|

Muhalefet dramatize peşinde

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti'nin hiçbir zaman popülist vaatlerde bulunmadığını söyledi. Muhalefetin, seçim vaatleriyle siyasetin itibarını düşürdüğü eleştirisinde bulunan Zeybekci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun emeklileri dramatize ettiğini söyledi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 28/05/2015 Perşembe
Güncelleme: 21:51 - 27/05/2015 Çarşamba
Yeni Şafak

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti'nin 2002 seçimleri de dahil, hiçbir zaman popülist vaatlerde bulunmadığını söyledi. Zeybekci, “Biz hiçbir zaman muhalefetin bugün yaptığı gibi milletin hakikaten ihtiyaçlarının sömürüldüğü, suiistimal edildiği böyle bir seçim kampanyasının yakınından bile geçmedik” dedi. Seçmenin, muhalefetin seçim vaatlerden etkilenmeyeceğini vurgulayan Bakan Zeybekci, “CHP Genel Başkanı'nın seçim meydanlarında, emeklinin bayramda torununa harçlık verebilmesi derdinde olduğunu dramatik bir şekilde seyrediyorum” dedi.


Ekonomi ve siyasi gündeme ilişkin Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandıran Zeybekci, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.



MİLLETİ SUİİSTİMAL ETMEDİK


İktidar olarak seçime giderken popülizme bulaşmayacağınızı ve sıkı maliye politikasından taviz vermeyeceğinizi söylüyorsunuz. Bu bir siyasi risk almak değil mi?

2002'de Sayın Cumhurbaşkanımız o dönemde Genel Başkanımız olarak bu milletin huzuruna çıktığında “Bizden 3 yıl boyunca hiçbir şey beklemeyin, 3 yıl boyunca hiçbir şey istemeyin. Ancak, Türkiye'nin refahının, ekonominin rahatladığının ve milli gelirinin arttığını üç yıl sonra hissetmeye başlarsınız” demişti. Bu şekilde bu milletten oy almış olan bir partiyiz. AK Parti'nin 13 yıla yaklaşan iktidarı döneminde de, 2002 yılındaki seçim döneminde de biz hiçbir zaman muhalefetin yaptığı gibi böyle milletin hakikaten ihtiyaçlarının sömürüldüğü, suiistimal edildiği bir seçim kampanyasının yakınından bile geçmedik.



İTİBARI YERLERDE SÜRÜNÜYOR


Muhalefetin vaatleri oy kaybı noktasında sizi tedirgin etmiyor mu?

Türkiye'nin her yerine AK Parti'nin tamamlanmış ve yürütülen projeleri mührünü vuruyor. Biz öyle 'suya-havaya yazı' yazmıyoruz. Biz insanlarımızın görebileceği, anlayabileceği şekilde onların önüne çıkıp söz veriyoruz ve “Bizden bunun hesabını sorun” diyoruz. Cumhurbaşkanımızın ilk yola çıkarken söylediği gibi 'biz bu milleti kandıranlardan olmayacağız, ama bu milletin kandırılmasına da asla ve asla izin vermeyeceğiz.' 'Biz bu milletin emanetine ihanet etmeyeceğiz ve ettirmeyeceğiz' diye yola çıktık. Ama şu anda maalesef siyaset adına üzülerek seyrettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Siyasetin, inandırıcılığının düştüğü, itibarının yerlerde süründüğü bir dönem yaşıyoruz.



17/25 ARALIK'A KUYRUK OLDULAR


Neden böyle bir tablo oluştu?

Siyasetin şu anda en çok ihtiyaç duyduğu, güçlü muhalefet. Daha doğrusu yüzde 51'le iktidara gelen bir partinin hemen arkasında yüzde 49'la muhalefet yaratamadığınız anda maalesef bu şekilde olumsuzluklar yaşanıyor. Bu olumsuzluklardan en önemlilerinden birini 2003'te başlayan 2013 14 Mayıs'ında Türkiye'nin IMF'ye olan son borç taksitini ödeyip de 'IMF'ye teşekkür ederiz' dedikten sonra yaşamaya başladık. Gezi Parkı olayları, ardından 17/25 Aralık olayları gibi olumsuzlukları bir anda Türkiye'de görmeye başladık. Gayri demokratik, gayri hukuki provokasyonların olduğu bu dönemde, muhalefetin bunlara arkada kuyruk olduğunu gördük.



VAATLERİMİZ 2023 ENDEKSLİ


AK Parti yine tek başına iktidar olursa, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'de neler değişecek?

AK Parti olarak Türkiye geneliyle ilgili baktığımızda biz sadece seçimlere hedeflenen bir ekonomi politikaları yahut da kalkınma politikaları, istihdam politikaları sürdürmedik bugüne kadar. Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu hükümet programını açıklarken, "9 aylık bir dönemi için iktidara gelmiyoruz ve o 9 aylık bir dönem için Hükümet programı yapmıyoruz. Biz 2023'e varana kadar bir Hükümet programıyla yola çıkacağız" diye bütün ana fikrini ortaya koydu.



Yeni Gümrük Birliği'nde hedef 150 milyar dolar ticaret


Gümrük Birliği revizyonunun bize etkisi nasıl olur?

Türkiye olarak biz dış ticaretimizin yüzde 40'ını AB ile yapıyoruz. Doğrudan yabancı yatırımcı girişimizin yüzde 72'sini AB'den alıyoruz. Bu ticaret çok daha hızlı şekilde artacak. Neden artacak? AB'ndeki yatırımcılar şunu söyleyecek: 'Artık tam üyelik müzakereleri yapan Türkiye, tam üye olmadan AB'yle ekonomik anlamda tam bir entegrasyona ve tam üyelik standartlarına ulaşacaktır. Ve hemen hissetmeye başladığımızda 2015 yılının belki sonundan itibaren, şu an 150 milyar dolar seviyesinde aramızdaki ikili ticaretin çok hızlı bir şekilde artmaya başladığını göreceğiz.



#Yeni Gümrük Birliği
#Nihat Zeybekci
#popülist
9 yıl önce