|

Yiyos içiyos faiz indirmiyos

Merkez Bankası'nın tarihte ilk kez faizleri 9.75 puana indirmesine rağmen, bankaların kredi faizlerinde yüzde 25 oranlarında direnmesi tüm piyasayı isyan ettirdi. Ekim ayından bu yana kasalarındaki paraları yaklaşık yüzde 50 artıran finans kesimine tepkiler ise dinmek bilmiyor

Cahit Saraçoğlu
00:00 - 11/05/2009 Pazartesi
Güncelleme: 03:11 - 11/05/2009 Pazartesi
Yeni Şafak
Yiyos içiyos  faiz indirmiyos
Yiyos içiyos faiz indirmiyos

Lehman Brothers'ın batışıyla başlayan yoğun kriz sürecinde portföylerini yükseltmek ve kendilerini riske atmamak için girişimciden, milletten, vatandaştan teslim aldığı parayı yine girişimciye, KOBİ'ye yüksek faizlerle ya da nazlanarak veren bankalara öfke dinmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarihinde ilk kez faizleri 9.75 puana indirirken bankalar hala yüzde 25 oranlarına varana kadar yükselttikleri faizleri indirmemek için direniyor. Durum böyle olunca da Merkez ile banka fazleri arasındaki makas gittikçe açılıyor ve piyasa buna isyan ediyor.

TOPLAM 7 PANLIK İNDİRİM YAPILDI

Bu hafta 14 Mayıs Perşembe günü toplanacak olan Para Politikası Kurulu'nun, faiz oranlarında yeniden indirim yapması bekleniyor. Merkez Bankası 2008 Kasım ayından itibaren faizlerde (16.75-9.75) yüzde 7'lik indirim yaptı. Son açıklanan nisan ayı enflasyonundan sonra da faizde yeni bir indirime kesin gözüyle bakılıyor. Ancak artık daha yüksek bir şekilde dile getirilen 'bankaların da ticari kredileri indirmesi gerektiği' yönündeki taleplerin bu sefer etkili olup olmayacağı merakla bekleniyor.

HERŞEY RAPORDA BELİRTİLDİ

Merkez Bankası da, iç talep koşullarındaki zayıflık ve kredi koşullarında devam eden sıkılık nedeniyle faiz indirimlerini sürdüreceği mesajını verirken, bankaların yüksek kredi faiz oranlarının ise cari üretimi olumsuz yönde etkilediğini Enflasyon Raporu'nda da dile getirdi.

ÜRETİME TAKOZ OLUYORLAR

Reel faizlerin düşürülmesinin Türkiye ekonomisinde daha önceki krizlerde de gözlenmemiş bir durum olduğu tespitini yapan MB, bankaların sektörlerin kredi taleplerine uyguladığı yüksek faiz oranları nedeniyle, cari üretimi olumsuz etkilediklerine dikkat çekti.


Başbakan bile isyan noktasında!

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bile bankaların kredi faizlerini yüksek tutmalarına ve kredi vermemelerine isyan ederek, finans sektörünün, girişimciden, milletten, vatandaştan teslim aldığı parayı girişimciye, KOBİ'ye yüksek faizlerle ya da nazlanarak verdiğini vurguladı. Önceki gün katıldığı bir açılışta konuşan Erdoğan, '5 lira alıyorsun, 1 lira veriyorsun. İnsaf... İnsaf yani. Önünü aç, yardımcı ol. Tamam eşeği sağlam kazığa bağla, ama gel girişimciye desteği ver' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, iş yerleri batarsa yazık olacağını, onlar çalıştıkça daha çok insanın çalışacağını anlatarak, 'Bu dönemi atlattığımız zaman yarın, senin kapına bugün gelip yalvaran insanın sen kapısına gideceksin. Diyeceksin ki 'gel paranı bana yatır'. Yapma bunu' dedi. Erdoğan, göreve geldiklerinde devletin borçlanma faizinin yüzde 63 iken, bugün yüzde 11'e düştüğünü kaydetti. Erdoğan, Merkez Bankası'nın faiz oranlarının tek haneli rakamlara düştüğünü ifade ederek, bu ülkenin 7-8 yıl önce yüzde 7 bin 500 faizleri gördüğünü ifade etti.


