|

Başarılarımızı sindiremediler

Cumhurbaşkanı Erdoğan Eskişehir'de halka hitap etti. Erdoğan, "Manşetleriyle siyaseti dizayn etmeye alışık darbeci medya, faiz batağındaki devleti hortumlayan çevreler bizim başarılarımızı sindiremediler. Son 12 yılımıza bir bakın, her seçimde farklı formüllerle farklı kılıflar altında bize karşı bir çetenin oluşturulduğunu görürsünüz. Oyuncuları değişir, figüranlar değişir, senaryo değişir ama hedef değişmez" dedi.

Yeni Şafak
20:19 - 5/06/2015 Cuma
Güncelleme: 21:38 - 5/06/2015 Cuma
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, manşetleriyle siyaseti dizayn etmeye alışık darbeci medyanın ve faiz batağındaki devleti hortumlayan çevrelerin son 12 yılda Türkiye'nin başarılarını sindiremediğini, hazmedemediğini dile getirerek, "Son 12 yılımıza bir bakın, her seçimde farklı formüllerle farklı kılıflar altında bize karşı bir çetenin oluşturulduğunu görürsünüz. Oyuncuları değişir, figüranlar değişir, senaryo değişir, ama hedef değişmez" dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir Vilayet Meydanı'nda düzenlenen programda vatandaşlara hitap etti.



Tüm Eskişehirli vatandaşlara, kentin ilçe ve mahallelerindeki tüm vatandaşlara selamlarını ileten Erdoğan, "Eskişehir'in, Anadolu'nun, bu kadim coğrafyanın adeta özü, özeti olduğunu ifade ederek, Eskişehir'in bir irfan diyarı olduğunu söyledi.



Yunus Emre'nin, Şeyh Edebali'nin, Hoca Nasreddin'in, "Alan sensin, veren sensin, kılan sen / Ne verdinse odur dahi nemiz var; / Hakikat üzre anlayıp bilen sen, / Ne verdinse odur dahi nemiz var" diyen Aziz Mahmud Hüdayi'nin şehri olan Eskişehir'in 600 yıllık Osmanlı'nın, 92 yıllık cumhuriyetin yazıldığı adete bir tarih kitabı gibi olduğunu belirten Erdoğan, "Eskişehir yiğitler ocağıdır. Hızır Bey, Adnan Menderes'in, Hasan Polatkan'ın şehridir. Ben buradan, bu aziz topraklardan tüm alimlerimizi, ariflerimizi, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle minnetle yadediyorum" diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'in Türk dünyasına "kültür başkentliği" yaptığını anımsatarak, kentte kendisine gösterilen sevgi ve coşkudan dolayı Eskişehirlilere teşekkür etti.



Vatandaşların "Dik dur eğilme Eskişehir seninle" tezahüratları üzerine Erdoğan, "Şunu unutmayın; biz sadece Rab'bimizin huzurunda rükuda eğiliriz. Başka hiçbir yerde eğilmek bizde yok. Hiçbir makam bizi bugüne kadar eğemedi, bundan sonra da eğemeyecektir. 12 yıl bunun ispatıdır, 4,5 yıl belediye başkanlığım bunun ispatıdır. Biz, kefenimizi giydik bu yola öyle çıktık" diye konuştu.



Eskişehir'in ve bu toprakların 600 yıllık bir çınarın, Osmanlı cihan devletinin doğduğu, filiz verdiği topraklar olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:



"Şeyh Edebali'nin hikmet çeşmesinden sulanan bu ulu çınarın dalları Balkanlar'dan Afrika'ya, Kırım'dan Orta Doğu'ya kadar çok geniş bir coğrafyayı kapsadı. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' düsturuyla hareket eden gönül neferleri yüzyıllardır yaşatmanın, barışın, adaletin sembolü oldu. Nerede bir mazlum, mağdur, muhtaç varsa onun yanında olmayı kendilerine görev bildiler. Bize, dünyanın 34 ayrı devletinin sınırları içinde 78 şehitliği olan bir millet olma şerefini miras olarak bıraktılar. Atalarımızın bize bıraktığı bu onurlu mirası ihya etmeye, yeniden diriltmeye çalışıyoruz. Bunu biz yaptık, yapıyoruz. Neden? Çünkü Sevgililer Sevgilisi ne buyuruyordu? 'Hayrun nas men yenfeun nas' insanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır' buyuruyordu. Biz de bu çizgide gidiyoruz. Gecemizi gündüzümüze katarak tüm Türkiye'ye hizmet ettik, ediyoruz. On yıllardır kanayan tüm yaraları sarmaya, sorunları çözmeye, acılara merhem olmaya çalışıyoruz. Sadece ülkemizde değil, şehitlerimizin olduğu tüm coğrafyalarda, atalarımızın ayak bastığı her yerde bu mücadeleyi veriyoruz."



