Prostat kanserinde kesin tanı biyopsi ile konuyor. Bu kesin tanıya göre hastaların yüzde 45-50’si düşük risk grubu kanser hastası olarak diğer hastalardan ayrılıyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Önol, “Artık bu düşük risk grubuna bile kanser denmesi uygun görülmüyor. Gerçek düşük risk grubu prostat kanseri kesinlikle öldürmüyor ve yayılmıyor. Bu hastaların arasında sadece biyopside yapılan eksiklikler ve patolojik değerlendirmedeki yetersizlikler nedeniyle gerçek kanserler yakalanmamış olabilir” şeklinde konuşuyor.
Prostat organı, penisi dikelten sinir ve damarların, idrarı tutan mekanizmaların bulunduğu konumdadır. Prostat kanseri ameliyatı sonrası prostat organının sinirleri ve idrarı tutan mekanizmaları zarar görebilir. Yani bir erkeğin erkeklik gücü ve idrar tutma fonksiyonu bozulabilir. Aktif izlem tedavisi ile hastanın 3 ayda bir Prostat Spesifik Antijen (PSA)’sına ve 6-12 ay sonraki tarama testi ve ikinci biyopsisine göre hastanın kanserinde ilerleme olup olmadığına bakılır. Eğer ilerleme yoksa hastanın ameliyat edilmesine gerek yoktur.
İngiltere’de ameliyat olmak isteyen hastalar ile aktif izlemi tercih eden hastaların incelendiği araştırmadan elde edilen bilgilere göre; prostat kanseri ameliyatı olan hastaların önemli bir çoğunluğu ameliyat olmaktan memnun değiller. Buna karşın aktif izlem yapılan hastaların çoğu hayatlarından daha memnun. Ameliyatı olan hastalar da "keşke aktif izlemi tercih etseydik" diyorlar. Hastaya hastalığıyla ilgili tedavinin etraflıca anlatılması gerekir.
Eğer ameliyat yapılması gerekiyorsa hem hekim hem de hastalar için uyarılar: “Usta bir cerrah eşliğinde yapılan orta ve yüksek risk grubu prostat ameliyatlarında yalnızca prostatın çıkarılması eksik bir tedavidir. Prostatın etrafındaki ve çok yukarısındaki lenf düğümlerinin de çıkarılması gerekir. Diğer organlara ve kemiklere de sıçramış ileri düzey prostat kanserinde ameliyatın yeri yoktur. Bu nedenle kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi yapılabilir.”
30 yıl öncesiyle kıyaslandığında prostat kanserinden ölenlerin oranı %30 azalmış durumda. Ancak bu durum düşük risk grubu hastaları ameliyat etmekten dolayı değil daha ilerlemiş hastalara ameliyat, radyoterapi ve hormon tedavisi yapılması ile sağlanmıştır. Babası prostat kanseri olanlara dikkat! Böyle bir babanın oğlunun prostat kanseri, kızının ise meme kanseri olma ihtimali yüksektir. Bu hastaların muhakkak erken kontrol yaptırması gerekir.”