Bu kriz fırsata faizlerle çevrildi

Ankara Ticaret Odası (ATO), küresel ekonomik krizin tüm sektörleri derinden etkilerken, bankacılık sektörünün, yüksek kredi faizleri ve hemen hemen tüm bankacılık işlem ve hizmetleri üzerinden aldıkları ücret ve komisyon gelirleriyle krizin etkisini diğer sektörlere yüklediğini savundu. Ankara Ticaret Odası'ndan yapılan açıklamada, ATO'nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) ve bankalardan derlediği verilerin, "yıllık ortalama yüzde 9-11 faiz oranıyla mevduat toplayıp, yüzde 30'a ulaşan kredi faizleriyle bu parayı satan bankaların, yüksek orandaki faiz marjıyla kârını önemli ölçüde artırdığını" gösterdiği ifade edildi. Bankaların kriz döneminde özellikle KOBİ'lere yönelik kredileri önemli ölçüde kıstığı belirtilen açıklamada, kredi kullandırdıkları müşterilerinden peşin aldığı ücret ve komisyonların yüzde 34,7 artarak, 476 milyon liraya çıktığı bildirildi.


Sektörler ağlarken onlar 12'ye alıp 25'e verdiler

TOBB Başkanı, 30 Eylül 2008-30 Mart 2009 arasında yurtiçi kredi hacminin 14 milyar TL da-raldığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, hazine bonosu satışlarındaysa 31 milyar TL artış yaşandığını vurguladı. Kriz sürecinde kaynaklarını reel sektör yerine devlete aktaramaya başlayan bankaları şiddetle eleştiren Hisarcıklıoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Reel sektörün nakit ihtiyacının had safhada, bankalar kâr patlaması yaşıyor. Kredileri kıstı bize. Niye? Devlete borç vermek için. Bakın hazine bonosu satın almada, tam 31 milyar TL artış var. Bize de insafsızca yükleniyorlar. Bankacılar da bizden kestiler oraya vermeye başladılar. Bize de insafsızca yükleniyorlar ha. Yüzde 12.5 ile mevduat toplayıp yüzde 25 ile de kredi verecek. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bizler ağlarken birilerinin gülmesi mümkün değil."


Faktoring kredileriyle vuruyorlar

Bankaların kredi vererek risk almak yerine Devlet İç Borçlanma Senetleri'ne (DİBS) yöneldiğini ifade eden İstanbul Aydın Üniversitesi Prof. Dr. Güneri Akalın, buradan kalan kısımın ise faktoring piyasasında yüksek faiz oranlarından kullandırıldığını söyledi. Merkez Bankası'nın (MB) faizlerdeki indirim ile kredi faizlerinin düşmesini ve yatırımların canlanmasını amaçladığını vurgulayan Akalın, Kredi Garanti Fonu'nun kurulmasının gündemde olduğunu belirterek, 'Eğer banka kredi açarsa açtığı kredinin yüzde 60'ını kefil olunacak yüzde 40'ı da bankanın riski olacak. Buna rağmen bankaların bu riski alacağını düşünmüyorum. Çünkü bu faiz hadlerini çok düşük buluyorlar. Resmi faiz hadleri üzerinden ancak çok sağlam gruplara kullanırıyorlar. Bankalar ellerindeki kaynakları iç borçlanma senetlerinde kullanıyorlar ve arta kalan kısmını da kendi finansal şirketleriyle faktoring piyasasında kullanıyorlar' dedi.


Kredi verin çağrısı

Bankacılık Düzenlenleme ve Denetleme Kurulu'ndan (BDDK), bankalara kârınızı reel sektörle paylaşın uyarısı geldi. Küresel krizin ayak seslerinin işitildiği günlerde bankalara "kârı dağıtmayın, bünyenizde tutun" uyarısında bulunan BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bugün gelinen noktada ise "Kârlılıktaki olumlu gidişin en büyük nedeni faizlerdeki gerilemedir. Bankalarımızın, bu kârlı performanslarını reel sektörle paylaşmalarını görmek istiyoruz" dedi. Bilgin böylece, geçen haftasonu reel sektöre kredi kullandırmak konusunda eli sıkı olan bankaları "insafsızlıkla" suçlayan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na da destek çıkmış oldu. Bankaların Merkez Bankası'nın agresif faiz indirimlerinin ardından kârlarındaki artış ise tam gaz sürüyor.


'Para tutmak zorundayız'

Bankaların reel sektör şirketlerine yönelik kredileri kestiğine ilişkin tartışmalar sürerken, Türk bankacılık sisteminin en yetkili isminden ilginç bir açıklama geldi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, 'Eylül-ekim sonunda 800 milyon dolar aldık. Bu parayı o zamandan beri elimizde tutuyoruz' dedi. Özince şunları söyledi: 'Döviz likiditesi açısından bu kaynağı tutmak zorundayız. Ayrıca faize duyarlı o kadar büyük bir blok mevduat var ki çok kısa vadede bir bankadan bir bankaya geçebiliyor. Bu tür bir mevduat hareketi bile ciddi bir likidite tutmayı gerektiriyor. Tabii ki bu durumun da çok olumsuz etkisi var.' Daha önce likidite eksikliği nedeniyle reel sektöre kredi açılamadığına ilişkin savunma yapan TBB'den gelen diğer açıklamalar da yankı yaratacak cinsten oldu. TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin gazetecilere yaptığı sunumda Türk bankacılık sisteminin TL cinsinden 36.4, döviz cinsinden ise 24.9 milyar YTL'lik likiditesinin bulunduğunu ve bu alanda problemleri olmadığını kaydetti.