"Bizim çağırımız Adriyatik'ten Orta Asya'ya, Bahçesaray'dan Mogadişu'ya kadar tüm kardeşlerimizedir"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin mücadelesinin sadece 780 bin kilometrekareyle sınırlandırılamayacak kadar büyük olduğuna dikkati çekerek, "Bizim çağırımız sadece 78 milyona değil Adriyatik'ten Orta Asya'ya, Bahçesaray'dan Mogadişu'ya kadar tüm kardeşlerimizedir. Unutmayın Kurtuluş Savaşı ile yazılan destan sadece bize son yurdumuzu bahşetmedi, aynı zamanda sömürgecilerin dipçiği altında ezilen tüm mazlumlara ümit verdi, heyecan verdi, cesaret verdi. 2002 yılında yeni Türkiye'nin kuruluşunun ilk adımı aynı şekilde tüm bölgenin ümit kaynağı oldu. Biz de son 12 yılda attığımız her adımla bu umudu daha büyüttük. Nasıl ezilenlere, kendi kaderine terk edilmiş kardeşlerimize, Türk dünyasına umut olmuşsak, zulüm düzeninin devam etmesini isteyenleri de hayal kırıklığına uğrattık" değerlendirmesinde bulundu.



Erdoğan, "Manşetleriyle siyaseti dizayn etmeye alışık darbeci medya, faiz batağındaki devleti hortumlayan çevreler bizim başarılarımızı sindiremediler. Son 12 yılımıza bir bakın, her seçimde farklı formüllerle farklı kılıflar altında bize karşı bir çetenin oluşturulduğunu görürsünüz. Oyuncuları değişir, figüranlar değişir, senaryo değişir ama hedef değişmez" dedi.



Erdoğan, kendilerine karşı oluşturulan çetenin, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de "laiklik elden gidiyor" kurgusuyla Meclis'te cumhurbaşkanını seçtirmemek için her yola başvurduğunu anlatarak, şöyle devam etti:



"2010 Anayasa referandumunda ne yaptılar? 'Hayır'da birleştiler. Ağızlarını her açışlarında '12 Eylül mağduruyuz' diyen muhalefet partileri darbe anayasasına sahip çıktılar. Anayasa değişikliğini yapıyoruz, Meclis'te 'partilerin kapatılmasını kaldıralım' dedik. Hepsi Meclis'i terk etti. CHP, MHP, BDP o zaman öyleydi, terk ettiler. Maalesef bizim içimizden de hainler çıktı ve 330'u yakalayamadık, 330'u yakalayamadığımız için partilerin kapatılmasını kaldıracak madde o anayasa metnine girmedi. Bunların ne olduğu anlayın, bunlar birbirinin aynıdır, bunların demokrasiyle filan yakıdan uzaktan alakası yok. Gezi eylemlerinde çevreci maskelerini taktılar, yerleri değiştirilen 12 tane ağacın arkasına saklanıp bize saldırdılar. Ey CHP, Yalova'da ağaçları söktün mü? Ey CHP Sarıyer'de ağaçları söktün mü? Neredesiniz tencere tavacılar, niye konuşmadınız? Demek ki mutfaklarında tencere tava kalmadı, onu çünkü bize karşı kullandılar."



"Mani olmak için her şeyi yapıyorlar"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak, 2023 hedeflerimize ulaşmamızı engellemek, tam bağımsız bir ülke olmamıza mani olmak için her şeyi yapıyorlar. Bunun için her yolu meşru, her desteği makbul görüyor, her örgütü de baş tacı ediyorlar. Paralel örgütle terör örgütü, ana muhalefetle milliyetçi olduğunu iddia eden parti aynı safta, omuz omuza mücadele veriyor. Darbeci Doğan medyası ile bu milleti kendi müstemlekeleri zanneden uluslararası basın kuruluşları, bu kirli ittifakı cilalamaya çalışıyor" dedi.



Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "17-25 Aralık darbe girişiminde kılıf neydi? Yolsuzluktu. 30 Mart Mahalli İdareler seçimlerinde, Pensilvanya'daki kasetçi başının montajlarından, şantajlarından medet umdular. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 'ekmek' diyerek, kendilerine çürük bir çatı kurdular" ifadesini kullandı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani bu kardeşiniz sizin adayınızdı. Diğerleri de 14 parti bir araya geldi, bir tane aday çıkardılar. Öyle mi? Bir tanesi de şu anda 'cici çocuk var ya', oydu. Milli irade ne dedi? Yüzde 52'yle 'Erdoğan' dedi. Hamdolsun bu senaryoların hiçbiri tutmadı. Çünkü, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez" diye konuştu.



Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim milletimiz ferasetiyle, basiretiyle bu kaos ve kriz heveslilerine büyük bir ders verdi. Her seferinde oyunlarını, kurgularını başlarına yıktı. Ama 'yenilen pehlivan güreşe doymaz' misali bunlar hiçbir zaman uslanmadılar" değerlendirmesinde bulundu.



Türkiye'nin son 70 yıllık tarihinin, "demokratlarla darbecilerin mücadele tarihi" olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Bu dönem aynı zamanda milli ve yerli olanlarla, kazanmak için yer yolu mubah gören işbirlikçilerin mücadele alanıdır. Tarihine, medeniyetine, değerlerine sahip çıkan, 'Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli' diyenlerle, batıya kapı kulu olmayı marifet sayanların mücadelesidir. Demokrasi tarihimizin hemen her döneminde bu kavganın izlerini görürsünüz. İşte bugün de daha önceki seçimlerde yazılan senaryoların yeniden tedavüle sokulduğunu görüyoruz. Bu seçim süreci gerçekten ibretlerle dolu. Bir araya gelmesi hayal bile edilemeyen partiler, örgütler, medya grupları hepsi bir olmuşlar, aynı noktaya saldırıyorlar. Hükümeti alaşağı etmek, Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimiyle başaramadıklarını, bu kez eli kanlı örgütün partisine destek vererek yapmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak, 2023 hedeflerimize ulaşmamızı engellemek, tam bağımsız bir ülke olmamıza mani olmak için her şeyi yapıyorlar. Bunun için her yolu meşru, her desteği makbul görüyor, her örgütü de baş tacı ediyorlar. Paralel örgütle terör örgütü, ana muhalefetle milliyetçi olduğunu iddia eden parti aynı safta, omuz omuza mücadele veriyor. Darbeci Doğan medyası ile bu milleti kendi müstemlekeleri zanneden uluslararası basın kuruluşları, bu kirli ittifakı cilalamaya çalışıyor."



"Dert, Türkiye'yi uluslararası camiada zor duruma sokmak"


"Ben burada, Eskişehir'de size bir ölçü vereceğim" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kardeşinize kimler saldırıyor buna bir bakın. Bu ülkeyi sevenler, bu milleti sevenler saldırıyorsa haklılar. Ama bu milletin düşmanları saldırıyorsa herhalde haksızlar. Ölçü bu" şeklinde konuştu.



Erdoğan, "Yani Amerika'nın New York Times'ı Abdülhamit Han'a saldırdığına göre, Amerika'nın New York Times'ı Menderes'e saldırdığına göre, Amerika'nın New York Times'ı rahmetli Özal'a saldırdığına göre, Amerika'nın New York Times'ı şimdi de bu kardeşinize saldırıyorsa biz doğru yoldayız, biz doğru yoldayız. Bakın, bu ülkeye zerre kadar faydası olmayanlara saldırmıyor bunlar. Bu ülkeye hizmet edenlere saldırıyor" dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:



"Düşünün, Türkmen kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren MİT tırlarıyla ilgili ihaneti, alçaklığı gördünüz değil mi? Bu gazetenin hangi gazete olduğunu biliyorsunuz. Ya bu Cumhuriyet gazetesinin, bugüne kadar bu ülkede zerre kadar bir hayrı oldu mu? Şimdi onun genel yayın yönetmeninin bu attığı başlık yeni değil ki. Bunu paralel daha önce yaptı zaten ve paralelci yargı mensupları şu anda yargı yolunda. Bunlar bunun bedelini ödeyecekler. Çünkü, Başbakanın izni olmadan bu tür bir operasyonu yargı yapamaz. Bunlar bu yola başvurdular. Benim haberim yok ve MİT'e ait. MİT'e ait olduğunu gösteriyorlar, buna rağmen geliyorlar. Dert ne? Dert, Türkiye'yi uluslararası camiada zor duruma sokmak. Paralel örgütün savcılarının mimarı olduğu bu ihanette hepsi birden ortaya çıkıyor ve onlar da buna sahip çıkıyor. Paralel örgüt, bölücü örgüt."



