|

Göle su gelene kadar devlet vergiden olacak

Küresel krizin etkisiyle tüketimin azalması, üretim ve kapasite kullanım oranlarının düşmesi, buna bağlı olarak da işsizliğin artmaya başlaması, hükümetin bütçe hesaplarını bozacak boyutlara ulaştı Reel sektör temsilcileri ve uzmanlar, piyasalardaki sıkıntıyı aşmanın yolunun bankaların ve kamunun para musluklarını hem tüketiciye hem de reel sektöre açmasından geçtiğini belirtiyor

Ekonomi Servisi
00:00 - 2/03/2009 Pazartesi
Güncelleme: 03:15 - 2/03/2009 Pazartesi
Yeni Şafak
Göle su gelene kadar  devlet vergiden olacak
Göle su gelene kadar devlet vergiden olacak

Piyasalarda ve reel sektörde gözlenen daralma, bütçe hesaplarını da bozacak boyutlara ulaştı. Küresel krizin etkisiyle ihracat rakamları gerilemeye başlarken, Türkiye'de üretim ve kapasite kullanım oranları da düşmeye, buna bağlı olarak işsizlik de artmaya başladı. 2008'in 3. çeyreğinde yüzde 0,5, 9 aylık dönemde yüzde 3 olan büyümenin son çeyrekte eksi çıkması bekleniyor.

BANKALAR DERİNLEŞTİRDİ

Türkiye'de reel sektörün ve ekonominin küçülmesinde en büyük etkenlerin başında finans sıkıntısı geliyor. Küresel krizin Türkiye'deki etkilerinin hissedilmeye başlandığı ekim ayından itibaren güçlü denen bankaların kendilerini koruma adına kredileri geri çekmeye başlaması ve yeni kredi vermemesi nedeniyle birçok firma zor durumda kalarak kapısına kilit vurmuş, binlerce kişi işsiz kalmıştı.

DEVLETİN CEBİ YANACAK

Ekonomide ortaya çıkan tablo, eğer tedbir alınmazsa, vatandaşın olduğu kadar devletin de cebini yakacağa benziyor. 2008 yılında 168 milyar TL vergi toplayan devletin, düşen üretim ve tüketim, artan işsizlik nedeniyle 2009 yılı için öngördüğü 220 milyar TL'lik vergi hedefine ulaşması mevcut tabloda çok zor görünüyor.

TEDBİRLER YETERLİ DEĞİL

İleride karşılaşacağı tehlikeyi fark eden devlet, reel sektörü desteklemek için bir ekonomik paket hazırladı. Paket içerisinde istihdam kaybını önlemek için kısa çalışma ödeneği, emekli maaşlarının haczinin durdurulması, yatırıma dönük projelerde kurumlar vergisinde yüzde 90'a varan indirimler, çeşitli vergi indirimleri gibi tedbirler yer alıyor. Hükümet ayrıca KOBİ'ler için faizsiz kredi uygulamasını da uygulamaya koydu.

MUSLUKLAR AÇILMALI

Fakat gerek reel sektör temsilcileri, gerekse ekonomi uzmanları, bu tedbirlerin yeterli olmadığı görüşünde... Üretimin ve istihdamın artması için ortaya konan genel görüş, "dünya piyasalarına müdahale şansı olmadığı için iç pazarı harekete geçirecek tedbirlerin alınması gerektiği" yönünde. Atılması gereken en acil adım; bankaların, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ayak uydurup, kredi faizlerini aşağıya çekmesi ve para musluklarını hem tüketiciye hem de reel sektöre açması. Çözüm için ortaya konan bir başka öneri de; devletin, özel sektöre olan, mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan borçlarını zamanında ödeyerek, piyasadaki nakit akışını hızlandırması.