Faiz makası iki katı seviyelerde

Bankacılık sektöründe kredi faizlerinin oranı, mevduat faizlerinin iki katı düzeyinde seyredi-yor. Mevduat faiz oranları ortalama yüzde 8 ile 12 arasında bulunuyor. Kredi faiz oranları ise şirketler için yüzde 16'dan başlayıp yüzde 30'lara kadar çıkıyor. Bireysel kredilerde de yıllık yüzde 22 ile 26'lara varan oranlarda faiz uygulanıyor. Bankalar geçen hafta da enflas-yon düşeceği hesabıyla Hazine'nin ihalesinde rekor talepte bulundular. Nisan ayında 7.8 milyar liralık itfası bulunan Hazine, üç ihalede 11.2 milyar liralık borçlanma gerçekleştirdi. Bankaların ilgisinde kamu kağıdından elde edecekleri kâr, Hazine'nin hedefin çok üzerinde borçlanmasında ise bütçe revizyonuna hazırlık

etkili oldu.


Üç ayda 5 milyar TL kâr ettiler

Bu arada, bankaların kârları da dikkat çekiyor. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin geçtiğimiz hafta sonunda 2008 yılının ilk üç ayında 3,9 milyar TL olan banka kârlarının, bu yılın aynı döneminde yüzde 33 artışla, 5,2 milyar liraya ulaştığını açıkladı. Bu kâr artışında ise Merkez Bankası faiz indirimlerinin geç yansıdığı kredi faizleri ile hemen yansıtıldığı mev-duat faizleri arasında giderek açılan fark etkili. Ayrıca bankaların en sağlam müşteri listesinde Hazine'yi görmeleri de bu kârlılıkta önemli bir etken. Nitekim bu durum Hazine'nin bu hafta yaptığı ihalelerde de kendisini net olarak gösterdi. Bankalar geçen hafta da enflasyon düşeceği hesabıyla Hazine'nin ihalesinde rekor talepte bulunmuşlardı. Merkez Bankası da enflasyon raporunda, içinde bulunulan dönemde riskli olarak algılanan firmalara açılan krediler ile nispeten daha az riskli olan hazine bonosu faizleri arasındaki farkın, halen yüksek seviyelerde seyrettiği tespitine yer verdi.


Biz ahde vefa beklentisindeyiz

MB'nin faizleri indirirdiği bir ortamda, bankaların bu indirimlere direnmesini, yıllardır tatlı kar eden bankacılık sektörünün bu karından bir anda feragat edememesi olarak gösteren KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, MB'nin ucuz kredinin önünü açtığını, bankaların ise yüzde 23 faiz oranından piyasada kredi kullandırdıklarını söyledi. Halkın tasarruflarını bankalarda tuttuğunu fakat bankaların ise halka kredi kullandırmadığını dile getiren Özgenç, 'Bankalar ellerindeki fonları devlet tahvilinde değerlendiriyor. 2001 yılındaki krizde bankaları ayakta tutan KOBİ'lerdi. 2009 yılında ise bankların ahde vefa göstermelerini bekliyoruz." şeklinde konuştu.


Asıl neden risk ve güven unsurları

Merkez Bankası'nın faizleri indirirken, bankaların bu indirimlere kayıtsız kalmalarının nedeni risk ve güven unsurundan kaynaklanıdığını belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Bankalar kaynak bulamadıkları için değil, riskli gördükleri, güvenmedikleri için kredi kullandırmıyorlar. Onun için Kredi Garanti Fonu hemen devreye girmeli diyoruz. Böylelikle güven konusu çözülmüş olacak ve bankarın kredi musluklarını açmlarını sağlayacak" ifadelerini kullandı.


Sözde anlaşma olmuştu

Merkez Bankası'nın (MB) faizleri tek haneye indirmesine rağmen kredi faizlerinde değişikliğe gitmeyen bankalar harekete geçmeye başladıklarını duyurmuştu. Sektörün Merkez'in faiz indirimini yavaş takip ettiğini kabul eden Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman, "Fakat artık faizlerle ilgili genel bir konsensüs oluştu. Bankacılık sistemi de daha hızlı şekilde faizleri aşağıya çekecektir" dedi. Karaman, Lehman Brothers'ın batışının ardından bankalarda panik havası oluştuğunu söyleyerek zaman geçtikçe bu tavrın yumuşadığını vurguladı.


15 yıl önce