Fenerbahçe taraftarı Sabahattin Tarhan, 2011 yılında paralel yapının şike kumpasına sinirlenip Zaman gazetesinin internet sitesindeki habere yorum yazınca hayatı değişti. Futbolda şike soruşturmasına ilişkin haberin altına yazdığı yorumda, 'din düşmanı Feto' diye hitap ettiği Fethullah Gülen'in Fenerbahçe'yi ele geçiremeyeceğini söyleyen Tarhan'ın daha sonra başına gelmeyen kalmadı. Site yöneticileri, Tarhan'ın yayına verilmeyen yorumunu Gülen'in avukatlarına iletti. Hakkında, Gülen'e hakaretten dava açılan Tarhan, mahkemenin ilk duruşmasında “Herkesin bir zaafı var. Benim de Fenerbahçe'ye aşırı düşkünlüğüm bulunmakta. Okuduğum yazılardan etkilendim. Boşluğuma geldi. Yaptığımın suç olduğunu da bilmiyordum. Müştekiden özür diliyorum. Çok pişmanım” dedi. Pişman olduğunu belirtmesine rağmen ilk celsede 3 ay hapis cezası almaktan kurtulamayan Tarhan'ın infazı, daha önce sabıkası olmadığı için ertelendi. Bu karara göre 5 yıl içinde başka bir suç işlerse hapse girecekti. Ancak her şey bununla bitmedi.
Tarhan'ın davada ceza almasına fırsat bilen Zaman gazetesi, “Gülen'e hakarete 3 ay hapis” başlığıyla Tarhan'ı haberleştirdi. Hukuki sürecin işlediği mahkeme dışında Tarhan'ın iş ve özel hayatı da birdenbire paralel yapının hedefi haline geldi. Defalarca pişman olduğunu söylemesine rağmen Gülen yorumları yüzünden hayatı kabusa döndü. İnternet sitesine yazdığı yorumdan 6 ay sonra 2 sivil polis gelerek Tarhan'ı İstanbul Emniyeti'ne götürdü. Oraya gittiğinde kendisiyle ilgili kalın bir dosya hazırlandığını fark etti. Tarhan'ın dosyasında neler yoktu ki! Onu aylardır takip eden polisler, Fenerbahçe'nin maçını izlemeye giderkenki görüntülerini çekmiş, fotoğraflamıştı. Hatta tıraş olurken berberde yaptığı muhabbet bile kayda alınmış, görüşme dökümü çıkarılmıştı. Dosyasını gördüğünde korku ve paniğe kapılan Tarhan, işyerinde Fethullahçı arkadaşlarından yardım isteme kararı alarak hayatının en kritik hatasını yaptı. Bu arkadaşları Tarhan'ı, paralel yapının 'Esenyurt imamı' olarak bilinen A.F.A'ya götürdü. Kendisini affettirmek için örgüt evlerine gidip gelmeye başlayan Tarhan, düzenli olarak 'himmet parası', fitre ve zekat adı altında paralar ödemeye başladı.
Gülen'e hakaret davasından vazgeçilmesi için Esenyurt imamı A.F.A kendisine 3 öğrenciyi okutması gerektiğini, bunun ücretinin ise 18 bin lira olduğunu söyledi. Tarhan bu parayı da ödedi. Fakat Gülen'in avukatı H.G. 'söz vermesine rağmen' davayı geri çekmedi ve Tarhan'ın ceza almasını sağladı. Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birinde gıda teknikeri olarak çalışan Tarhan'ın işine, bu davada ceza alması gerekçe gösterilerek son verildi. 12 yıldır çalıştığı kurumdan da kovulan fanatik Fenerbahçeliye tüm bunların ardından bir de “Artık Türkiye'de iş bulamazsın” denildi.
O psikolojiyle ülkeyi de terk eden Tarhan, soluğu Suudi Arabistan'da aldı. Tarhan, 2.5 ay boyunca bu ülkede çalıştı.
Paralel örgütün ona yaşattıklarını gözyaşları içinde anlatan Sabahattin Tarhan, “Bu örgüt konu olunca hep bu yapının üst düzey devlet yöneticilerine, askerlere, siyasetçilere yaptıkları operasyonlar gündeme geliyor. Bu yapı, hocalarını sevmeyen herkese operasyon yaptı. Bizim gibi, kendi halinde vatandaşlarla da uğraştılar. Ocağımı söndürdüler. Eşimde iyi huylu beyin tümörü vardı. Bu olaylar tetikleyince hastalığı çok ilerledi. Uzun süre işsizlikten sonra iki ay önce İstanbul'da bir Japon firmasında asgari ücretle işe başladım, ancak oradan da ayrılmak zorunda kaldım. Şimdiki halimize şükrediyoruz. Ancak bize bunu yapanların yargılandığını görmek istiyorum. Tek istediğim budur” diye konuştu.
Paralel örgüt, şike davasına tepki gösterdiği için hayatını cehenneme çevirdiği Sabahattin Tarhan'ın ailesini de taciz etmekten çekinmedi. Evinin camından içeri hemen her gün, eşi okusun diye, “Kocan kafir oldu”, “Din alimleri affedicidir yeter ki siz özür dilemesini bilin” yazılı kağıtlar atıldı. Beyninde tümör olan eşi, mahalle ortasında 'cemaat ablaları'nın sözlü tacizlerine maruz kaldı, üzüntüden bunalıma girdi. 7 yaşındaki kızının çantasına da benzer notlar yazan kağıtlar konuldu. İlerleyen günlerde aynı mesajlar babasına da telefonla iletildi. Sabahattin Tarhan baskılara dayanamayınca başına gelenleri internetten Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) yazdı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçeyle Fethullah Gülen, Zaman gazetesi, çıkarıldığı gıda firması, Esenyurt imamı A.F.A ve kendisini onunla tanıştıran İ.K'dan şikayetçi oldu.
İfadeye çağırılan arkadaşı İ.K., Eylül 2014'te verdiği ifadede kendisinin Zaman gazetesinde çalıştığını, Tarhan'la gıda firmasındayken tanıştığını belirtti. İ.K., Tarhan'ı Esenyurt imamıyla tanıştırdığını, imamın Zaman gazetesinden bir yetkiliyle görüştüğünü, akabinde Tarhan'ın işten çıkarıldığını anlattı. 'Esenyurt imamı' A.F.A. ise kendisinin bir dernekte 2 yıl boyunca çalıştığını İ.K.'yı da derneğe gelip gitmesinden dolayı tanıdığını söyledi. A.F.A., Tarhan'la ilgili Zaman'da herhangi bir görüşme yapmadığını öne sürerken, “Ben 1 yıldır bu dernekten ayrıldım. Şu an hâlâ yukarıda belirttiğim dernekte çalışmaktayım” gibi çelişkili ifadeler kullandı.
Büyükçekmece Savcılığı, Tarhan'ın iddialarını yeterli bulmayarak takipsizlikle sonuçlandırdı. Tarhan, bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na da şikayet dilekçesi sundu. Savcılık, aynı iddialar kapsamında daha önce bir takipsizlik kararı verildiğini anımsatarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
