|

IMF ve DB'nin başında bir Türk'ü de görebiliriz

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Raiser, Türkiye'nin bölgesinde önemli bir güç haline geldiğini ve AB krizinden en hızlı şekilde ayrışan ekonomilerden biri olduğunu söyledi. Raiser, gelecekte IMF ve Dünya Bankası'nın başında bir Türk'ün olmasının da 'kesinlikle mümkün' olduğunu belirtti

00:00 - 5/05/2012 Cumartesi
Güncelleme: 05:31 - 5/05/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
IMF ve DB'nin başında  bir Türk'ü de görebiliriz
IMF ve DB'nin başında bir Türk'ü de görebiliriz

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye'nin bölgesindeki etkin rolüne işaret ederek, 'Bölgede birçok ülke Türkiye'yi ilham kaynağı görüyor. Bölge halkları Türkiye'de işleyen demokrasinin ve ekonominin olduğunu görüyor. Geçen üç yıl içerisinde özellikle ortadoğu ve kuzey Afrika'da Türkiye'nin nasıl bir ilham kaynağı olduğunu gördük' dedi. Raiser, bölge ülkelerinin Türkiye'den bazı dersler alabileceklerine inandığı tespitinde bulundu. IMF ve Dünya Bankası'nın başında bir Türk'ü görmenin 'kesinlikle mümkün'olduğunu dile getiren Raiser, ' İnanıyorum ki, Türk toplumu uluslararası ekonomiye daha büyük katkıda bulunmaya hazır. Aslında biz ilk adımı gelişmekte olan ekonomilerin oy hakkını yüzde 4'ten yüzde 7'ye yükselterek attık. Yine de ben gelecekte gelişmekte ve gelişmiş ülkeler gibi bir ayrıma gitmeden, ülkelerin uluslararası hedeflerimize olan katkısı ölçüsünde söz hakkı olması gerektiğine inanıyorum' diye konuştu.'

TÜRKİYE KRİZDEN EN İYİ ŞEKİLDE AYRIŞTI

Uluslararası kredi kuruluşlarından Standart & Poor's'un İspanya'nın kredi notunu düşürmesinin ardından Avrupa krizi ve olası Türkiye yansımaları ile ilgili olarak Raiser, şu tespitlerde bulundu: 'Hiç şüphe yok ki Doğu Avrupa ve Orta Asya ve Türkiye'yi de içine alan bir bölge devam eden Avrupa'daki krizin yarattığı istikrarsızlık ve finansal sorunlardan etkilenecek. Türkiye şu ana kadar (krizden) iyi bir şekilde ayrışmayı başardı. Türkiye'de finansal mekanizmaların temeli sağlam ve kamu borcu da iyi durumda. Dünyadaki değişimleri görüyorsunuz, bu zaman durumuna razı gelerek memnun olmak için uygun değil. Türkiye'de ekonomik politikaların uygulanmasında gelişmelere karşı tetikte olmalı.' Türkiye ekonomisinin başarılı performansına rağmen bazı temel problemleri olduğunu da vurgulayan Raiser, 'Türkiye'nin mücadele etmesi gereken üç ana temel mesele var. Bunlardan ilki cari açık, ikincisi ise eğitim kalitesi ile ilgili. Üçüncü ve bence en önemlisi kadınların ekonomide en az erkekler kadar aktif bir şekilde yer alarak ülke ekonomisine katkıda bulunması' değerlendirmesini yaptı.

YENİ PAZARLARDA POTANSİYEL BÜYÜK

Türkiye'nin krizle birlikte yeniden şekillenen ticaret haritasını önemsediğini belirten Raiser, 'Türkiye'nin ihracatı ciddi bir şekilde doğuya, Ortadoğu'ya ve Afrika'ya doğru kayıyor. Türkiye'nin son on yılda elde ettiği ekonomik başarı Avrupa pazarı ile yaptığı ticaretin entegrasyonu ile şekillendi' dedi.


Türkiye için ayrılan fonlar 6,2 milyar dolar

Dünya Bankası'nın Türkiye'deki projeler için ayırdığı fonlara da değinen Martin Raiser, 2015 yılına kadar yaklaşık 4,5 milyar dolarlık bir bütçenin kararlaştırıldığını belirtti. Raiser, 'Buna Uluslararası Finans Kurumu'nun (IFC) da 1,7 milyar dolarlık fonlarını eklediğimizde yaklaşık 6,2 milyar dolarlık bir bütçe sadece Türkiye'ye ayrılacak. Bu yıl Türkiye için ayrılan meblağ yaklaşık 1,3 milyar dolar ve hemen her yıl ortalama 1,7 milyar dolarlık bir bütçe öngörüyoruz' dedi. Türkiye'nin enflasyon hedefi hakkında da açıklama yapan Raiser, bu yıl için yüzde 5,3-7,7 aralığında bir enflasyon olarak açıklanan enflasyon hedefinin alt eşiğini 'iddialı' bulduğunu söyledi.




12 yıl önce