|

Devran tersine dönebilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’daki cuntanın lideri Sisi’nin durumunu Suud Kralı ile görüştüklerini açıkladı. “Bana göre Mısır konusunda en etkin olabilecek ülke Suudi Arabistan’dır. Eğer bu ülke bir adım atarsa devran tersine dönebilir” diyen Erdoğan, bölgede ‘üçlü ayağın’ bozulmaması gerektiğini söyledi

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/03/2015 Çarşamba
Güncelleme: 21:48 - 3/03/2015 Salı
Yeni Şafak
Suudi Arabistan temaslarınıza ilişkin genel değerlendirmeleriniz nasıl? 

Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin çok daha iyi bir konuma geleceğine dair umutlarım artmıştır. Siyasi, askeri, güvenlik, terörle mücadele ve insani yardımlar noktasında müşterek çalışmalar içerisine girebileceğimizi karşılıklı olarak teyit ettik. Bölgesel sorunlar noktasında ise bölge ülkeleriyle ilgili yaklaşımımız büyük ölçüde örtüşüyor. Bu ülkelere İran, Irak, Suriye, Filistin, Libya da dahil. Mısır’da biraz farklılıklar olsa da, bunlar bizim ikili ilişkilerimizi etkileyecek noktada değil. 

En hassas konu Mısır. Mısır konusunda aramızdaki farklar ne?

Mısır konusunu ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor. Bizim için asıl önem arz eden konu, Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşımak. Mısır meselesi, bizim Suudi Arabistan ile ilişkilerimize gölge düşürmemelidir.

DURUMUN FARKINDALAR 

Suud Kralı sizden önce Sisi’yle görüştü. Sisi, Riyad’daydı. Size ondan herhangi bir mesaj iletildi mi? 

Hayır, bize herhangi bir mesaj iletilmiş değil.

Kral’dan Mısır-Türkiye sorunlarının aşılması noktasında bir teklif geldi mi?

Mısır konusunda şu anda öyle bir şeye ihtiyaç yok. Biz, hassasiyetlerimizi paylaştık, paylaşıyoruz. Onlar da bunun zaten farkındalar. Hassasiyetlerimizi biliyorlar. Mısır’da üst düzeyde barışmamızı tabii ki istiyorlar. Bunu tabii ki arzu ediyorlar ama ısrarları yok. İşin en güzel yanı, Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin Mısır’dan bağımsız olarak değerlendirilmesi.

YEMEN’İ DE KONUŞTUK

Görüşmelerinizde DAİŞ konusu da gündeme geldi mi? 

Terörle mücadele elbette önemli bir konu. Önemli başlıklardan biri. DAİŞ konusundaki hassasiyet tabii ki devam ediyor. Zira terör konusunda DAİŞ, şu anda gerek Irak’ta gerekse Suriye’de son derece aktif. Dolayısıyla bu örgütün bir kenara bırakılması tabii ki mümkün değil. 

Ya Yemen’de yaşananlar?

Yemen’i konuştuk. Yemen’de nereye kadar bir müşterek bir hareket alanı olabilir, bunları detaylarıyla ele aldık. Buna bağlı olarak da askeri işbirliği, güvenlik vb. konularda neler yapılabileceğini, iki ülkenin ilgili bakanları ve ilgili birimleri önümüzdeki süreçte biraraya gelerek detaylandıracaklar.

MISIR’I YOK SAYAMAYIZ

Mısır konusunda İhvan liderlerinin siyaset yapabilmeleri, idam cezalarının kaldırılması gibi hususlar gündeme geldi mi?

Mısır meselesi konuşulurken, kendilerinin dikkatini oradaki duruma çektim. Şu anda, yüzde 52 oyla işbaşına gelmiş olan bir cumhurbaşkanı halen içeride. Yaklaşık 18 bin siyasi tutuklu var. Binlerce insan idama mahkum edildi. Tüm bunlar orada bir gaz sıkışması olduğunu gösteriyor. Kontrollü bir yumuşama olmazsa, yaşananlardan dolayı sosyal patlama olabilir. Öyle bir durumda da Mısır’da ne istikrar kalır ne de güven! Mısır, 90 milyon nüfusu itibarıyla bizim o bölgede en önemli kardeş ülkemiz. Mısır’ı asla yok farz edemeyiz. Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye; bu üçlü ayak, bölgenin en önemli ülkeleri. Bölgenin barışı, huzuru, refahı için hepimizin üzerimize düşen görevler var. Burada her ülke üzerine düşen görevi yerine getirecek olursa, inanıyorum ki çok daha rahat bir şekilde neticeye ulaşırız.

Bu üç ülkenin ortak strateji belirlemesi ABD ve Batı’yı rahatsız etmez mi? 

Önemli olan bölgenin barış, huzur ve refahı için birlikte hareket etmek. Bana göre Mısır konusunda, en etkin olabilecek ülke Suudi Arabistan’dır. Bunu kendileriyle de paylaştım. Eğer burada Suudi Arabistan bir adım atacak olursa, devran tersine dönebilir. 

