|

Darbeden alındılar!

İstanbul Emniyeti'nin paralel yapıya yönelik 17 ilde eş zamanlı düzenlediği 4. dalga operasyonunda, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmak, resmi belgede sahtecilik ve casusluk' suçlamasıyla aralarında Mali Şubeden Sorumlu eski Emniyet Müdürü Yakup Saygılı'nın da bulunduğu 14'ü rütbeli 33 polis gözaltına alındı. Zanlılar İstanbul Emniyet'inde sorgulanıyor

Cihat Arpacık
00:00 - 2/09/2014 Salı
Güncelleme: 22:53 - 1/09/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Darbeden alındılar!
Darbeden alındılar!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen paralel yapı soruşturması kapsamında İstanbul Emniyeti'nin yaptığı 4. dalga operasyonu ile 14'ü rütbeli 33 polis gözaltına alındı. 17 ayrı ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonla gözaltına alınan polislere, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak, resmi belgede sahtecilik ve casusluk' suçlaması yöneltildi. Gözaltına alınan polisler arasında, Organize ve Narkotik Şubelerinden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı, Mali Şubeden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Hamza Tosun, Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ve yardımcıları Kazım Aksoy ve Yasin Topçu da bulunuyor.

ŞAFAK VAKTİ OPERASYON

Polis operasyonları dün sabaha karşı, İstanbul, Ankara, Afyon, Ağrı, Adıyaman, Ardahan, Bitlis, Diyarbakır, Erzurum, Giresun, Hakkari, Kütahya, Muğla, Sivas, Şanlıurfa, Van, Zonguldak'ın da aralarında bulunduğu 17 ilde eşzamanlı düzenlendi. Dünkü operasyonda gözaltına alınan Mali Suçlar Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy, 22 Temmuz da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün düzenlediği 'Casusluk operasyonu'nda, Yurt Atayün ve Ömer Köse ile birlikte gözaltına alınmış ancak ifadesinin alınmasının ardından serbest bırıkılmıştı.

14'Ü RÜTBELİ 33 POLİS GÖZALTINDA

Yapılan operasyonda, gözaltına alınan polisler sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Sağlık kontrolleri tamamlanan polisler buradan Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü yerleşkesine götürüldüler. Gözaltına alınan zanlılardan bazılarının önünde 'Sıfır' arkasında 'Zero' yazan siyah renk tişörtler giymesi dikkat çekti. Zanlılar, 'Biz zaten burdayız sıfırız, haram para sıfırlanmaz ama' ve 'Milletin malını yiyenleri kayda aldığım için burdayım' dedi.

MİT MÜSTEŞARI İLE 'DÖNEMİN BAŞBAKANI'NI DİNLEDİLER

Darbe teşebbüsü olduğu belirtilen 25 Aralık Soruşturması'na yönelik operasyonda gözaltına alınan polislere, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmak veya Görevlerini Yapmasını Kısmen veya Tamamen Engellemeye Teşebbüs', 'Casusluk', 'Resmi Belgede Sahtecilik' ve 'Görevi kötüye kullanma' suçlamaları yöneltildi. Casusluk suçlamasının temelini 'Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Haliç Kongre Merkezi'nde yaptıkları görüşmenin basına sızdırılması' oluştururken 'Resmi Belgede Sahtecilik' suçlamasının temelini ise 'Başbakan ve MİT Müsteşarı arasındaki görüşmenin evrakta narkotik şubenin fiziki ve teknik takibi' olarak gösterilmesinin oluşturduğu öğrenildi.

