Türkiye’nin değer oluşturma alanlarında yatırım çekmeye mecbur olduğunu anlatan Aycı, şunları söyledi :“Bunun için bölgesel ve sektörel çeşitlendirmeye yöneliyoruz. Önümüzdeki dönemde bölgesel kalkınma ajanslarının önemi giderek artacak. Ar-ge, inovasyon ve teknoloji odaklı yatırımlar çekmeyi hedefliyoruz bundan sonra. Sağlık sektörü Türkiye’nin yeni yatırım çekeceği alanlardan biridir. Sağlık turizminde merkez olmak istiyoruz"
İstikrar ve güvenin sürmesinin yanısıra enerji maliyetlerinin azalmasının da olumlu bir durum olduğuna dikkat çeken İlker Aycı, “Bankacılık sektörümüz stres testinden geçti. Yüzde 10 artışla sermaye çekmeye devam ediyoruz. Gelen yatırımların sektör çeşitliliği de iyi durumda. Çözüm sürecinde atılacak her bir adım istikrara katkı demektir ve yatırım ortamının iyileşmesi yolunda bir tuğla koymak demektir. Çünkü çözüm sürecinin başarıya ulaşmasıyla oluşacak hava sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak. Ekonomik entegrasyon anlamında sınırımız daha da genişleyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
İlk 9 ayda Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımın yüzde 10 arttığını vurgulayan Aycı, “ 2014 yılı sonu itibariyle 13 milyar $ seviyesinde doğrudan yatırım girişi beklenmektedir. Civardaki bazı ülkelerde mutsuz olan yatırımcılar, rotayı Türkiye’ye çevirmiş durumda. Kapımızı çalmaya başladılar, görüşmelere başladık. Somutlaşmak üzere olan yatırımlar var. Şimdiden isim vermek uygun olmaz. Fakat Türkiye’ye olan ilginin arttığını kesinlikle söyleyebiliriz” dedi.
Türkiye’nin sadece enerji alanında yıllık çektiği yabancı yatırımın yüzde 40’ı kadar arttıracak potansiyeli bulunduğunu belirten Aycı, şunları vurguladı: Yıllık 5-6 milyar dolarlık enerji sektörü yatırımı çekeriz. ABD ile geçtiğimiz hafta varılan mutabakata göre Türkiye’ye 500 milyon dolarlık bir rüzgar enerjisi yatırımı yapılacak. 3 santral için harcanacak 60-70 milyar dolarlık yatırımın yüzde 40’ının yerli üretim olması için uğraş ve bilinç var. Japonya altyapı projeleriyle ilgileniyor.