Recep Tayyip Erdoğan, "Ey Bahçeli, sen MİT'i mi savunacaksın, yoksa MİT camiasını yıkmak isteyenleri mi? Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürenleri mi savunacaksın, yoksa onların karşısında olanları mı?" sorusunu yöneltti.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O dönemde MHP'nin milletvekili olan arkadaşımız, müteaddit defalar bana Başbakan olarak gelip teşekkür etmiştir, Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu'na teşekkür etmiştir. 'Çünkü, Bayırbucak Türkmenlerine sadece siz sahip çıkacaksınız, başka çare yok' demiştir. Bunu aslında Bahçeli biliyor. Ya biz bunları yaptık. İsim de verebilirim, ama gerek yok. Gerekirse bu akşam televizyon programında açıklarım. Bu akşam televizyon programında açıklarım" ifadesini kullandı.



"Eğri mastardan doğru çizgi olmaz"


Erdoğan, şöyle devam etti:



"Paralel örgüt, bölücü örgüt, bunların kulağına ne fısıldarsa, Bahçeli de Kılıçdaroğlu da aynısını tekrar ediyor. Kandil'deki terör baronları ne diyorsa, ırkçı Doğan medyası da onu söylüyor. Sizin hiç mi vicdanınız, hiç mi insani bir tarafınız kalmadı? Hiç mi vatan sevgisi, millet şuuru, tarih bilinci edinmediniz? Türkmenler katledilirken, Türkiye'nin eli kolu bağlı bir şekilde oturup seyretmesini mi bekliyorsunuz? Ölüm karşısında çekirdek çitlemek sizin meşrebiniz olabilir ama bu millet, bu devlet asla böyle bir şey yapmaz. Kırım Tatarına, Ahıska Türküne, Gagavuz Türküne, Balkanlardaki Evlad-ı Fatihan'a nasıl sahip çıkıyorsak, Türkmen kardeşlerimize de tüm imkanlarımızla sahip çıktık, sahip çıkıyoruz, sahip çıkacağız."



Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi ülkesine ihanete çanak tutanların bu ülkeye bir hayrı olabilir mi? Kendi ülkesini, iftiralarla teröre destek veriyor gibi göstermeye çalışanların bu millete faydası olabilir mi? Eskişehir bunlara ne der? Ben söyleyeyim isterseniz. Eğri mastardan doğru çizgi olmaz. Kırk çürük yumurta nasıl bir sağlam yumurta etmezse, bu kirli ittifaktan da milletin hayrına bir şey çıkmaz" değerlendirmesinde bulundu.



"Siyasette eğer dürüstseniz bu millet sizi tanır"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasette eğer dürüstseniz bu millet sizi tanır. Ama dürüst değilseniz patinaj yapar sonunda da gidersiniz" dedi.



Konuşmasında, "Şimdi sizlere soruyorum. Öyle bir cevap verin ki ihanet şebekelerinin yüreği ağzına gelsin. Öyle bir söyleyin ki Pensilvanya'daki kaçaklar, Kandil'deki terör baronları, yurt dışından bizi terbiye etmeye çalışan densizler duysun. Eskişehir, bu eski Türkiye koalisyonuna pazar günü gerekli dersi verecek mi" diyen Erdoğan, meydandakilerin "Evet" cevabı üzerine, "Eskişehir, pazar günü yeni Türkiye için yeni Anayasa diyecek mi? Eskişehir, pazar günü 'başkanlık sistemini destekliyorum' diyecek mi? Eskişehir, rekor bir katılımla sandıkları patlatacak mı? Sizler, böyle dik durdukça bu yürüyüşe kimse mani olamaz" ifadesini kullandı.