O karara şaşırdım

Paralel yapıya ilişkin son gözaltına alınan 54 kişi serbest bırakıldı. Örgüt uzantılarının, hâlâ tehdit ve şantaj dilini kullanmasını nasıl yorumluyorsunuz? 

Serbest bırakılma konusundaki haber benim açımdan da şaşırtıcı oldu. Ancak konu tabii yargı sürecinde bir mesele olduğu için, değerlendirmeye girmem uygun olmaz. Bahsettiğiniz uzantıların, o tür bir dil kullanmasından toplum da rahatsız elbet. Toplum huzurunu kaçırıp, “Ben bilmediklerinizi biliyor, duymadıklarınızı duyuyorum” diye adeta devletle dalga geçmeye kalkışıyorlar. Devlet, her türlü kanunsuzluğun, yasadışı işlerin elbette peşinde olacaktır. Er ya da geç gereği yapılacaktır. Daha sonra da yargı bu konunun değerlendirmesini yapacaktır. 

Hakan Fidan meselesinde kırgın olduğunuzu söylemiştiniz. Hâlâ aynı hissiyatta mısınız?

Biz devlet yönetiyoruz. O konuya ilişkin kanaatimi daha önce de söyledim. Kanaatlerimizi ifade etmiş olmamıza rağmen, istifa edip adaylık sözkonusu olmuş ise elbette bir kırgınlık sözkonusudur. 

İç Güvenlik Paketi’ne yönelik muhalefetin eleştirileri var. Tasarıyı inceleyebildiniz mi?

İç güvenlik yasa tasarısı taslağını inceledim. Eksiği var, fazlası yok. 

Mezhepçi yaklaşım kaygı verici

Suriye'de Esed rejiminin Halep'e yönelik saldırıları bitmiyor. Halep'in durumu ile ilgili ne söylersiniz? 

Halep'le ilgili sorun bitmedi, devam ediyor. Halep, nüfusu, kültürü, sanatı ve medeniyetiyle çok farklı. Ancak bombalamalar sonucunda Halep bölgesi yakılıp yıkıldı. Şu anda 1 milyon 200 bin nüfusa sahip Halep'ten göç dalgası başlarsa bu büyük bir sıkıntıdır. Bu noktada Suriye ordusu ve ılımlı muhalifler mücadelelerini sürdürüyor. Muhaliflerin ciddi desteğe ihtiyaçları var.  

Ortadoğu’daki kaotik bölgelerle ilgili Suudi Arabistan’ın tavrı çok önemli. Ortak bir ilişki mümkün mü? 

Biz dünyada barışa dayalı bir yaşam arzu ederken, savaşlara dayalı bir dünya tesis etmek ve bunun zeminini hazırlamak kabul edilemez. Irak, Suriye ve Yemen’deki gelişmeleri görebiliyoruz. Bunlardan Suudiler gibi bizler de rahatsızız. Bölgeyi yönelik tehditlerin yanı sıra, mezhepçi yaklaşımların, bölücü yaklaşımların yaygınlaşması kaygı verici. Mezhepçiliğe doğru kayan anlayışların yaygınlaşmasını kabul etmek mümkün değil. Bu Suriye’de de böyle, Yemen ve Irak’ta da böyle. Bu anlayıştan çıkmak gerekiyor. Mezhepçi yaklaşımlardan uzak durulması gerektiğini, İran da dahil olmak üzere tüm muhataplarımıza söylemekten de çekinmiyoruz. Suudi Arabistan, bu tür konuların yanısıra, insani yardımlar konusunda da duyarlı bir ülke. Malumunuz, BM’de insani yardım noktasında toplam 250 milyon dolar toplandı. Bu rakama en büyük desteği, 50 milyon dolar ile Suudi Arabistan verdi. Bu desteği hiçbir ülke vermedi. 

Daha da güçleneceğiz

Ankara’ya gelen Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görkemli bir törenle karşılandı. İkili temas ve imzalanan anlaşmaların ardından ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye-Türkmenistan ilişkileri son yıllarda herkesin gıptayla baktığı, imrenilecek bir seviyeye ulaştı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu ilişkilerimizi ekonomiden tarıma, enerjiden ulaştırmaya her alanda daha da güçlendirmekte kararlıyız. Türkmen gazının Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına taşınması konusunda vizyonlarımız aynı” dedi. 

46 MİLYAR DOLAR

Erdoğan ayrıca Türk müteahhitlerinin Orta Asya bölgesinde üstlendikleri inşaat projelerinin 46 milyar dolar değerine ulaştığı bilgisini de verdi. Türkmen lider Berdimuhamedov ise enerji ve ulaşım konularına büyük önem verdiklerini belirtti, Türk işadamlarının Türkmenistan’da çok önemli projelere imza attığını anımsattı. “Türkler modern teknoloji kullanıyor. Geçen yıl ticaret hacmimizde yüzde 26’ya varan bir artış meydana geldi. Bu çok sevindirici. Ülkemizdeki TİKA projelerine de çok önem veriyoruz” diyen Berdimuhamedov, Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı nedeniyle gelecek ay Türkiye’de düzen-lenecek anma etkinliklerine de katılacaklarını söyledi.
#Türkiye-Suudi Arabistan
#Erdoğan
#Mısır
9 yıl önce