ZİRAAT ÖNCÜLÜK ETMELİ

Yabancı bankaların mevduatlarının yüzde 100'ünü aşan oranda kredi verdiği bir ortamda, kamu bankalarının reel sektörün fonlanmasında öncülük yapması bekleniyor. Ziraat Bankası'nın kullandırdığı kredilerin oranının yüzde 36'da kalması manidar bulunurken, kamu bankalarının en azından Merkez Bankası'nın düşük faiz ve artan likidite imkanlarını piyasaya yansıtmada aracılık görevi üstlenibileceği vurgulanıyor. Bu açıdan da öncülü 2008 yılında 83 milyar TL mevduat toplayan, 2.1 milyar TL da kâr açıklayan Ziraat Bankası'nın yapması bekleniyor.


Temiz sicilli işletme bulmak zorlaşacak

İsim vermekten çekinen bir işadamı, "Parası olmayan işin ihalesi yapılamaz. Yasa gereği 30 günde hakediş yapılır, bu süre sonunda ödemesi gerçekleştirilir" diyerek yasanın gereğini hatırlatıyor, fakat "Patrona karşı işlem yapmak mümkün mü?" diye de soruyor. Özellikle belediyelere iş yapanların hakedişlerdeki gecikme nedeniyle ticari sicillerinin bozulmak üzere olduğundan yakınan işadamı, şöyle devam etti: "Müteahhit olarak iş alabilmeniz için işçiye borcunuz bulunmayacak, stopaj, sigorta, KDV ve vergi borcunuz olmayacak. Peki alacağını alamayan müteahhit bu şartları nasıl yerine getirecek? Alacaklarımı alsam piyasaya dağıtırım ve rahatlama sağlarım. Alacağımı alamadığım için vereceklerle ilgili temkinli davranıyorum. Herkesin sicili bozuluyor. Bu durum piyasanın bütün dengelerini alt-üst ediyor. Sicili bozulan bankadan çek karnesi de alamıyor. Zincirleme bütün piyasa tıkanıyor."


Yatırımların çoğu yerel yönetimden

Kamu kesiminin 2008 yılında yaptığı yatırımların tutarı 30 milyar 50 milyon TL'ye ulaştı. Bu yatırmların 13,4 milyar TL'si yerel yönetimler tarafından, 17 milyar TL'si de merkezi yönetim tarafından gerçekleştirildi. Bir başka borç stoku kalemi ise kamu iktisadi teşekküllerinin (KİT) bilançosunda görülüyor. 2007 yılı verilerine göre 45 milyar TL borcu olan KİT'lerin borcunun 2008 yılında 50 milyar TL'nin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. KİT'lerin bu borçlarının ise en az yüzde 20'sinin (8-10 milyar TL) yurtiçinde özel şahıslaraait olması dikkat çekiyor.


İstanbul'un yatırım bütçesi 3,8 milyar

İstanbul Büyükşehir Belediye'sinin (İBB) 2009 yılı konsolide bütçesi İGDAŞ, İSKİ, İETT gibi iştirakleri ile 17 milyar 765 milyon TL olarak belirlendi. İBB'nin 2009 yılı bütçesi 6 milyar 200 milyon TL olarak belirlendi. 2009 yılı bütçesinin 3 milyar 805 milyon TL'lik kısmı yatırımlara ayrıldı. Bütçenin yüzde 65'lik kısmı yatırımlara harcanacak. İBB'nin yatırım bütçesi 3 milyar 805 milyon TL iken sadece İSKİ'nin yatırıma ayırdığı rakam ise 1 milyar 679 milyon TL, İETT'nin ki de 523 milyon TL olarak belirlendi. Büyükşehir Belediyesi 2009 yılında 1 milyar 500 milyon TL borçlanmayı hedefliyor.



İÇ BORÇ TOPLAMI 287 MİLYAR TL

Hazine Müsteşarlığı, eylül sonu itibarıyle kamu net borç stokunu açıkladı. Üçüncü çeyrekte ikinci çeyreğe göre brüt kamu borç stoku 8 milyar 838 milyon TL artarak 380 milyar 13 milyon TL oldu. İç borç 8 milyar 430 milyon TL artarak 287 milyar 744 milyon TL'ye yükseldi.




15 yıl önce