Başbakan Ahmet Davutoğlu, Portekiz ve ABD gezileri nedeniyle partisinin Meclis grup toplantısını dün gerçekleştirdi. PKK’ya silah bırakma çağrısıyla yeni bir dönemin başladığını belirten Davutoğlu, özetle şunları söyledi: 28 Şubat’ın yıldönümünde ilahi tevafukla çözüm sürecinde son derece önemli bir eşik aşıldı. 28 Şubat bürokrasinin milli iradeye karşı bir darbesiydi. 28 Şubat dışlayıcı kültürün, vatandaşlarını tehdit olarak gören bir siyasi zihniyetin son çırpınışıydı. Eski Türkiye’de, 28 Şubat döneminde yasaklar, yeni Türkiye’de ise özgürlükler ve demokrasi hakim oldu.
28 ŞUBAT’IN SON İZLERİ DE SİLİNİYOR
Şimdi bu yeni dönemde 28 Şubat’ın son kalıcı izleri de siliniyor. Dikkat ediniz 28 Şubat’ta tanklar Sincan’da yürümüşlerdi, 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü hatırlatırcasına. 28 Şubat’ın bu seneki yıldönümünden birkaç gün önce bu sefer TSK’nin kudretinin timsali olan tanklar Suriye’de Süleyman Şah’ın kutsal emanetini korumak üzere yürüdü. Onların özledikleri tankların Sincan’da yürümesi. Bizim özlediğimiz ise milli iradeyle bütünleşmiş kudretli TSK’nin en güçlü caydırıcı kapasiteye ulaşması.
BU ATMOSFERİ SAHİPLENELİM
Çözüm süreci hedefine ulaşma yolunda çok ciddi aşamaya geldi. Bu önemli bir açıklamadır. Tabii bu açıklamanın gereği olan uygulamaları hep beraber takip edeceğiz. Bu noktaya kolay gelinmemiştir. Onun için şimdi, bu günlerde hepimiz çözüm sürecinin getirdiği atmosferi sahiplenmek durumundayız. İç Güvenlik Reformu, 6-7 Ekim olaylarının atmosferine karşı, çözüm sürecinin önünü açacak bir tedbirdir. İç Güvenlik Paketi ile kamu düzeni demeye, diğer taraftan da silahsızlanmayı, silahları terk etmeyi ve demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz.
Süreçte geçen cumartesi günü terör örgütüne silah bırakma çağrısını içeren açıklamayla yeni aşamaya gelindi. Bu açıklamayla demokratik siyasete yapılan çağrı olumludur. Tabii göreceğiz. Herhangi bir şekilde silah ve terör yönteminin uygulanmaması lazım. Bir daha 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi demokrasiye yakışmayan, özgürlükleri yok eden görüntülerin çıkmaması lazım.
Özellikle HDP’ye seslenerek, dile getiriyorum; kimin ne derdi varsa tartışacağı yer TBMM’dir. Kimin ne derdi varsa, kullanacağı yöntem özgürlükçü tartışma, başvuracağı makam silah değil, millettir; terör değil, halktır; savaş değil, barıştır. Demokratik yolla getirilebilecek her hususu tartışırız ama 2013’te olduğu gibi yine, ‘silahları bırak’ çağrısının arkasından oyalamalar başlar, silahlar başka şekillerde gündeme getirilmeye kalkılırsa, kamu düzeni söz konusu olduğunda hiçbir taviz vermeyeceğimizin bilinmesi lazım.
İKİRCİKLİ DİL KAYBETTİRİR
Davutoğlu, “HDP’lilere sesleniyorum; dikkat ediniz. Bir taraftan Dolmabahçe’de bu açıklama yapılırken, diğer taraftan HDP’den farklı sesler çıkmaya başladı. Eğer 2013 senaryosunu, yani nevruz mesajından sonra mayıs ayında farklı mesajlar vermeye dönük ikircikli dili kullanmaya devam ederlerse onlar kaybederler” dedi.
Konuşmasında bir de kampanya başlattığını belirten Davutoğlu, “Buradan 6-7 Ekim olaylarından sonra yaptığım çağrıyı bir kez daha tekrarlıyorum; selamlaşma kampanyası başlatıyorum, Türkiye’de herkes birbiri ile selamlaşsın ve herkes el ele barış için yürüdüğünün bilincinde olsun” dedi.