|

'Bayramda kimseye öpüşmeyin diyemem'

00:00 - 27/11/2009 Cuma
Güncelleme: 14:21 - 27/11/2009 Cuma
Yeni Şafak
'Bayramda kimseye öpüşmeyin diyemem'
'Bayramda kimseye öpüşmeyin diyemem'

Türkiye'de Sağlık Bakanlığı, domuz gribi yüzünden yaşamını yitirenlerin sayısının son üç günde neredeyse yarı yarıya artarak 161'e çıktığını açıkladı. Bakanlığın açıklamasına göre halen salgın yüzünden 250'ye yakın kişi de hastanelerde yatıyor; bunların 70'i yoğun bakımda.


BBC Türkçe Servisi bu konuyu bu hastalıkla mücadelede uluslararası çabalara öncülük eden Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa'daki Bulaşıcı Hastalıklar Birimi Başkanı Doktor David Mercer ile görüşmüş ve ortaya aşağıdaki mülakat çıkmış.


BBC Türkçe: Türkiye'de şu ana dek 161 kayıp verilmesi sizi şaşırttı mı?

Dr David Mercer: Bizim ülkelerden bu anlamda beklentilerimiz yok. Yalnızca, pekçok hastanın bulunduğunu bildiğimiz büyük bir ülkeden ölüm vakası bildirilmezse, o zaman bunu şaşırtıcı buluruz. Ayrıca bir ülke "Hiç hastam yok" diyorsa, bunu da şaşırtıcı buluruz. Bu hastalıkta bizim sorunumuz, ülkelerin farklı şeyleri ölçmeleri. Bazıları, domuz gribi olduğuna inandıkları tüm grip tarzı vakaların sayısını bildiriyor, bazıları ise yalnızca laboratuarda test edilip onaylanmış H1N1 vakalarını. Bazıları ise H1N1 vakalarını kayıtlara "zatürre" olarak geçirip bize bildirmiyor. Sanırım Türkiye artık yalnızca laboratuarda onaylanmış vakaları haber veriyor; tıpkı İsrail gibi. Bizim de tavsiyemiz bu yönde.


BBC Türkçe: Türkiye'deki Sağlık Bakanlığı'nın bildirdiği veriler, son üç günde 49 kişinin daha öldüğünü ya da ölümünün H1N1 yüzünden olduğunun kesinleştiğini ortaya koyuyor. Bu da çok ciddi bir artış. Sizce bu artış ne anlama geliyor? Hastalığın yayılışı artık durur mu, artabilir mi?

DM: Bence bu, ölümlerin H1N1'den kaynaklandığını belirlemekte daha başarılı olmaya başladıkları anlamına geliyor. Kopenhag'daki bölge ofisimize Nisan ayından beri rapor edilen H1N1 ölümlerinin YARISI, son iki haftada bildirildi. Hatta ben bu rakamların, yarın yayınlayacağımız haftalık bültende çok daha artmasını bekliyorum. Bunun sebebi de ülkelerin H1N! vakalarını teşhis etmekte daha başarılı hale gelmesi.


BBC Türkçe: Bugün Türkiye'de açıklanan rakamlarda dikkat çeken bir başka nokta da, ölen 161 hastadan 92'sinde bir tür kronik hastalık bulunduğu, diğerlerinin ise bilindiği kadarıyla sağlıklı insanlar olduğu. Bu durumda %57 gibi bir oran, kronik hastalardan oluşuyor. Bu oran diğer ülkelerde de aynı mı?

DM: Bölgesel ve küresel çapta gördüklerimize tamamen uygun bu veri. Ölenlerin %50 ila 60'ı, belki de 70'i başka sağlık sorunları olan insanlar.


BBC Türkçe: Türkiye'de hastalığın seyri ve hükümetin verdiği yanıt, dünyayla karşılaştırılınca nasıl peki? Memnun musunuz?

DM: Türkiye'de salgın, diğer ülkelere çok benzer bir şekilde seyrediyor. Ve gereken önlemler alınıyor. Aşı kampanyası başladı; aşının dağıtımı için hazırladıkları planlar çok iyi. Salgının hafif geçmesi için gereken tüm önlemleri alıyorlar. Dolayısıyla, evet kaydedilen ilerlemeden memnunuz. Çok yakın bir işbirliği içindeyiz zaten. Hem bizden, hem de kısaca ECDC olarak bilinen Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi'nden yardım istediler. Biz de elimizden geleni yapıyoruz.


BBC Türkçe: Siz memnun olduğunuzu söylüyorsunuz ama, Türkiye'de Başbakan Erdoğan'ın aşı yaptırmayacağını -- ve ailesinin de aşı yaptırmayacağını açıklaması, bazı çevrelerden çok eleştiri aldı.

DM: Evet, sanırım sonra da sağlık bakanı "Başbakan zaten aşı için öncelik verdiğimiz, risk taşıyan grupta değil." dedi. Sağlık bakanı ile başbakan arasında siyasi bir tartışma görünümü veren bir olaya girmek istemem. Ama aşı miktarı sınırlı olduğundan, bu sınırlı kaynağı salgının ilk aşamalarında en verimli şekilde kullanabilmek için, önceliklerin büyük bir dikkatle belirlenmesi gerektiği doğru. Her ülkede bu aşıyı reddeden insanlar var; bu böyle. Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiyesi, hamile kadınlar, kronik hastalığı olan çocuk ve yetişkinlerin aşı olmaları. Ama insanları zorlayamazsınız.


BBC Türkçe: Yarın Türkiye'de bayram ve insanlar ailelerini, sevdiklerini ziyaret edecek. Sağlık Bakanlığı bugün "Hastalığın bulaşma riskini azaltmak için, mümkün olduğu kadar öpüşmeyin, tokalaşmayın." dedi. Siz de katılıyor musunuz buna?

DM: El temizliği çok önemli. İnsanlar ellerini sıvı sabunla yıkamalı; öksürürken, hapşururken, bunu doğru şekilde yapmalı. Ben de "Öpüşmeyin" diye tavsiyeler gördüm ama insanlara "Öpüşmeyin" diyemem ben. Öpüşmeyi bırakırsak dünya berbat bir yer olur! Ama insanlar dikkatli olmalı, aklıselimlerini kullanmalı, özellikle el temizliğine dikkat etmeli. Ve eğer kendilerini iyi hissetmiyorlarsa bayramda kimseye gitmemeli, kalabalığa karışmamalı.


14 yıl önce