Bu yıl 7 Haziran’da gerçekleştirilecek genel seçimlerle birlikte kamuoyunda gündeme gelen başkanlık sistemi tartışması iş dünyasında da yankı uyandırdı. Dünyada da örnekleri bulunan sistem için Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, “Neden olmasın” derken, İTO Başkanı İbrahim Çağlar, hükümetin önce bir model ortaya koyması ve sistemin bunun üzerinden tartışılması gerektiği görüşünü dile getirdi. MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ise “Bugünkü mevcut sistemimizin içerisinde ‘kuvvetler ayrılığı’ diye bir kavramı çokça kullanıyoruz. Ama maalesef bizim sistemimiz bir kuvvetler ayrılığından çok, neredeyse kuvvetler karmaşası gibi tasarlanmış veya bu çapraşık düzenden bir şekilde çıkmaya ihtiyacı var. Bu da köklü bir anayasa değişikliğiyle olacaktır” görüşünü dile getirdi.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, kamuoyunda tartışılan başkanlık sistemine ilişkin, "Neden olmasın” dedi. Zorlu, şöyle devam etti: “Bu tartışılır, demokrasilerde bunlar normal. Olur ya da olmaz ama tartışılır. Önümüzde seçimler, seçimlerden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi iki başlı değil de başkanlık sistemi dünyada uygulanacak bir sistem. Bunun Türkiye’ye göre bir düzenlenecek. Başkanlık sistemi neden olmasın, olabilir. Olmayacak diye bir şey yok.” Çözüm sürecinin de desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Zorlu, “Barış süreci, olmazsa olmazlardan bir tanesi. Barış süreci çok önemli, buna herkesin katkıda bulunması lazım. Buradan artık geri dönüşü olmaz. Bu işin ya çözülmesi ya çözülmesi lazım.”
Sinpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, başkanlık sistemine ilişkin, “Tartışılsın, memleketin hayrına olur” dedi. Çelik, şunları söyledi: “Bu konunun tartışılmasının ülkenin hayrına olduğunu görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti, kültürel mirasını dikkate alırsa 700 yıl başkanlık sistemiyle yönetildi. Bu konuda yerleşmiş bir yönetim kültürü de var Türkiye’de."
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye 2000’li yılların başından itibaren yeni bir makas ayrıma geldi. Kutsal olan devletti. Millet devletin hademesiydi. AK Parti sonrasında bu anlayış değişti. Miilet artık devletin hizmetçisi olmaktan çıktı. Ekonomide taşlar yerine oturdu. Ekonomi reel sektöre döndü. Bundan sonra devletin kurgusunun yeniden yapılması gerekiyor. Yeni Türkiye’ye oluşturmamız lazım."
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da sistem sıkıntısının Anayasa değişikliği ile aşılması gerektiğini düşünen isimlerden biri. Geçtiğimiz haftalarda Endonezya’da Kordsa Fabrikası’nın açılışını takip eden gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında bu konudaki sorulara cevap veren Sabancı, “Türkiye’de bütün partilerin, muhalafetin, iktidarın odaklanması gereken konu, kişilerden arınmış olarak Anayasa değişikliği olmalıdır. Sistemleri sistemler ile çözmeliyiz” dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Bugünkü mevcut sistemimizin içerisinde ‘kuvvetler ayrılığı’ diye bir kavramı çokça kullanıyoruz. Ama maalesef bizim sistemimiz bir kuvvetler ayrılığından çok, neredeyse kuvvetler karmaşası gibi tasarlanmış veya bu çapraşık düzenden bir şekilde çıkmaya ihtiyacı var. Bu da köklü bir anayasa değişikliğiyle olacaktır. Ben soruyu bu eksende değerlendirmeyi tercih ederim" diye konuştu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, yaklaşan genel seçimler ile başkanlık, yarı başkanlık tartışmalarına ilişkin, şunları söyledi: "Netleşen bir şey yok. Tartışılıyor. Tabi bunun sistemi nasıl olacak. Daha o net değil. Bu model Türkiye’ye ne kadar uyacak? Hangi model üzerinden gidilecek. Modelin bir ortaya çıkması lazım. O modelin üzerinde hepimiz o zaman görüşlerimizi bildiririz, tartışırız, ‘bu modeli şu şekilde revize edelim’, ‘şu şekilde değiştirelim’ diye fikir beyan edelim. "
ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca ise, başkanlık siteminin her şeyden önce devlet mekanizmalarının sadeleştirilmesiyle ilgili bir durum olduğunu söyledi. Başkanlık sisteminin hızlı, dinamik ve seri bir yönetim düzeninin inşasını beraberinde getirdiğini kaydeden Koca, “Şimdi ilginç bir düzen içindeyiz. Hem parlamenter sistem, hem seçilmiş cumhurbaşkanı. Hem yetkili, hem sorumsuz, icraatın içinde, hem dışında. Bu tarz eksikliklerin giderilmesi şart. Başkanlık sistemi gelsin, endişeye gerek yok" dedi.