Acarer, yazılı açıklamasında, mobil telefon sektörüne numara taşıma uygulamasının getirilmesiyle 81 milyondan fazla numara taşıma işlemi gerçekleştirildiğini ifade etti.
BTK'nın numara taşınmasında tüketiciyi korumak için uyarı tonu uygulamasını getirdiğini hatırlatan Acarer, numara taşınabilirliğinin uygulanmaya başlamasının ardından "her yöne" tarifelerin devreye girmesiyle şebeke içi/şebeke dışı tarife dengesizliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığına dikkati çekti.
Bu çerçevede her yöne eşit ücret içeren tarifelerde, abonelere uyarı tonu dinletilmesinin bazı abonelerce şikayet konusu yapıldığını vurgulayan Acarer, ayrıca mobil numara taşınabilirliği uygulamasından yararlanmak isteyen bazı abonelerin, numaralarının taşındığı bilgisinin bilinmesini istememeleri nedeniyle uyarı tonu uygulamasıyla ilgili yeni düzenleme yapılması konusunda yoğun talep aldıklarını kaydetti.
Talepler üzerine BTK'nın uyarı tonu konusunda düzenleme yaptığını belirten Acarer, "Yeni düzenlemeye göre 1 Ocak 2016'ya kadar mobil numara taşınabilirliğinde aboneler için ayırt edici olacak şekilde uyarı tonu verilecek" ifadesini kullandı.
BTK'nın aldığı karar doğrultusunda işletmecilerin 12 Mayıs'a kadar uyarı tonu alıp almama konusundaki isteklerini sorma zorunluluğu getirildiğini ifade eden Acarer, operatörler tarafından 12 Mayıs'a kadar abonelere "Numara taşınabilirliği uyarı tonu; 1 Ocak 2016'ya kadar istemeyenlere verilmeyecek, bu tarihten sonra ise sadece isteyenlere verilecek. Aramalarınızda uyarı tonu duymak istiyorsanız E, istemiyorsanız H yazarak xxxx'e ücretsiz gönderin" şeklinde SMS gönderileceğini bildirdi.
Acarer, operatörlerin gönderdiği bu mesajın ücretsiz olacağını ekledi.
Operatörlerce gönderilen mesaja verilecek cevaba ve abonenin tercihine göre uyarı tonu uygulamasının yapılacağını belirten Acarer, uyarı tonu konusundaki tercihlerin herhangi bir anda işletmeciye SMS, internet üzerinden, çağrı merkezi kanalıyla veya bayi aracılığıyla da bildirilebileceğini hatırlatan Acarer, işletmecilerin abonelerin uyarı tonu konusundaki tercihlerini etkileyebilecek nitelikte zorlaştırıcı, kısıtlayıcı veya teşvik edici uygulamalar gerçekleştiremeyeceklerini kaydetti.
