|

Depresyon en çok kimlerde görülüyor?

Çağımızın hastalığı depresyon... Ne zaman çevremize baksak mutlaka depresyonu olan biriyle karşılaşıyoruz. Ama depresyon en çok bir hastalık grubunda görülüyor...

Yeni Şafak
09:58 - 27/03/2015 Cuma
Güncelleme: 08:02 - 27/03/2015 Cuma
Yeni Şafak

Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi ve Psikomatik Tıp Derneği, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı işbirliği ile geniş bir bilimsel program çerçevesinde hazırlanan “12. Ulusal Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi ve Psikomatik Tıp Kongresi”, 'Yaşam Boyu Psikomatik Tıp' teması ile toplum ruh sağlığı açısından önemli konuları gündeme getirdi


.


KLLP-Der Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan öncülüğünde, Konya Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen kongre, sağlıkta yeni bütüncül yaklaşım olan ve tıpta psikiyatriyi temsil eden konsültasyon liyezon psikiyatrisi ve psikomatik tıp, psikiyatriyi kliniklerin dışına çıkarmak, tıbba mal etmek ve psikiyatriyi toplumun bilinci ve hizmetine sunmayı amaçlıyor.



“BEDEN VE RUH SAĞLIĞI BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALINMALI”


Hastanın bedensel ve ruhsal sağlığının bir bütün olduğunun kabul edilmesi ve teşhis- tedavi aşamasında bu şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Aksi halde, ruh sağlığının göz ardı edilmesi, tam tedavi yapıldığı anlamını taşımaz. Örneğin, bir kanser hastasının tedavisi devam ederken bu hastalık kaynaklı depresyonun, kanser psikiyatrisi konusunda uzman bir hekim tarafından da takip edilmesi hastalığın seyrine pozitif katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini de önemli ölçüde arttıracaktır. Liyezon psikiyatri tam da bu noktada devreye giriyor; hastanın ruhsal ve bedensel durumu arasında, yani tıpla psikiyatri arasında köprü görevi görüyor. Bu pozitif gelişme, hastanın yanı sıra kanser tedavisini yürüten hekime ve hastanın ailesine de olumlu olarak yansıyacaktır.



Aslında şuanda yerleşmesini istediğimiz sistemin temelleri yüzyıllar öncesinde ilk olarak yine bu topraklarda atılmıştır. Hipokrat'tan sonra psikomatik tıp ve liyezon psikiyatrisine dair anlayışın yerleşmesi ilk olarak Osmanlı ve Selçuklu döneminde olmuştur. Ortaçağ Avrupa'sında ruhsal hastalığı olanlar tecrit edilirken, Osmanlı ve Selçuklu döneminde bu hastalar diğer hastalarla aynı mekanlarda tedavi edilmişlerdir yani, Türkiye bu konuda Avrupa'ya dahi öncülük etmiştir.



“DEPRESYON, KRONİK HASTALIĞI OLANLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR.”


Sağlık sistemindeki yapılanma, bir tarafta ruh sağlığı hastaneleri diğer tarafta genel hastaneler şeklinde işliyor. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi ve Psikomatik Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan; “Bizler yaptığımız tüm çalışmalarda ruh ile beden sağlığı birbirinden ayrılmamalı diyoruz. Psikiyatri genel tıbba entegre olması gereken bir yapıdır ve psikiyatrik hastalıkların büyük çoğunluğu genel tıptadır. Yani kaygı bozukluğu, depresyon, organik beyin sendromu, kişilik bozukluğu, panik bozukluk ve deliryum gibi hastalığı olanların büyük çoğunluğu cerrahi, onkoloji, kardiyoloji ve yoğun bakımdadır. Psikiyatride bu tip vakalar çok azdır. Depresyon ise en çok diyabet gibi kronik hastalığı olanlarda görülür. Bu nedenle bizim onlara hizmet vermemiz, onları fark etmemiz ve tedavi etmemiz gerekir. Örneğin, kalp krizi geçiren bir hastadaki panik bozukluk tedavi edilmezse kalbi tam tedavi edilmiş sayılmaz çünkü oradaki riskler sabit kalır. Anksiyete beyni uyarır, sinir sistemi kalp üzerine aşırı yük bindirir ve yeni bir kalp krizi riski doğmuş olur.”


Temel felsefemiz beden – beyin ve ruh bütünlüğü yani bedensel hastalığı olan hastalarda ortaya çıkan yaygın ruhsal durumları 'kavra, fark et ve tedavi et'dir.”



“AİLE HEKİMLERİNE 'LİYEZON PSİKİYATRİSİ' EĞİTİMİ ZORUNLU OLMALI”


KLPP – Der Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, son 30 yılda ülkemiz psikiyatrist sayısının artması ve niteliksel gelişiminin yüz güldürücü bir duruma ulaştığını belirtiyor. Prof. Dr. Özkan; “700'den 3 bin psikiyatriste ulaştık, neredeyse her ilçede bir psikiyatrist var. Toplumun genel sağlığı ve ruh sağlığı için başta psikiyatri hekimleri olmak üzere aile hekimleri de liyezon psikiyatrisi eğitimi almalı. Hastaların sağlık sisteminde ilk başvuru noktası olan aile hekimlerinin bu alanda eğitim almaları son derece önemli çünkü hastaların ilk gittikleri yer psikiyatri hekimleri değil aile hekimleri oluyor. Hekimin hastaya bu farkındalık ile yaklaşması ve hastayı bu anlamda da değerlendirebilmesi büyük farklar yaratacaktır.” diyor. Prof. Özkan, aile hekimine ağrı yakınması ile başvuran bir hastanın ağrı yakınmasının sebebinin psikiyatrik kaynaklı olabileceğini ancak liyezon psikiyatrisi almış bir aile hekimi teşhis edebilir. Böylece gereksiz zaman ve sağlık harcamalarının da önüne geçilmiş olur.


“Psikiyatri ve psikiyatri dışındaki hekimler için 'liyezon pskiyatrisi' eğitimlerinin zorunlu bir rotasyon olması temelde çok büyük faydalar sağlayacaktır. Bizim kongre süresince yapmak istediğimiz, insan sağlığı ve hastalıklarının biyolojik ve psiko-sosyal bütünlüğünü vurgulayan oturumlarla, günlük pratikte karşılaşılan sorunlarla ilgili çözüm önerileri paylaşmak, alanında yetkin ulusal konuşmacılar aracılığıyla güncel bilgiler sunmak ve dünyadaki en son yönelimler tartışmaktır.”


3 gün süren kongre kapsamında, 'Kanser Psikiyatrisi', 'Kalp Hastalıklarında Psikiyatri, 'Psiko-sosyal açıdan ağrı', 'gebelik ve gebelik sonrası dönemde psikiyatrik bozukluklar' gibi konularda detaylı olarak ele alındı


#Psikoloji
#Depresyon
#2. Ulusal Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi
9 yıl önce