Hızla değişen küresel dengede Türkiye'nin yeni kurulan dünya düzeninde bir oyun kurucu olarak yerini alması gerektiğini söyleyen Turhan, “Bulunduğumuz coğrafyada bölgesel merkez olarak ön plana çıkmalı ve yüksek katma değerli, istihdam modelleriyle gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil etmeliyiz" dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İbrahim Turhan, 2015 seçimleriyle başlayacak yeni dönemde ekonomi politikalarının merkezine büyümenin konulması gerektiğini söyledi. Yüksek kaliteli ve sürdürülebilir büyüme için iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabet gücünün artırılması gerektiğini vurgulayan Turhan, bu sayede Türkiye'nin, yeni kurulan küresel dünya düzeninde bir oyun kurucu olarak yerini alması gerektiğinin altını çizdi. Borsa İstanbul eski Başkanı ve Ak Parti İzmir Milletvekili Adayı Turhan, ekonomi ve politika hedeflerine ilişkin Yeni Şafak'ın sorularını yanıtladı. Ak Parti'nin 12 yıllık döneminde önemli başarılara imza attığını vurgulayan Turhan, istikrarsız, tahrip olmuş ekonomiyi tam anlamıyla istikrara kavuşturduğunu ve bunu küresel krize rağmen gerçekleştirdiğini söyledi.
Bu yıl seçimlerle birlikte başlayacak yeni dönemde ise ekonomi politikalarının merkezine büyümenin konulması gerektiğini söyleyen Turhan, dünyada da ekonomi politikalarının büyümeye odaklandığının altını çizdi. Turhan, “İş ve yatırım ortamını iyileştirerek Türkiye'nin rekabet gücünü artırarak, 2023-2053 ve 2071 hedeflerine bizi ulaştıracak kaliteli büyüme modelini ortaya koymamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Son 15 yılda hızla değişen küresel dengeler içinde Türkiye'nin, yeniden kurulan küresel dünya düzeninde bir oyun kurucu olarak yerini alması gerektiğini söyleyen Turhan, "Ayrıca bulunduğumuz bölgede Türkiye, tartışmasız bölgesel merkez olarak ön plana çıkmalı. Ekonominin kendi içindeki dönüşümde kaliteli, yüksek katma değerli ve istihdam yaratan bir ekonomik modelle diğer gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil edecek dönüşüm gerekli. Bunlar, Yeni Türkiye'nin sac ayağını oluşturuyor" dedi.
Yenilenirken özellikle dört konuda süreklilik sağlanması gerektiğinin altını çizen Turhan, bu maddeleri şöyle özetledi: "Özel mülkiyet hakkının koruması ve güçlendirilmesi. Mesela yargı... Süratli ve tarafsız bir yargı çok önemli. Paralel yapının yarattığı tahribatı hepimiz çok iyi anladık. Hiç kimse, ekonomik gücüne dayanarak piyasayı bozacak, bizim, milletçe hayati hedeflerimize ulaşmamıza engel teşkil edecek oluşum içinde olmamalı. Üçüncüsü, özellikle de istihdam, iş ve aş üreten sabit yatırımlardan yeteri kadar istifade etmek için cazip ve dışa açık model oluşturulmalı. Dördüncü, özel sektör öncülüğünde büyümenin sürdürülmesi.”
Merkez Bankası'nda çalıştığı dönemde cari açıkla ilgili çeşitli analizler yaptıklarından söz eden İbrahim Turhan, şu bilgileri paylaştı: “Analizlerde gördük ki konunun kurdan bağımsız, yapısal başka sebepleri de var. Mesela, petrokimyada, sadece bizim yurtiçi sanayi ihtiyacının ancak beşte birini kurulu tesislerle karşılayabildiğimizi gördük. Kur hangi seviyede olursa olsun, üretim yetersizliği olduğunu gördük. Böyle bir yatırım yapmaya cesaret edemeyen, belki farklı desteklerle desteklenerek bu yatırımların yapılmasının sağlaması lazım.”
Ekonomi programının felsefesinin de yenilenmesi gerektiğinin altını çizen Ak Parti İzmir Miletvekili Adayı İbrahim Turhan, bu noktada kalkınma politikalarına çok önemli görevler düştüğünü, ABD'den Almanya'ya, Kore'den Japonya'ya kadar kalkınma ve sanayileşmeyi başarmış ülkelerin hepsinde bunun örneklerinin görülebileceğini söyledi. Turhan, “Bizim de kalkınma ve sanayi politikalarına yaklaşımımızda böyle bir adım atmamızın zamanı geldi diye düşünüyorum. İş ve yatırım ortamı iyileştirilirse, özel mülkiyet hakkı güçlendirilirse, Türkiye daha fazla yatırım çekerse bu büyüme hızı biraz daha yükselirse, yıllık yüzde 7-8 ile rahatlıkla büyüyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Devletin girişimciye yaklaşımının da onu destekler mahiyette değil, onun ortağı gibi davranması gerektiğini söyleyen İbrahim Turhan, bu noktada THY örneğini verdi. Turhan, şöyle devam etti: “Devlet, azınlık pay sahibi olarak THY'yi destekleyen, onun önünü açan bir yaklaşım içinde. Sadece arsa vermek, vergi indirimi sağlamak değil, onun pazarlara erişimini sağlamak, tedarik ve satışına belli güvenceler vermekle çok kapsamlı kalkınma stratejisinden bahsediyorum. Ekonomimizi büyütürken, sanayi katma değerinin ekonomideki payını artırma mecburiyetimiz var" diye konuştu.
Türkiye'nin çok büyük avantajlara sahip olduğunu söyleyen Turhan, kişi başı geliri artırma potansiyeli çok yüksek olduğunu belirtti. İbrahim Turhan, şöyle devam etti: “Girişimcilikle ilgili araştırmalara göre, çalışan her 100 kişiden 80'i kendi işini kurmak istiyor. Girişimcilerimiz son derece başarılı da oluyor. Yatırımcı dostu, rekabetçi bir iş ortamını sermaye ile buluşturduğunuz zaman Türkiye'nin çok rahatlıkla potansiyel büyüme hızı yüzde 7-8'dir.”