Üst düzey isimler sorguda

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen yürütülen soruşturma çerçevesinde ve Sulh Ceza Hakimliği'nce verilen yakalama kararı doğrultusunda gözaltına alınan rütbeli isimler ve yakalandıkları iller şöyle sıralanıyor: Em. Müd. Hamza Tosun (Çankırı), ihraç Em. Müd. Mahir Çakallı, ihraç Şube Müdürü Yakup Saygılı, ihraç Em.Müd. Kazım Aksoy, Emn. Müd. Yasin Topçu (Karaman), ihraç Emniyet Amiri İbrahim Şener (Afyonkarahisar), İhraç Başkomiser Arif İbiş, Başkomiser İsmail Arpacı (Diyarbakır), Başkomiser Mehmet Akif Üner (Bitlis), Başkomiser Mehmet Habip Kunt (Van), Komiser Mustafa Demirhan, Komiser Yard. Mehmet Fatih Yiğit (Ağrı), Komiser Yard. Hüseyin Korkmaz (Hakkari) ve Komiser Yrd. Mehmet Sait Sevinç (Bilecik). Polis memurları: Cihan Kasak, Murat Kaya, Ufuk Sağdıç, İsa Karayiğit, Turan Güler, Ziya Avcıoğlu, Taner Yarkıcı, Turgay Dükenmez, Şerif Ali Kerman, Mahmut Yavuz, Sinan Sağlayan, Ercan Taş, Volkan Demirdelen, Sabri Kızılkaya, Mahmut Uçar, İsmail Sarı, Münif Ciğerci, Burhan İnönülü, Hüseyin Tokgöz.

Kumpasın sonu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verdi. Çarpıcı ifadelerin kullanıldığı kararda, zanlıların Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yıkmaya teşebbüs ettikleri vurgulandı ve paralel ihanet gözler önüne serildi

Şüpheliler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresi ile Anadolu sermayesinin temsilcisi iş adamlarının bulunduğu ve hükümete karşı açık bir darbe girişimi olan 25 Aralık soruşturmasını yürüten polisler hakkında başlatılan soruşturma sabah saatlerinde operasyona dönüşürken, İstanbul Cumhuriyet Savcıları İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu, soruşturmada takipsizlik verdi. Kararda, polislerin 25 Aralık operasyonuyla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yıkmaya teşebbüs ettikleri vurgulandı.

HUKUK HERKESE LAZIM

Kararda, 25 Aralık soruşturmasının da benzerleri gibi elektronik ihbarlarla başlatıldığı belirtildi ve soruşturmayla ilgili takip kararlarının görevsiz mahkemeler tarafından verildiği belirtildi. Takipsizlik kararını yazan savcılar şu ifadeleri kullandı: 'Ceza Muhakemesi Hukuku ilkeleri herkese bir gün lazım olabilecek temel ilkelerdir. Devlet mutlak hakikatı bulacağım diye ceza yargılamasının süresi olan insanı görmezlikten gelmemelidir. Soruşturmacı delil toplarken baştan kendisi hukuka bağlı kalmalı, kanunsuz delil toplamamalıdır. Suç varsa suçluyu araştırmaya başlamalıdır.

DEVLET PUSUYA YATMAZ

Bir şüphelinin 3 yıl dinlenmesi, bir suç işlerse diye düzenek kurması, varsa bir suç üzerine gidilmeyip daha ne suçlar işleyecek mantığıyla kişilerin özel hayatlarının takibe alınması hukuk devletine yakışan bir soruşturma yöntemi değildir. Devlet suçluyu takip eder ortada suç yokken pusuya yatıp suç üretmez. Varsa suçu önleme imkanı, suçu önler. Soruşturma gizli olarak yürütülür. İletişimin tespitinden elde edilen veriler gizlidir. Daha yargılama konusu yapılmadan kamuoyuyla paylaşılarak algı yönetimi yapılamaz.

SİYASETİ DİZAYN GÖREVİMİZ YOK

Yasama ve yürütmenin hukuk normları ile bağlı olduğu kadar, yargı yetkisini kullanan makamların da anayasa ve yasalara bağlı oldukları ve siyaseti dizayn etmek gibi bir görev ve yetkilerinin bulunmadığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve 'dönemin başbakanı' ibaresi kullanılmak suretiyle fezleke düzenlenilmesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır.'

