Soylu ve Cengiz Danışmanlık'ın düzenlediği 1. Uluslararası İstanbul Otomotiv Kongresi "AutomotivİST", Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı. Kongre kapsamında düzenlenen ve Türk otomotiv sektörünün geleceğinin tartışıldığı panele, Türkiye'nin en büyük 4 otomotiv üreticisi şirketinin üst düzey yöneticileri katıldı. Kongreye Türkiye kendi otomobilini yapabilir mi sorusu damga vurdu. Otomobil sektörünün dev firmalarının CEO'ları Türkiye'de bunun alt yapısının olduğunu belirtirken, maliyetleri nedeniyle ikinci bir “Devrim”in zor olduğunu ileri sürdüler.
Ford Otosan Türkiye CEO'su Michael Flewitt, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi olanakları ile yeni bir marka oluşturmak için gereken teknoloji ve uzmanlığa sahip olduğunu ancak, yeni bir marka yaratmak için gerekli büyük ölçekli ticari yatırımdan mahrum olduğunu söyledi. Ticari yatırımın küresel ölçekte olması gerektiğinin altını çizen Flewitt, "Türk şirketleri, ittifaklarla çok başarılı işlere imza attı. Ama yeni bir marka yaratmak için çok büyük yatırım gerekiyor" dedi.
Türk otomotiv sektörünün büyümesinin yavaşlayacağına ilişkin görüşleri de değerlendiren Flewitt, "Ben Türkiye'nin çok çok başarılı olduğunu düşünüyorum. İşin zor kısmını halletti. Türkiye, Batı ile rekabet ederek, Batı Avrupa'ya araç sattı. Rekabetçiliği ve yan sanayisi ile önemli başarılara imza attı. Türk otomotiv sektörü, etkin maliyetli ve kaliteli araç üretmeye devam ederse piyasa da büyümeye devam eder" die konuştu.
Flewitt, Ford'un Türkiye'deki üretimini 600 binden 740 bine çıkarmayı hedeflediklerini ifade ederek, Türkiye'nin Doğu Avrupa ve Karadeniz ülkelerinin pazarlarından da faydalanması gerektiğini söyledi. Çin, Hindistan ve Kore'den gelen tedarikçilerin az maliyet avantajını kullandığına dikkat çeken Flewitt, Türk otomotiv sektörünü bu sebeple sorun yaşayabileceği uyarısında bulundu.
Devrim, Türkiye'nin Cemal Gürsel'in istek ve özel direktifi ile üretilen, ordunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak amacı da güden, ilk yerli ve seri üretim hedefiyle başlanan otomobil projesiydi. Dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL'ye mâlolmuş ve 4.5 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştı. Otomobil dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Cumhuriyet Bayramı'na götürerek hem tanıtımını hem ilk vazifesini gerçekleştirecekken benzini bittiği için sadece 100 metre gidebilmişti.
Türkiye'de ulusal bir otomobil markası yaratılıp yaratılamayacağına ilişkin görüşlerini açıklayan Oyak Renault Türkiye Genel Müdürü Alain Gabillet de "Günümüzde artık ulusal markalardan söz etmek anlamını kaybediyor. Yerli parçalarla yerel üretim nasıl teminat altına alınır, bunu yapmak lazım" dedi. Sektörün gelişim trendini sürdürmesi için, öncelikle sahip olduğu avantajları güçlendirmesi gerektiğine vurgu yapan Gabillet, Türkiye'de paritenin seviyesi hâlâ yüksek. Bu durum ihracat rekabetçiliğini kısıtlıyor. Biz bile büyük ihracatçıyız ama değerli YTL belimizi bükü-yor" diye konuştu.
Fiat Türkiye CEO'su Ali Pandır, 2010 yılında 2 milyonluk üretime ulaşabilmek için iç pazarın gelişmesi gerektiğini ifade ederek, "Bundan sonrası ikinci fabrika demektir. İhracat pazarlarında büyümenin sınırları var. İç pazarın büyümesi lazım" diye konuştu. Kore'den önce otomotiv sanayinin Türkiye'de başladığını ancak zamanında iç ve dış piyasa yaratılamadığı için bir marka yaratılamadığnı belirten Pandır, Türk markası yaratmak için gerekli tüm teknolojik alt yapının bulunduğunu, bütün üreticilerin son teknolojiyi kullanarak üretim yaptığını vurgulayarak, markaı yaratmak için çok ciddi bir yatırım yapmak gerektiğini söyledi. Pandır, marka yaratmanın çok pahalı olması nedeniyle kimsenin bunun altına girmediğini ifade etti.
Toyota Türkiye CEO'su Tamer Ünlü de, 2 yıldır otomotivde durumun lehlerine döndüğünü, yan sanayinin artık Avrupa'daki fabrikalarına da da parça verir hale geldiğini kaydetti. Türk markası bir otomobilin neden yapılamadığına ilişkin soruyu yanıtlayan Ünlü, "Buna kısacası unutun demek gerekiyor. Otomotiv teknolojisi çok canlı ve muazzam birikimden geliyor. Türkiye'de çok çok zengin bir yatırımcı çıksa para döküp, yeni bir marka yaratsa 5 yıl sonra bütün teknoloji değişiyor. Değişim bu kadar hızlıyken sıfır noktasından birşey yaratmak imkansız" dedi. Otomotivin yüzde 80'ini yan sanayinin oluşturduğuna dikkat çeken Ünlü, Türk yan sanayicisinin esnek ve cesur olduğunu söyledi.
