Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İzmir Üniversiteleri Platformu tarafından Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuştu. Davutoğlu, Türkiye'nin müşfik ve muktedir bir devlet olmak zorunda olduğunu ifade ederek, 'Akdeniz yeniden yapılanıyor bugün. Güneyi de yeniden yapılanıyor. Tunus ile başlayan devrim rüzgarı, tüm Akdeniz'i yeniden şekillendiriyor. Kuzey de yeniden şekilleniyor. Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Asya, Avrupa, Afrika devletiyiz hatta. Ondan önce Akdeniz ülkesiyiz. İnsani bir görev olarak her acının yanında olduk. Türkiye Cumhuriyeti Devleti müşfik ve muktedir olmak zorundadır. Bu coğrafya ancak muktedir olan devletleri yükseltir. Güçlü olan devletleri itibarlı kılar. Tüm dış politikamızın formülü bu. Kimin başı ağrırsa, ona ulaşmaya gücümüz yetecek kadar muktedirdir. Biz Akdeniz'deki dönüşüme kayıtsız kalamayız' diye konuştu.
Türkiye'nin tarihsel süreci içinde dördüncü restorasyon döneminden geçtiğini, ekonomik restorasyon bakımından 10 yıl içinde en büyük hamleleri yaptıklarını anlatan Bakan Davutoğlu, '2002'den bugüne kadar 10 yıl içinde Türkiye ekonomik restorasyon bakımından en büyük çaplı hamleyi yapmıştır. Üçüncüsü siyasi restorasyondur. Türkiye 16. büyük ekonomi. İnşallah on büyük ekonomi arasında da yer alacağız' dedi. Davutoğlu, coğrafi imkanları sınırlı, doğal kaynakları yetersiz olan Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi için farklı bir strateji izlemek zorunda olduğunu söyledi. Bakan Davutoğlu şöyle devam etti:
'Bundan sonra tarih daha hızlı akacak. Hepimiz bu hızlı akışı idrak etmek durumundayız. 90'lı yıllarda terör ve ekonomik krizler ve siyasi istikrarsızlıklar, entegre bir stratejinin uygulanması imkanını vermedi. Coğrafi imkanları sınırlıysa, doğal kaynakları yetersizse bir ülkenin, siyasi kriz doğurmadan, savaş yaşamadan, kimseyle çatışmadan, iktisadi ve kültürel sınırları sınırsız kılmalıdır. Neden biz her ülkeyle vizeleri kaldırıyoruz; çünkü vizelerin olduğu bir ülkede sınırlar oluşur. Bizim tek gücümüz var; o da insan gücümüz. İnsan gücümüzü ne kadar iyi eğitirsek, onlar dünyanın her yerinde deveran olursa o kadar çok artı değer birikir. Büyükelçilik sayımızı bu nedenle arttırdık. Bakanlığımızın kadrolarını zorluyor. Ama zorlanmadan açığı kapatmamız mümkün değil.'
Büyükelçilik ve dış temsilcilik sayısını arttırmanın da Türkiye'nin dünyadaki etkinliğini daha da attırması açısından önemli olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin 2 yıl içinde dünyanın temsil kabiliyeti en yüksek ülkesi olacağını söyledi. Davutoğlu, '124 büyükelçimiz var, 94'ten çıkardık. 209'a çıkardık dış temsilcilik sayımızı. Türkiye şu anda ilk ondadır, dokuzuncudur. Türkiye hangi ülkelerle kıyas edilebilir. Türkiye'nin kıyas edileceği 9 devlet var. Önümüzdeki yıl 235 sayısına ulaştığımızda altıncı ülke olacağız. Neden? Ekonomik restorasyon için bu şart çünkü. Diplomatlarımız da üç misli çalışmak zorunda. Aksi taktirde bu açığı kapatamayız. 2 yıl içinde dünyanın temsil kabiliyeti en yüksek ülkesi olacağız, göreceksiniz' dedi.
Konuşmasında sık sık İzmir'in öneminden bahseden Davutoğlu, İzmir'i 'ufuk şehri' olarak tanımladı. Davutoğlu, İzmir'i tekrar yükselen bir kent haline getireceklerini belirterek, şunları söyledi:
'Bu yıl İzmir'de yapmaya karar verdik bu faaliyeti. Temel sebeplerinden biri EXPO. Diğer nedeni İzmir'in tarihimizde oynadığı eşsiz roldür. İzmir, tek bir tanıma sığmayacak bir kent. Ama 'ben ufuk' şehir diyorum, antik dönemden modern döneme kadar. İzmir'i tekrar yükselen bir şehir yapabiliriz. İpek Yolu nereye kadar gidiyorsa geriye doğru İzmir'in yayını da o ölçüde gereceğiz. Neden son seçimlerde İzmir'e dönük projelerde hızlı trenler, otoyollar, limanlar, tüneller var? Çünkü kervanların geçtiği her yer, İpek Yolu döneminde...Eğer biz bu kez enerji hatları, tren yolları, kara ulaşım yolları ve havayolları kuramazsak bu büyük coğrafyamızı değerlendiremeyiz. İzmir'e biçtiğimiz rol ise, Pekin'e kadar uzanan İpek Yolu koridorunun ekonomik aktarım hattı, merkezi haline dönüşebilir. Böylesine kritik dönüşüm şehridir İzmir. Lazkiye, Beyrut, Londra, Marsilya dahil 20 ülkeye İzmir'den feribot seferleri vardı 1920'lerin başında. 32 gazete çıkardı İzmir'de. Bizim İzmir'i tekrar nasıl bu hale getireceğimizin planlamasını yapmamız lazım. EXPO sadece bir fuar değil, turizm fuarı olarak görülmemelidir. İzmir, Akdeniz'in merkez üslerinden biri olarak görülmelidir. '
