Türkiye'nin askeri, ekonomik ve istihbarat alanlarında attığı bağımsız adımların Batı medyası tarafından sorgulamaya açılmasının altından, İsrail tezlerini savunan Neo-con eksenli Amerikan derin düşünce kuruluşu Council On Foreign Relations (CFR) (Dış İlişkiler Konseyi) çıktı. Amerikan gazeteleri Wall Street Journal ile Washington Post'un Milli İstihbarat Teşkilatı Hakan Fidan üzerinden Türkiye'yi yargılayan haber-analiz yayınlamasının ardından İngiliz Financial Times (FT) gazetesinin üst üste Türkiye'nin Çin'e verdiği füze ihalesini ve 3. havalimanını sorgulayan haberler yapması ilgi çekti. Füze ihalesini alamayan Raytheon'un CFR'ın kurucu üyesi olması dikkat çekerken, yazdıkları makaleler ile Türkiye karşıtı medya kampanyasına kaynak teşkil eden David Ignatius ile Steven Cook'un CFR üyesi olduğu belirlendi.
Öncelikle Türkiye'nin 4 milyar dolarlık balistik füze ihalesinde Türkiye'nin Amerikan Raytheon şirketi yerine Çin'li firmayı tercih etmesi Raytheon başta olmak üzere Amerikan makamlarını ve düşünce kuruluşlarını telaşa düşürdü. Neocon ittifakının merkezi olan CFR kuruluşunun kurucu üyesi olan Raytheon şirketinin ihaleyi kaybetmesi üzerine İsrail tezlerini savunan İngiliz ve Amerikan gazetelerinde ardı ardına Türkiye'nin topa tutulması gözlerden kaçmadı. FT, önceki günkü haberinde Türkiye'nin füze ihalesi nedeniyle Batı'dan kopacağını ileri sürdü. Patriotların üreticisi Raytheon, Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın açtığı ihalede 4 milyar dolar maliyet önermiş, Türkiye'ye teknoloji transferini reddetmişti. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan da ihaleye 500 milyon dolar daha ucuz teklif veren, üstelik teknoloji transferini kabul eden Çin'den yana ağırlık koymuştu.
CFR üyeleri ve uzmanlarının ortak harekâtıyla başlatılan operasyona destek veren medya kuruluşlarının füze yayınlarının hemen ardından Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan'ı İsrail'e hedef göstermesi dikkat çekti. Wall Street Journal'da Hakan Fidan aleyhine yayınlanan haberin ardından Washington Post yazarı David Ignatius 17 Ekim'de yayınlanan yazısında, Hakan Fidan'ın, Türkiye topraklarında İsrail'e çalışan İran'lı ajanları İran istihbaratına sattığını ileri sürdü.
Türkiye'ye teknoloji transferi yapmayı kabul etmeyen Amerikan Raytheon şirketi, 500 milyon dolar daha yüksek fiyat biçtiği füze ihalesini kaybetmesinin ardından Türkiye karşıtı kampanya yürütmeye başladı. İhalenin kaybedildiği gün Raytheon şirketi yetkisili Mike Doble, Türkiye'yi Suriye'ye karşı patriot füzelerinin koruduğunu ifade etmiş, ihalenin kendilerine verilmemesiyle ilgili olarak da 'Türkiye'den açıklama bekliyoruz' sözlerini kullanmıştı.
Türkiye'nin füze ihalesini Çin'li firmanın kazanmasını hazmedemeyen Batı medyasının, benzer teknolojiye sahip olan Rus S300 füzelerine sahip olan NATO üyesi Yunanistan hakkında tek söz etmemesi çifte standart olarak değerlendirildi. Yerli uzmanlar, Türkiye'nin teknoloji transferi yönündeki ihtiyaçlarını hiçe sayan CFR üyesi Neo-con ekibin Türkiye'nin yeni dönemde ekonomik, askeri ve istihbarat alanında kendine özgü çalışmalar yapmasına aşırı tepki göstermek yerine bunları doğal karşılamaları gerekliliğinin altını çizdi.
