Çölyak hastalığı bağırsaklardaki sindirimi sağlayan yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığı olarak kabul ediliyor. Günümüzde 2014 yılı itibariyle çölyak hastalığı için bilinen kanıtlanmış tek tedavi yönteminin glutensiz sıkı bir diyet olduğu ifade ediliyor. Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş aslında Türkiye'de beş buçuk milyon çölyak hastası olduğunu ama bu hastaların sadece 10 binine tanı konulduğunu ifade ediyor. Öte yandan diyabet hastalarında da gizli çölyak olabileceğine dikkat çekiyor. Çölyak mı? diyabet mi? sorusunu gündeme getiriyor.
Diyabet, çölyak, romatizmal hastalıklar, kanser ve ağır metal zehirlenmelerinin çağın en büyük hastalıkları olduğunu söyleyen Fitoterapi Uzmanı Ümit Aktaş çölyak ve diyabet hastalığı arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor.
Türkiye'de son 12 yılda diyabet hastalarının yüzde 80 arttığını söyleyen Dr. Aktaş devam ediyor: “Türkiye nüfusunda yüzde 40'ın üzerinde diyabet ve diyabet adayı hasta bulunuyor. Milyonlarca insan diyabet hastası adayı olduğunu da bilmiyor. Bu da toplamda 32 milyon hastayı işaret ediyor. Fakat yapılan araştırmalar maalesef diyabet tedavisi yapılan bir çok hastanın aslında teşhis edilmemiş çölyak hastası olabileceğine işaret ediyor. Çölyak hastasına uygun tedavi diyabeti de ortadan kaldırabilir. Böylece yanlış tedavinin önüne geçilebilir.Aynı durum çölyak tanılı gizli diyabet hastaları için de geçerli."
Çölyak hastalığında diyabetin görülme oranının 10 kat arttığını söyleyen Dr. Ümit Aktaş şöyle devam ediyor: “Aynı durum diyabet hastalarında da söz konusu. Diyabet hastası olanlarda da çölyak görülme riski 10 kat daha fazla.”
Tahıllı ürünlerin tüketiminin diyabet ve çölyak riskini artırabildiğinin altını çizen Dr. Ümit Aktaş, “çölyak ve diyabet hastalarının beslenmeleri bu yönüyle tekrar sorgulanmalı. Özellikle yüzde 95'lik bir dilimi oluşturan tip 2 diyabet hastalarında tahıllı ürünlerin tüketimi ve çölyak hastalığı olup olmadığı değerlendirilmeli” diyor.
Dr. Ümit Aktaş bağışıklık sistemini kuvvetlendirmenin önemine şöyle dikkat çekiyor:
“Hekimlik deneyimim bana insan vücudunun bir bütün olduğunu öğretti. Bu mucize yapıyı sadece pankreastan, sadece tümörden, sadece eklemden, birbirinden bağımsız küçük küçük parçalardan ibaretmiş gibi görürseniz yolunuzu kaybedersiniz. Esas olan hastanın bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek, hayatında olumlu değişiklikler yapması için yönlendirmek, hastalıklarla savaşma kabiliyetini geri kazandırmak.”
*Ihlamur
*Ada çayı
*Hibiscus
Kaynamakta olan 250 cc su içine bitki karışımından 1 yemek kaşığı koyunuz. 4 dakika kısık ateşte kaynatınız. Ateşi kapatıp, ağzı kapalı olarak 5 dakika demlenmeye bırakınız. Süzerek içiniz. Günde 3 bardak içilmesi tavsiye edilir.
