Balyoz Davası'nı kilitleyen tavrıyla tepki çeken İstanbul Barosu, son savunma aşamasına gelen sanıklara avukat atamak yerine mahkemeye tehdit yazısı gönderdi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşmaları protesto ederek süreci tıkayan avukatların yerine yenilerinin atanması için Baro'ya talep yazısı göndermişti. Baronun talebe olumsuz karşılık vermesi üzerine hakim heyeti, 19 Nisan'daki duruşmada Baro hakkında suç duyurusunda bulunma kararı almıştı.
Balyoz Davası'nın dün görülen 92. duruşmasına, İstanbul Barosu'nun mahkeme heyetini hedef alan yazısı damgasını vururken sanıkların son savunmalarını yapmasını engelleyerek süreci uzatmak isteyen avukat protestosu da delindi. Eski kuvvet komutanları Özden Örnek ve Halil İbrahim Fırtına'nın da aralarında bulunduğu 250'si tutuklu 365 kişinin yargılandığı davanın dünkü duruşmasına 21 sanığın avukatı katıldı.
Duruşmada, Baro'nun mahkemeye gönderdiği cevap okundu. Atamanın reddedildiği cevapta “Mahkeme tarafından tarafımıza 'yasal işlem yapılacağı' ihtarı yapılmışsa da baro başkanlığımız mahkemenin subjektifliğine değil, hukuka bağlıdır. Mahkemenin böyle bir görevi yoktur. Mahkemenin bu yazısı, başkanlığımızı 'yasa dışı işlem yapmaya zorlama' anlamına gelmektedir. Yasa dışı işlem yapmaya zorlamak da TCK'nın 107. maddesine göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suçtur' denildi.
Baro'nun yazısına Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, büyük tepki gösterdi. Baro'nun mahkemeyi tehdit ettiğini söyleyen Diken, “Bizi de denetliyor aynı zamanda. Bir meslek kuruluşu, mahkemeyi subjektif ara kararıyla suçluyor ve denetliyor' diye konuştu. Anayasanın 138. maddesi gereğince, mahkemenin gönderdiği yazılara göre hareket edilmesi konusunda uyarıda bulunabileceğine ve kurumların kararlara uyma zorunluluğuna dikkat çeken Diken, 'Baro, denetim hak ve yetkisini kendisinde görerek, yazının gereğini yerine getirmiyor. Mahkemeye karşı böyle yazılması da hoş olmayan bir davranış' dedi.
