|

Artık bundan sonra ben de Fenerbahçeliyim

00:00 - 5/05/2012 Cumartesi
Güncelleme: 22:32 - 5/05/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
Artık bundan sonra ben de Fenerbahçeliyim
Artık bundan sonra ben de Fenerbahçeliyim

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Salih Tuna bugünkü köşe yazısında 'Artık bundan sonra ben de Fenerbahçeliyim' diyor...


İŞTE O YAZI:

Artık bundan sonra ben de Fenerbahçeliyim


Ben hiçbir şeyden etkilenmem diyenlere hiç inanmayın; mutlaka herkesin etkilendiği bir şey vardır.


Öyle anlar vardır ki taş olsa etkilenir; ne demek etkilenmem.


Hem bilirsiniz; ademoğlu, doğası gereği etkileyen ve etkilenen varlıktır.


Neyden nasıl etkilendiğinden habersiz olanlar da vardır. Doğuştan o etkinin kendilerinde olduğunu sanırlar.


Aslında etkiye en açık olanlar bunlardır ama farkında değildirler.


Ne söyleseniz nafile; asla kabul etmezler.


Etkilenmek için öyle olağanüstü bir hal yaşamanız da gerekmez. Havadan - sudan da etkilenebilirsiniz.


Hava deyip geçmeyin; Orhan Veli, "Beni bu havalar mahvetti" dememiş miydi?


An gelir bir böcek, an gelir bir çiçek, an gelir bir söz etkiler bizi.


O söz Şinasi'den sadır olsa da fark etmez.


Geçen gün, "abi" dedi, "adamın biri yandaşlık kontenjanında yer bulamadığı için Silivri'de yatıyor; diğeri profesyonel yandaşlık yaparak ayda elli bin-yüz bin götürüyor; nasıl olacak bu iş!.."


"Lan git başımdan Şinasi" dedim, de, sağ olsun beni kırmadı gitti.


Yoksa maazallah etkilenebilirdim.


Ki, ben kendimi biliyorum; etkilere çok açık bir insanım; bir çocuk, hatta bir meczup bile etkiler beni.


Mesela, Cengiz Çandar'ın dünkü yazısından çok etkilendim.


Adeta darmaduman oldum.


Bakın ne diyor: "28 Şubat süreci, Türkiye için neyse 3 Temmuz süreci de Fenerbahçe için odur. 3 Temmuz sürecinde yapılanlar, medya üzerinden polis-yargı ekseninin Fenerbahçe'ye yaptıkları; 28 Şubat sürecinde, medya üzerinden askerin yaptığıyla birebir aynıdır..."


Hadi söyleyin şimdi; etkilenmemek elde mi?


Hele şu satırlar beni benden aldı: "Tıpkı 28 Şubat sürecini, sonuçlarıyla birlikte, Türkiye halkının yıktığı gibi, Fenerbahçe de Fenerbahçelilerin dayanışması, kenetlenmesi ve direnişiyle 3 Temmuz sürecini yıktı. Önce, 'kirli tertip'in uygulayıcısı olan M. Ali Aydınlar başkanlığındaki Futbol Federasyonu yıkıldı. Onunla birlikte, o federasyonun kurulları da büyük ölçüde değişti. TFF'nin –bunca aydır onca haksızlık ve adaletsizliğe kılını kıpırdatmamış olan- kimilerinin kimyasını bozan son kararları, 3 Temmuz sürecinin yenilgisinin, 'psikolojik harekât'ın geri püskürtülmesinin belgelenmesinden başka bir şey değildir..."


Gördünüz değil mi; Mehmet Ali Aydınlar (TFF'nin) "kirli tertip" uygulayıcısı, Demirören "temiz tertip."


Hâlâ etkilenmediyseniz, buyurun bakalım buna ne diyeceksiniz: "3 Temmuz süreci henüz bitmedi. Nasıl Tayyip Erdoğan'ın hapiste olduğu günlerde 28 Şubat süreci bitmediyse; Aziz Yıldırım (ve İlhan Ekşioğlu ile Tamer Yelkovan) her hukuki dayanağı çökmüş bir dava sürecinde hapiste tutuldukça 3 Temmuz süreci de bitmez. Önce Aziz Yıldırım'a özgürlük. Sonra 3 Temmuz süreci sorumlularına sıra gelecek. 28 Şubat'ın sorumlularına sıranın 15 yıl sonra da olsa geldiği gibi..."


Sizi bilmem ama ben çok etkilendim; biraz da korktum.


O kadar ki, artık bundan sonra ben de Fenerbahçeli oldum.


Çünkü (Çandar'dan öğrendiğimize göre) Fenerbahçeliyim demek Sincan'da yürütülen tanklara, "Gerekirse silah bile kullanırız" manşetlerine, o alçak andıçlara karşı çıkmak demektir.


Bu durumda, Ertuğrul Beyciğimden Fazıl Say'a, Bedri Baykam'dan bilumum darbeci paşalara kadar birçok fanatik Fenerbahçeli biraz ofsayda düşüyor ama o kadar da olsun.

12 yıl önce