Mesele dersane değil yeğen

Dinleme yapan polislerin kullandığı Spark programında 'Mesele dersane meselesi değil Yennnnnnn, Sen daha farkına varmadın mı' diye yazışmalar yaptığı anlaşıldı. Bir yazışmada şu ifadeler tespit edildi: Usame: Radyo var mı? Aç radyo Cihan'ı dinle. A.Kerim: Ya boşver ne dinleyeceğim abi ya. Usame: Yo yo dinleyebilirsen dine. A.Kerim: Cemaatle ilgili mi, dersaneyle ilgili mi? Usame: Hoca Çok olumlu konuşuyor. A.Kerim: Alla alla Hoca Kim. Usame: Fethullah Hoca. A.Kerim: Boşver Allah bildiği gibi yapsın onları. Usame: Abiden daha haber çıkmadı olsa. Whatsapp'tan mesaj atarım.

Adım adım ihanet

- Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Yasin El Kadı, Latif Topbaş, Cemal Kalyoncu, Abdullah Tivnikli, Usame Kutup ve Mehmet Cengiz gibi ünlü işadamlarının da bulunduğu 52 kişi hakkında, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, rüşvet, sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama' gibi suçlamalarla işlem yapıldı ve hükümeti yolsuzluk kılıflı darbeyle düşürmek hedeflendi.

- Soruşturmalar paralel yapıya yakın hakimlerin nöbetlerine denk getirildi.

- Savcı, dinleme kararı veren hakimler ve TİB yetkilileri bilerek göz yumdu.

- Soruşturmayı yürüten görevliler bütün şüphelileri örgüt lideri gibi göstererek kanundaki en uzun dinleme süresi olan 6 ay sınırını aştı.

- Dinlenenler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar, Yüksek Yargı Mensupları yer aldı.

- Sözde örgütün sözde şemasını çıkaran paralel yapı 1. Grubun lideri olarak Yasin El Kadı'yı, 2. Grubun lideri olarak Latif Topbaş'ı, 3. Grubun lideri olarak Bilal Erdoğan'ı, 4. Grubun lideri olarak Binali Yıldırım'ı, 5. Grubun lideri olarak ise Cemal Kalyoncu'yu belirledi.

- İşadamı Turgay Ciner, uzun süre dinlendi, Başbakanlık konutunda yaptığı görüşme takip edildi.

- Ciner, dinleme görevlisi polisle görüştükten sonra paralel yapı haberlerine grubunda yer vermedi.

- Bir polisin Ciner hakkında 'kurban olduğum konuşacak hali yok' şeklinde yazdığı tespiti yapıldı.

- İstanbul Emniyeti arşivinde önemli belgelerin kayıp olduğu görüldü.

- Erdoğan hakkında 'Örgüt lideri dönemin Başbakanı' ifadesi kullanıldı.

- Polislerin yazıştıkları programda 'P.M-T.C buluşmasını söyledin mi' şeklinde bir ifadesi, Prime Minister yani Başbakan Erdoğan ile Turgay Ciner'in Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki görüşmesinin takip edildiğini gösterdi.

- Bir başka yazışmada bir 'abinin' 6-7 gün içinde Türkiye'ye gelmesi muhtemel bir tarihte operasyonun başlatılmaya çalışıldığı anlaşıldı.

Darbeciyim

Gözaltına alınan polislerden biri, hastaneye sevk edilirken Rıza Sarraf'a yapılan operasyonu yöneten kişi olduğunu söyledi. 'Sarraf'a darbe yapan benim, adım Mehmet Akif Ünal. Sarraf'a yapılan operasyonun başındaki amir benim. Suçum Rıza Sarraf'a darbe yapmak.' diyen polis memurunun da, diğer gözaltına alınan polisler gibi önde 'Sıfır', arkada 'Zero' yazan tişört giydiği görüldü.


10 yıl önce
default-profile-img