12 yıldır ülkeyi dört temel üzerinde yükseltmenin çabasını verdiklerini eğitim, sağlık, adalet, emniyet alanlarında 12 yıl öncesine göre çok farklı bir yere gelindiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "12 yıl öncesini şöyle bir hatırlayın" diyerek, o dönemde yüksek faiz ve enflasyon ateşinin bütün ekonomiyi tutuşturduğunu, devletin yüksek faizle borçlandığını, ihracatın düşük, yatırımların durma noktasına geldiğini, işsizlik ve yoksulluğun büyüdüğünü söyledi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:



"Kılıçdaroğlu, bana '4 yıl verin' diyor. 'İşsizliği sıfırlayayım' diyor. Ondan sonra projeyi açıklıyor. '2035'te işsizliği yüzde 5'e indireceğim' diyor. Allah, Allah, bu ne perhiz ne lahana turşusu. 4 yıl verin sıfırlayayım, öbür taraftan 2035'te 5'e indireyim' diyor. Yahu yalan, yalan. Şimdi Kars'a gitmiş. Kars'ta diyor ki çok enteresan, Et Balık Kurumunu kaldıracağım, Et Süt Kurumu yapacağım. Ben 2013'te Et Süt Kurumu yaptım onu. Başbakanlığım döneminde yaptım. Böyle bir yalan olur mu? Yalancıdan siyasetçi olur mu? Diyor ki 'harçları kaldıracağım.' Şimdi üniversiteli gençlere sesleniyorum: Allah aşkına siz harç ödüyor musunuz? Harçları ben başbakanken kaldırdık zaten. Bu başka bir dünyada yaşıyor. Ne oluyor, ne bitiyor haberi yok. İstikrar ve güven bunlarla gelmez."



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne davet ettiğini, altın klozet kapağı bulması durumunda cumhurbaşkanlığını bırakacağını söylediğini hatırlatan Erdoğan, "Ne oldu? Konuyu değiştirdi. 'Ben diyor külliyeyi kastetmemiştim, üzerine alındı.' Ondan sonra 'Kocaeli Valiliği' dedi. Kocaeli Valimiz de müthiş bir açıklama yaptı. Ona da cevap yok. 'Yine makaram sarı bağlar, kız oynar gelin ağlar.' Aynı şeyi çalıp duruyor. Bunun durumu bu." diye konuştu.



Erdoğan, "Siyasette eğer dürüstseniz bu millet sizi tanır. Ama dürüst değilseniz patinaj yapar sonunda da gidersiniz. Ya bu Baykal'a da aynı numarayı yapmadı mı? Baykal'ın yanından çıktı, gazeteciler sordu 'aday mısınız', 'değilim' dedi. Hemen aday oldu. Ya bu kaset genel başkanı, kaset" ifadesini kullandı.



Meydandakilere, "Gençler, ben niye bugün sizinle beraberim" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Dağın emriyle siyaset yapan kişi 'Şu Cumhurbaşkanını nereye çağırırlarsa gidiyor' diyor. Zaten özelliğim o. Tabii nereye çağırırlarsa gittim. Gidiyorum ve gideceğim. Özelliği bu, 40 yıllık siyasi hayatım böyle gelişti. 81 vilayetin tamamını ilçelere varıncaya kadar gezmişimdir. Bunlar tabii siyasete yukarıdan indiler, araziden değil. Biz böyle geldik. Bunların içinde bir tane yok. Biz, toprakları eşeleye eşeleye geldik. Ve sizlerde bu göreve layık gördünüz, şimdi de bunu yapıyoruz."



Türkiye'nin geçmişte IMF'ye 23 milyar dolar borcu olduğunu, bunu DSP, MHP ve ANAP'tan devraldıklarını bildiren Erdoğan, bu borcun AK Parti döneminde ödendiğini ve IMF'nin borç istemesi üzerine 5 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandığını, aynı dönemde Merkez Bankasının kasasında 27,5 milyar dolar olduğunu, şimdi ise 122 milyar dolar bulunduğunu belirtti.



"Büyük Türkiye böyle olur. Güçlü Türkiye böyle olur" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçi ve memurdan kesilen zorunlu tasarruf ve konut edindirme paralarının başbakanlığı zamanında ödendiğini kaydetti.



“Kendi rekorlarımızı kırmanın gayreti içerisindeyiz"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık Türkiye'ye kazandırdıklarımızı geçmişle mukayese etmiyoruz, kendi rekorlarımızı kırmanın gayreti içerisindeyiz" dedi.



MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin seçim meydanlarda tek başına iktidar olacağı yönünde açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Benim milletim Düzce depreminin altında kalan, Bolu depreminin altında kalan, Sakarya'nın altında kalan, Kocaeli depreminin altında kalan size, görev verir mi? Biz geldik oraları düzenledik. Bingöl depremi oldu, bir yılda yeni bir Bingöl inşa ettik. Simav depremi oldu, yeniden inşa ettik, Van depremi oldu, iki yılda inşa ettik. Van'a harcadığımız para 5 katrilyon" diye konuştu.



