmesinin önemini vurguladı.


16 yıl önce