ABD'nin başkenti Washington'da IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları ile G20 toplantılarına katılan ve çeşitli temaslarda bulunan Babacan, temaslarının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Washington'da bulunduğu süre zarfında, G20 ve IMF-Dünya Bankası toplantılarının yanında, diğer ülkelerin temsilcileriyle çok sayıda ikili görüşme yaptığını, uluslararası finans kuruluşlarının, bankaların üst düzey yöneticileriyle toplantılar düzenlediklerini belirten Babacan, şu bilgileri verdi:
"IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları adeta bir küresel ekonomi ve finans fuarı gibi. Hem özel sektör hem kamudan ilgili herkes burada. Dolayısıyla kısa zamanda yoğun temas trafiği oluyor. Tabii Türkiye'nin şu andaki gelmiş olduğu konumu anlatabilmek için, aynı zamanda yeni açıklamış olduğumuz Orta Vadeli Program'ın tanıtımını yapmak için de bizim için iyi bir fırsat oldu. Görüşmeler gayet olumlu, verimli. Türkiye'den de epey katılan var, özellikle finans sektörümüzden çok sayıda katılan var. Türkiye'nin buradaki görünürlüğü gayet iyi."
Babacan, uluslararası ekonomi ve finans çevrelerinin Türk ekonomisini ilgiyle takip ettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Malum özellikle 22 Mayıs'tan (ABD Merkez Bankası-Fed Başkanı Ben Bernanke'nin Fed'in varlık alımlarını azaltacağını açıkladığı tarih) bu yana devam eden küresel ekonomik koşullar, özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından büyük önem arz ediyor. Türkiye'de olduğu gibi pek çok ülkenin piyasasında bir miktar dalgalanma yaşandı. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde gelişmekte olan ülkelerin nasıl politikalar izleyeceği merak ediliyor. Bizim bu son hazırlamış olduğumuz ve açıkladığımız Orta Vadeli Program, dünyanın içine girmiş olduğu bu yeni dönemin her türlü özelliğini dikkate alan bir program. Onun için ihtiyatlı, makul, ileride çıkabilecek farklı tablolara karşı da ülkemizi hazırlayacak bir program. Ve şu ana kadar da aldığımız duyumlar gayet olumlu."
Başbakan Yardımcısı Babacan, bir soru üzerine, Türkiye'nin ABD-AB Transatlantik ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) sürecinin dışında kalmaması gerektiğini vurguladı.
Washington'daki temasları kapsamında ABD Ticaret Odası'nın programına katıldığını ayrıca ABD Ticaret Odası Başkanı ile görüştüğünü söyleyen Babacan, "Bizim bu TTIP sürecinin dışında kalmamamız gerekiyor. Bunun tabii birkaç belki modalitesi var. Ama en son Sayın Başbakanımızın Washington ziyaretinde Sayın Obama ile bu konuda nasıl bir yol haritası izleneceği konusunda mutabık kaldılar. O yol haritası şu anda işliyor. Tabii TTIP hemen olup bitecek bir iş değil, zaman alacak. Ve bu süreci bizim bir yandan yakın izleyip, bir yandan da kendimiz için doğru politikaları ve kendimiz için doğru bir anlaşmayı ABD ile yapmamız büyük önem taşıyacak" dedi.
Babacan, Fed'in önümüzdeki dönemde varlık alımlarını azaltma planı ve bunun dünya ekonomisine olası etkilerine dair bir soru üzerine, bu konuda varsayımlarla hareket edemeyeceklerini ancak Türkiye olarak her türlü senaryoya karşı hazırlıklarını yapmak durumunda olduklarını ve öyle de yaptıklarını söyledi.
ABD'de ekonominin toparlanmasıyla beraber Merkez Bankası'nın da para politikasını normalleştireceğini açıkladığını ancak henüz adım atılmadığını, sadece "ben artık normal politikalara döneceğim" diye sinyal verdiğini belirten Babacan, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde Amerikan ekonomisiyle ilgili gelişmelere göre ne zaman hangi adımı atacaklarına karar verecekler. Kimileri diyor ki 'bu daha erken bir zamanda olabilir', kimileri diyor ki 'yok daha zamanı değil çünkü ABD'de toparlanma aslında o kadar kalıcı bir toparlanma değil, istihdamla ilgli göstergeler aslında çok gerçeği yansıtmıyor, toparlanma için hala vakit var'. Dolayısıyla bunları göreceğiz ve hep beraber olası senaryolara hazır olacağız. Bundan sonraki dönem için nasıl olsa şöyle olacak, böyle olacak diye varsayımlarla hareket etmemiz zor. Her türlü senaryoya karşı biz hazırlıklarımızı yapmak durumundayız. Ama şunu söyleyebiliriz ki bu nasıl olsa olacak, bugün olmazsa üç ay sonra, üç ay sonra olmazsa 6 ay sonra olacak, dolayısıyla şimdiden bu yeni ortam için ekonomimizi bizim hazırlamamız ve hazır tutmamızda büyük fayda var, ki biz de onu yapıyoruz zaten."
Babacan, ABD'deki borç tavanı krizine dair bir soru üzerine, "Şimdi bu kriz eğer çözülmezse bunun sonuçları başta Amerikan ekonomisi ama küresel ekonomi için gerçekten çok ciddi olacaktır, yani ciddi sonuçları beraberinde getirecektir. 2008-2009'da yaşananlardan çok daha farklı gelişmeler yaşanacaktır" dedi
ABD'de yönetim ve Kongre'nin de bu gerçeğin farkında olduğunu ümit ettiklerini kaydeden Babacan, sözlerine şöyle devam etti:
"Yani lüzumsuz bir güç oyununa girip de hem kendi ekonomilerini hem de küresel ekonomiyi çok ciddi bir tehlikenin eşiğine getirmezler diye ümit ediyoruz. Zaten şu andaki piyasa göstergeleri de bu varsayımla, yani şu anda yatırımcılar diyor ki 'herhalde bunlar o kadar çıldırmış olamaz, yani Amerika'yı ve peşinden bütün dünyayı ciddi bir probleme sürükleyecek kadar basiretsizlik içinde herhalde olmazlar' diye varsaydıklarından şu anda piyasalar üzerindeki etkisini pek görmüyoruz. Ama uzlaşma olamayıp da gerçekten Amerikan Hazinesi bir tahvilini, bir bonosunu ödeyemez duruma düşerse onun sonuçları tabii çok ciddi olur. Yani ama şu anda o ihtimal çok çok zayıf görünüyor, hatta 'herhalde o kadar da değil' diyor herkes, 'yani bu kadar çılgınlığı yapmazlar herhalde' diyorlar, şu anda öyle."