Geçtiğimiz haftalarda, ihaleye çıkılan füze ve sistemlerinin, Çinli CPMIEC kuruluşu ile Türkiye'de ortak üretilmesi amacıyla sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmişti. Bir kaç kez ihalesi iptal edilen 4 milyar dolarlık projeye Amerika Patriot, Fransa-İtalya ortaklığı Eurosam Samp-T ve Rusya ise S-400 füzeleri ile talip olmuştu. Çinli firmanın ihaleyi kazanmasında teklifinin yüzde 50'den fazla yerli sanayi katılımını içermesi ve teklif fiyatını 3,44 milyar dolar vererek maliyet avantajı sağlaması etkili olmuştu.Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar,geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, 'Füzelerin tamamına yakını Türkiye'de üretilecek. Maliyet olarak da diğer sistemlerle ciddi bir fark var. Sistemin teklif fiyatı 3,44 milyar dolar. Proje için kabaca bütçemiz 4 milyar dolardı. Bunu da sağlayan tek sistem bu. Diğerleri bunun üzerinde. Maliyet herşey değil. Ucuzu seçtik diye de bir şey yok' demişti.
İngiliz Financial Times gazetesinde 18 Ekim'de çıkan haberde, Türkiye'nin ekonomik alanda Batı'ya rakip olabilecek en önemli projesi sayılan 150 milyon yolcu kapasiteli 3. havalimanı projesine finansman bulmakta zorlandığı iddia edildi.
Finansman arayışında hiçbir sıkıntı bulunmadığı bilgisinin bizzat 3. Havalimanı ihalesini alan konsorsiyumun lideri Nihat Özdemir tarafından açıklanmış olmasını görmezden gelen FT, 20 Ekim'de yayınladığı yeni bir haberde bu sefer 61 yıldır NATO'ya üye olan Türkiye'nin Batı'dan kopacağı tezini ortaya attı.
Önceki gün FT'de 'Türkiye'nin Batı'yla ilişkileri üzerindeki şüpheler artıyor' başlığıyla yayınlanan haberde, 'Türkiye 61 yıldır üyesi olduğu Batı'ya veda mı ediyor. Türkiye'nin müttefiklerinin sormaya başladığı soru bu' denildi. Türkiye'li bazı resmi yetkililerin El Kaide'nin uzantısı El Nusra'yı övdüğünü ileri süren FT, 'Türkiye'nin terör örgütü El Kaide'ye destek verdiği' imajı oluşturmaya çalışması dkkat çekti.
CFR üyelerinin ortaya attığı iddialar, Türkiye aleyhine yayınları alışkanlık haline getirdiği gözlemlenen İngiliz Financial Times gazetesindeki haberlere kaynak teşkil etti. CFR tezlerini işleyen FT gazetesi Türkiye'nin 3. Füze ihalesini Amerikan şirketine vermediğini, El Kaide bağlantılı El Nusra'yı desteklediğini ve Hakan Fidan'ın İsrail istihbaratına çalışan İranlı ajanları İran'a deşifre ettiğini içeren bir üçlü bir senaryoyu gündeme taşıdı. FT'nin önceki günkü senaryo haberi, CFR üyesi David Ignatius ve Steven Cook'un tezlerine dayanıyordu. Türkiye-ABD ilişkileriyle ilgili Obama hükümetine baskı yapmaya çalışan CFR uzmanı Cook'un CFR sitesinde yazdığı blogdaki, 'Türkiye'nin yaptıkları dikkate alındığında Obama yönetimi nasıl olur da Türkiye için 'model ortak' çığırtkanlığı yapabilir, hatta Türkiye'ye nasıl müttefik olarak davranabilir' şeklindeki yorumunun FT haberine alınarak servis edilmesi ilgi çekici bulundu. Cook, füze ihalesinin Çin'e gitmesini sert dille eleştirdi.
