Orhan Orhun Ünal / Serbest Piyasa
Serdar Usman 18 yıldır Konya'da dış ticaret uzmanı olarak çalıştığını belirterek, mesleğin ayrıntıları hakkında bilgi veriyor: “İhracat ve ithalat yapılırken üst yönetimin onayı alınmalı ve eksiksiz bir pazar araştırması yapılmalı. Bugün firmalarımızın büyük çoğunluğu en açık tabirle ‘Saldık Çayıra Mevla’m Kayıra’ anlayışıyla akıntıya doğru dış pazar bulacağına inanıyor. Her ürünün elbette bir alıcısı var. Ama her ülke o ürünün alıcısı değildir. Esas olan hedef ülkenin ekonomik durumundan, sosyal yaşantısına ve uygulanan vergi oranına kadar sayısız kritere bakılması gerekir.”
Hemen her ay bir ülkeye ticari amaçlı seyahatte bulunduğunu söyleyen Usman devam ediyor: “Dış ticaretçinin çoğu zaman yatağı uçak koltuğudur. Uykusunu uçakta alan kişi, sabah indiği ülkede mesaisine dört elle sarılır. Bu da başarının sırlarından biridir. Günümüzde zamanın değeri daha iyi anlaşıldığından özellikle dış ticaretçilerimiz tarafından gece uçuşları tercih edilmekte .” Serdar Usman, masa başında değil de olay mahallinde olmanın faydasını şöyle sıralıyor: “Telefon ile tedarikçileri aradığınızda size fazla önem vermeyebilirler. Ancak başka bir coğrafyada karşılarına çıkarsanız, o ülkeye gelecek kadar kararlı olduğunuzu ve bu işi gerçekten yaptığınızı görecekler. Stant açmaya gücünüz yetmiyorsa, para harcamak istemiyorsanız katılımcı değil ziyaretçi olarak da bulunmak bile isabetli olacaktır.”
Hamide Eğrilmez, bir içecek firmasında dış ticaret uzmanı olarak çalışıyor. Yeniliklere açık olmak ve sürekli piyasayı takip etmenin öneminden söz ediyor. Firmasının aldığı “Helal gıda” sertifikasını örnek göstererek, dış ticarette Ortadoğu’ya yönelik ihracatlarının bu sayede daha da arttığını söyledi. Eğrilmez, “Biz ülkenin ticaret elçileriyiz. Birçok kültüre ve geleneğe aşina olmak durumundasın” diyor . Eğrilmez yılın belki de 5 ayında fuarda olmanın anlamını paylaşıyor: “Uzun saatler ayakta durursunuz, iş görüşmeleri, anlaşmalar, 12 saati bulan koşturmaca düşünün. Mesela Sial’a geldik ama Paris’i daha göremedim. Ama işini sevmeye gör.”
Yine Sial fuarında Mehmet Gönenç ile konuşuyoruz, yeni mezun dış ticaret uzmanlarına sesleniyor: "İnternetin olanaklarından faydalansınlar. Girişimci olup, yılmasınlar. Bizim nesil ticaret lisesi mezunudur. Artık işler daha farklı. Mesela Sial'deki büyük üçüncü katılımcı ülkeyiz. Potansiyel var ama küresel dünyayı temsil edecek yeni nesil lazım."
Dur okuyucu, 'ekonomi haberidir, rakamdır' diyerek hemen çevirme sayfayı. Biz senin için Paris'e kadar gidip, ihracatçıları dinledik, kendimizi tutup kazançlarını bile sormadık. İşin doğrusu, İTO'nun basın gezisi sayesinde ulaştık oralara. Lakin, bir şeyi sevmeye gör, her yere yanında götürsün. Kilometrelerce ötede, Sen nehrinin ve aklının kenarında hep onunlasındır. İşte budur, 'Serbest Piyasa'nın bizim için anlamı. Basın kafilesi, akşam yemeğinde, biz haber için Paris sokaklarında. Laf aramızda, gözünü sevdiğim Aksaray’ı, birkaç saatte 5 ekonomi, 2 gündem, 17 istihbarat haberi çıkarırsın.
Türkiye'nin ihracatı 2002 yılında 36 milyar dolardan geçtiğimiz yıl 151 milyar dolara ulaştı. Coğrafyasında istikrarsızlık eksik olmayan Türkiye'nin ihracatı, küresel kriz döneminde bile 100 milyar doların üzerinde seyretti. 2012 ise, tüm zamanların rekoruna sahne oldu. Ocak kasım döneminde ise 144 milyar dolara ulaşırken gözler yıl sonu hedefinde.