"Van'da Kürt vatandaşlar var" söylemini hiç kullanmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi:



"Çünkü, bizim ilkelerimizin içerisinde Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Boşnak'ı böyle bir ayrım yok. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarının her yeri bizim için aynıydı. Batı neyse Doğu o, Kuzey neyse Güney o. Artık Türkiye'ye kazandırdıklarımızı geçmişle mukayese etmiyoruz. Kendi rekorlarımızı kırmanın gayreti içerisindeyiz. 2007'de Eskişehir'e geldiğimde burada 2013 yılına dair hedeflerimizi sizinle paylaşmıştım. Kişi başına milli gelirde hedefimiz 10 bin dolar, o zaman için söylüyorum. Dış ticaret hacmimiz 250 milyar dolar olduğunu, gayrisafi milli hasılada hedefimizin 1 trilyon lira olduğunu ifade etmiştim. Söz verdiğimiz gibi 5 yıl içinde bu hedeflere ulaştık hatta geçtik.



Peki şimdi ne diyoruz; 2023 yılında 2 trilyon dolar. 500 milyar dolar ihracat diyoruz, 160 milyar dolardan 500'e inşallah çıkacağız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinin içerisinde yer alma hedefimiz var. Biz ne vadettiğimizi bilenlerdeniz. Çünkü, sırtımızda yumurta küfesi var. Onların sırtında böyle bir şey yok. Ne yaptığımızı, yani karnemizi milletimize gösteriyor, sonra yapacaklarımızı dile getiriyoruz."



"Yalanlarını, iftiralarını, çarklarını yüzüne vurmaktan usandım"


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemlerini de eleştiren Recep Tayyip Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki zatın yalanlarını, iftiralarını, çarklarını yüzüne vurmaktan usandım" ifadesini kullandı.



Kılıçdaroğlu'nun seçim meydanlarında vadettiği hemen her şeyi kendilerinin çok daha önce gerçekleştirdiklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:



"4 gün önce de burada harç meselesini söylemiş. İşsizlere yılda 1 milyon istihdam sözü vermiş. Geçen yıl gerçekleşen yeni istihdam sayısı 1 milyon 350 bin. O, 1 milyon diyor. Şu anda zaten mevcut hükümet 1 milyon 350 bin gerçekleştirmiş. Hatırlarsanız 2009 yılında Sayın Kılıçdaroğlu İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı adayı olmuştu. Şimdi eli kanlı eş başkana 'çiçek çocuk' muamelesi yapan Doğan medyası Kılıçdaroğlu'na ne diyordu? 'Gandi Kemal' diyerek bunu parlatmaya çalışıyordu. O kadar ki Haliç'i İzmir'de zannediyordu, Kağıthane'yi de 'Kağıttepe' diye biliyordu. Nerede oturuyorsun diye sorduklarında 'Kağıttepe' diyor. İstanbul'da 'Kağıttepe' diye bir semt yok, Kağıthane var. Yürüyen merdivenlerden tersten inmeye çalışıyordu. İşte o günlerde '34'te 34 proje' diye yine böyle afaki projeler açıklamış, belediye başkanı olduğunda bu projeleri hayata geçireceğini vadetmişti. Yoksullara 600 lira maaş vereceğini, doğalgaz paralarının bir kısmını belediye tarafından karşılayacağını söylemişti."



Seçimlerde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesini kazanamadığını, ancak CHP'li ilçe belediye başkanları bulunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Orada vadettiklerini kendi belediyeleri verdi mi? Ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız. Ne diyor Mevlana Hazretleri; 'Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.' Bu millet kurusıkı vaatlere prim vermez, bu millet öyle yapmayacağı şeyleri söyleyip oyunu çalmak isteyenlere aldanmaz. 6 yılda kar eden SSK'yı zarar eden bir kurum haline getiren müflislere ülkeyi teslim etmez. Şu anda benim vatandaşım istediği hastaneye gidebiliyor mu? İstediği eczaneden ilacını alabiliyor mu? Biz gelmeden önce bunlar var mıydı? Ama bakın şimdi var. Halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak görmeyenin, aşk ile çalışmayanın böyle bir nasibi olmaz. Eskişehir bizim hizmet aşkımızı, hizmet siyasetimizi bilir. 12 yılda Eskişehir'e ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 12,5 katrilyon. Eskişehir'i dünyada parmak ile gösterilecek, dünya başkentleri ile yarışacak derecede hızlı tren şehri haline getirdik. İşte bu Eskişehir'e sevdamızın ispatıdır. Şimdi Ankara'yı, Eskişehir'den İstanbul'a da bağladık mı? Üstün konfor, biniyorsun hızlı trene varıyorsun ta İstanbul'a."



