|

GDO ihracatçıyı da etkiledi

Aa
00:00 - 13/11/2009 Cuma
Güncelleme: 11:34 - 13/11/2009 Cuma
Yeni Şafak
GDO ihracatçıyı da etkiledi
GDO ihracatçıyı da etkiledi

İstanbul İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Zekeriya Mete, GDO'lu ürünlere ilişkin yönetmelerin çıkmasının ardından yemlik fiyatlarında iç piyasada yüzde 15-20 artış olduğunu kaydetti.

İhracatçıların, GDO'lu ürünlere ilişkin yönetmelikten nasıl etkilendikleri konusunda basın mensuplarıyla bir araya gelen Mete, yayınlanan yönetmelik kapsamına alınan 27 madde arasında dünyada GDO uygulamasının bulunmadığı buğday, ayçiçeği gibi ürünlerin yer aldığını belirterek, bu ürünlerin listede olmaması gerektiğini Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in kendisinin de söylediğini kaydetti.

Mete, 27 maddenin 5-6 maddeye düşürülmesine yönelik bir çalışma yürütüldüğüne ilişkin bazı duyumlar aldıklarını ifade ederek, yönetmelik çıkarılırken ihracatçının göreceği zararın göz önünde bulundurulmadığını dile getirdi.

Yemlik fiyatlarında ciddi artışların yaşandığını kaydeden Mete, 'Soya 450 dolardan 750 dolara, ayçiçeği küspesi 180 dolardan 350 dolara fırladı. Şu anda yemlik fiyatlarında dahili piyasada yüzde 15-20 artış oldu' diye konuştu.

Gemilerin tahlil için beklemesinden kaynaklı gecikmelerin fiyatların daha da artmasına neden olacağını belirten Mete, 'Yem fiyatlarının artması dolayısıyla ete, balığa, tavuğa yansıması da aynı oranda artacaktır' dedi.

Mete, 'hesapsız' yapılan bu uygulamanın ihracata ciddi zarar verebileceğine dile getirerek, bürokratların sektörün ihtiyaçlarını anlamakta zorlandığını bu nedenle sıkıntılar yaşandığını ifade etti. Zekeriya Mete, uygulamaya başlangıçta bir geçiş döneminin yaşanması gerektiğine dikkati çekti.

Türkiye'de GDO'larla ilgili yaşanan ve basına da yansıyan tartışmaların ihracat yapılan ülkelerde de izlendiğini ve kendilerine olumsuz geri dönüşler olmasından korktuklarını belirten Mete, 'Şu anda ihracatını iptal eden ülke yok ama korkumuz, endişemiz, böyle bir şey de olabilir. Bu ürünleri bütün Avrupa kullanıyor. Korkuyorum sektöre, ihracata zarar verecek' diye konuştu.

Yönetmelik çıkmadan önce kendilerinden görüş alınmadığını söyleyen Mete, bütün testlerin sadece 3 laboratuvarda gerçekleştirildiğini, ürün başına bin dolar maliyeti olan testlerin tamamlanması için 15 günlere varan bekleme sürelerinin oluştuğunu anlattı.

Tahlil için bekleyen gemilerin, büyüklüklerine bağlı olarak demoraj bedeli ödediğini hatırlatan Mete, 3 bin tonluk bir gemi 10 gün beklediğinde 20-30 bin dolar ek yük geldiğini, bunun da çok küçük kar marjlarıyla çalışan sektörlerde önemli bir maliyet yarattığını belirtti. Mete, bunun da ihracatçıların dış pazarlardaki rekabetçiliğine büyük zarar verdiğini ifade ederek, 'Kazandığımız pazarları kaybetme korkusuyla karşı karşıyayız' dedi.

Türkiye'nin yıllık 1 milyon ton buğday ithalatı bulunduğunu belirten Mete, GDO yönetmeliğinin ardından test için bekleyen sadece buğday yüklü 20-25 gemi bulunduğunu tahmin ettiklerini bildirdi.


'BİZİM ÜLKEMİZ İTHALAT CENNETİ'

Zekeriya Mete, 'Krizde sanayici ayakta kalmanın hesabını yaptı. Bağlantı yapmışsın, ihracat yapacaksın, bu bağlantıları gerçekleştirmek için bir sürü sıkıntıyla karşılaşıyorsun. Biz pazarı kaybetmeyelim istiyoruz' diye konuştu.

Mete, özellikle hem ham madde hem mamul ürün bazında küçük stoklarla işini sürdüren küçük ölçekli firmaların bu uygulamadan etkilendiğini bildirdi.

Denetlemelerin gerçekleştirilmesini desteklediklerini ifade eden Mete, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu ülkede hep ihracatçı denetlendi. İthalatçı çok fazla denetlenmedi. Gıda maddesi ithalatı yapan insanlar bu kadar denetlemeye tabi tutuluyorlar mı? Gıda kontrolünde üzerinde Türkçe ibaresi yoksa, bunu sonradan etiketleyeceğim diye taahhüt veriyorsunuz, size yurda sokuş izni veriyorlar. Ürünü tarım il müdürlüğü personeli bulursa, 5 milyar lira gibi çok cüzi bir ceza kesiyorlar. Halbuki bizim her ülkenin gıda kodeksine uyma ve dilini yazma mecburiyetimiz var. Ama bizim ülkemiz ithalat cenneti. İthaldeki ürünleri, bitmiş ürünleri kontrol etsinler.'


'İTHALAT KAPILARI AÇILSIN, ŞEKER FİYATLARI YARI YARIYA DÜŞER'

Şeker konusunda yaşadıkları sıkıntıya da değinen Mete, 1 kilo mamul şekerin maliyetinin 70 kuruş civarında olduğunu, Türkiye'de şekerin satış fiyatının ise 2 lirayı bulduğunu belirtti. Mete, 'Özelleştirme olsun, ithalat kapıları açılsın şeker fiyatları en az yarı yarıya düşer. Rakiplerimiz kamış şekeri kullanıyor yarı fiyatına. Biz onlarla rekabet için karlarımızdan vazgeçtik' diye konuştu.

14 yıl önce