"TÜLOMSAŞ 2017 yılında Türkiye'nin milli hızlı trenine de imzayı atacak"


Hizmete aldıkları Eskişehir-Ankara hızlı tren hattına, 2013 yılında Konya'yı, 2014 yılında İstanbul'u dahil ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bitmiyor, proje bedeli 8,5 katrilyon lira olan Antalya, Afyonkarahisar, Eskişehir hızlı tren projesiyle ilgili altyapı çalışmalarını da sürdürüyoruz. Diğer hatların devreye girmesiyle Türkiye'nin her bir köşesine Eskişehir'den hızlı trenle ulaşımı sağlayacağız" şeklinde konuştu.



Aynı şekilde Eskişehir'i Marmara, Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi'ne demiryolları hattıyla bağlamak için de proje çalışmalarının devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1894 yılında Eskişehir'de kurulan TÜLOMSAŞ'ı dünyanın en modern lokomotiflerini üreten, bunu Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine de ihraç eden modern bir kuruluş haline getirdiklerini vurguladı.



"Bugün dizel ve elektrikli lokomotif üreten TÜLOMSAŞ (Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ), 2017 yılında Türkiye'nin milli hızlı trenine de imzayı atacak" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:



"Bakın size şimdi bir müjde veriyorum, belki de haberiniz yok. Türkiye'nin en modern lojistik merkezini Eskişehir'e nerede kurduk, Hasanbey'de kurduk. Kılıçdaroğlu hala nelerden bahsediyor, lojistik merkezlerinden. Ya sen konuşuyorsun biz yaptık. Biz bunları yaptık. Şu anda bölgedeki yükler burada toplanıyor, buradan dağılıyor. Bir ulaşım şehri Eskişehir'i, bölünmüş yollarla donattık. Biz gelene kadar Eskişehir'de yapılan bölünmüş yol ne kadardı biliyor musunuz, 90 kilometre. Biz ise 12 yılda buna 210 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Şimdi de Eskişehir'e 33 bin seyirci kapasiteli bir stadyum yapıyoruz. Stadyum inşallah bu yılın sonunda tamamlanıyor. Az önce değerli Milli Eğitim Bakanım da açıkladı, inşallah mevcut stadın yerine de Türkiye'nin en büyük parklarından, alanlarından bir tanesini Eskişehirimize kazandırıyoruz."



"Paralel milleti bölmek istiyor”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi çıkmış bir paralel devlet. Milleti bölmek istiyor, milleti parçalamak istiyor. 40 yıldır meğerse bunların derdi, devleti ele geçirmekti. Fakat hamdolsun başaramadılar" dedi.



Eskişehir'e 600 yataklı Yunus Emre Devlet Hastanesi'nin ve tam teşekküllü bin 80 bin yatak kapasiteli bir de şehir hastanesinin yapılacağını belirten Erdoğan, Eskişehir'in Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildiğini ve bunun gereklerini layıkıyla yerine getirdiğini ifade etti.



Hizmet ve eser için istikrar ve güvenin ortamının şart olduğunun altını çizen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçim beyannamesinde eğitim sisteminde yapmayı vaat ettiği değişiklikle 'imam hatipleri kapatacağım' dediğini aktararak, "Biz bunu 28 Şubat'tan biliriz. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz" diye konuştu.



Çocukların katsayı ve başörtüsü sorunu nedeniyle yurt dışında okuduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönemde okulu birincilikle bitiren başörtülü kızlara diplomalarının dahi verilmediğini, imam hatiplerde 600 bin olan öğrenci sayısının da 60 bine düştüğünü söyledi.



Şimdi imam hatiplerinin orta kısımlarının açıldığını, katsayının sorununun çözüldüğünü ve imam hatiplerdeki öğrenci sayısının 60 binden bir milyona çıktığını kaydeden Erdoğan, düz liselerde peygamberin hayatının ve Kur'an-ı Kerim derslerinin seçmeli olarak okutulduğunu anımsattı.



Danıştay'ın "düz liselerde", Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun ise "yargıda" başörtüsü sorunu olmadığı yönünde karar aldığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Normalleşme bu. Normalleşen Türkiye bu. Refahın, huzurun olduğu Türkiye bu. Kılıçdaroğlu bunlar senin işine gelmiyor, cici çocuğun da işine gelmiyor. Bakıyorsun, bunlar Zerdüştlük dinini dağlarda öğretiyorlar, dağlara kaçırdıkları çocuklara.



Neymiş, Diyanet İşleri Teşkilatını kaldıracakmış. Ben Kürtce mealli Kur-an'ı Kerim gösteriyorum, diyorlar ki 'ondan bir tane var. Ona özel göndermişler. Ertesi gün Diyanet İşleri Başkanlığı 10 bin adet bundan bastırdıklarını depolardan gösterdi. Sen mi gösterirsin. Kalktı dedi ki 'biz Diyanet İşleri Başkanının altındaki Mersedesi alacağız. Kaynak o' dedi. "



O dönem Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile Arnavutluk'a gittiklerini ve orada Namazgah Camisinin temelini attıklarını hatırlatan Erdoğan, dönüşte Görmez'e "Bana bunu sorsaydın, sana bu arabayı iade etme derdim. Madem bunu yaptın o makamın bir iadeyi itibarı var. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığının havuzundaki zırhlı Mersedeslerden bir tanesini ben size tahsis edeceğim" dediğini aktardı.



"O makam Vatikan'dan asla geri olamaz"


Vatikan'dan Papa Francesko'nun Türkiye'ye özel uçakla ziyarete geldiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Dedim ki yurtdışı seyahatlerle ilgili de Başbakanımızla konuşacağım ve yurt dışı seyahatlerde bu uçaklardan bir tanesini biz Diyanet İşleri Başkanımıza tahsis etmeliyiz. Çünkü o makam Vatikan'dan asla geri olamaz. Bizler de layık olduğu ne ise onu yapmamız lazım. İşte bunlar, bunları rahatsız ediyor.



Ne diyor 'zorunlu din derslerini kaldıracağız.' CHP'de aynısını söylüyor o da aynısını söylüyor. Neyi kaldırıyorsun ya dur bakalım. Bu milli iradenin önüne geçemezsin. Bu millet sana bunun fırsatını vermez. İşte bir zamanlar 'Türkçe ezan' diyenler vardı. Bu millet onları ne yaptı, yok etti. Şimdi de 'Kürtce ezan' diyenler çıktı. Onlarda bu ülkede bu milletten iltifat göremez. Benim dindar Kürt kardeşlerim bunlara bu pazar günü gereken cevabı vermelidir, diye düşünüyorum."



Erdoğan, vatanın üzerinde operasyon yapmak isteyenlerin karşısında orduyu, güvenlik güçlerini ve milleti bulacağını söyledi.



Devletin içinde devlet olmayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:



"Şimdi çıkmış bir paralel devlet. Milleti bölmek istiyor, milleti parçalamak istiyor. 40 yıldır meğerse bunların derdi, devleti ele geçirmekti. Fakat hamdolsun başaramadılar. 99'da başlarındaki baş imam kaçtı, gitti. Nereye? Amerika'ya, Pensilvanya'ya. Senin Pensilvanya'da ne işin var. Madem baş imamsın, Mekke'ye, Medine'ye gitseydin ya. Niye Mekke'ye, Medine'ye gitmedin de Pensilvanya'ya gidiyorsun. Şimdi küçük imamlar başladı. Onlar da mihrapları tek edip gidiyorlar. Ya mihrap terk edilir mi? Ama bunlar eder. Bunlar eder.



Başbakanlığımda 'inlerine gireceğiz' demiştim. Hatırlıyor musunuz? Girdik mi? Şimdi kovalıyoruz. Onlar kaçıyor biz kovalıyoruz. İşte bak Adana'daki MİT tırlarına operasyon yapanların da şu anda yargı takibinde. Çünkü bu ülkeyi, bölmek isteyenlere, bu milleti, bu ümmeti parçalamak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Gereği neyse yapılacaktır. Hukukun verdiği yetki ne ise bunun bedelini ödeyecekler. Yeter ki sizler Rabia'ya sahip çıkın."



"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diyen Erdoğan, vatandaşlar oyuna sahip çıktıkça tüm oyunların bozulacağını belirtti.



Notlar


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda eşi Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ve bazı milletvekilleriyle, sahneden vatandaşlara satranç takımı dağıttı.



Erdoğan, bu sırada kendisine gönderilen Eskişehir atkısını da takarak, poz verdi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara hitabından önce de valiliği ziyaret etti.





#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
#Eskişehir
#halka hitap
9 yıl önce