Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Baba ve Piç” adlı kitap bir bütün olarak incelendiğinde, iddianamede belirtilen suç unsurlarının oluşmadığı gibi yeterli delil de bulunmadığı gerekçesiyle yazar Elif Şafak'ın (Sağlık) beraatine karar verdi. Davanın ilk duruşmasına, raporlu olması nedeniyle sanık Elif Şafak (Sağlık) katılmadı.
Duruşmada, Hakim İrfan Adil Uncu “Baba ve Piç” isimli eserle ilgili olarak, daha önce Cumhuriyet Savcılığınca verilen takipsizlik kararındaki gerekçeler ile esas hakkındaki mütalaasını sunan Cumhuriyet Savcısının gerekçeleri uyarınca, kitabın bütün halinde incelendiğinde iddianamede belirtilen suç unsurlarının oluşmadığı gibi yeterli delil de bulunmadığını kaydetti.
Hakim Uncu, bu nedenlerle Elif Şafak'ın (Sağlık) beraatine karar verildiğini açıkladı.
Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesinde adliye önünde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Polis, herhangi bir gerginlik yaşanmaması için önlemlerini üst düzeye çıkardı. Aralarında yabancı gazetecilerin de bulunduğu bir basın ordusu da, gelişmeleri takip etmek üzere erken saatlerde adliye önünde konuşlandı. Bir süre önce doğum yapan yazar Elif Şafak, duruşmaya katılmadı.
Elif Şafak'ın eşi Eyüpcan Sağlık, duruşma için adliyeye geldi. Girişte açıklama yapan Sağlık, bu davanın Türkiye için çok büyük bir ayıp ve yüzkarası olduğunu belirterek, "Davanın en kısa sürede tamamen sonlanmasını umuyoruz. Eşim de aynı temenni de bulundu. Eşim, sağlık sorunu nedeniyle doktorları izin vermediği için adliyeye gelemedi. Aslında bu duruşmaya katılmayı çok istiyordu. Son anda doktorlarından gelen direktif doğrultusunda katılamadı. Tüm dünyanın gözü bu davanın üzerinde. Dava, AB yolundaki Türkiye için çok büyük ayıp. Türkiye, daha önce de bu tip davaların utancını yaşadı. Elif Şafak da evde büyük bir merakla davanın sonucunu bekliyor. Yaşananlardan dolayı son derece üzgün. Hak etmediği bir dava ile karşılaştığını düşünüyor" dedi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk'in de izlediği duruşma, güvenlik önlemleri altında başladı.
Elif Şafak'ın, Türk Ceza Kanunu'nun "Türklüğü, Cumhuriyeti ve kurumlarını aşağılama" suçuyla ilgili 301. maddesi 1. fıkrası uyarınca, 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyordu.
Avukat Kemal Kerinçsiz'in kitaptaki bazı ifadelerin Türklüğü aşağılar nitelikte olduğu iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermişti. Ancak yeniden yapılan itirazı görüşen İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı kaldırmıştı. Elif Şafak'ın davaya konu olan kitabında, Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle, Ermeni asıllı ABD'li bir aile olan Çakmakçıyanlar'ın hikâyeleri iç içe anlatılıyor.
İddianamede, Metis Yayınları tarafından yayınlanan 'Baba ve Piç' isimli kitabının bazı bölümlerinde yer alan sözlere yer verilerek, yazarın TCK'nın 301/1. maddesi gereği cezalandırılması isteniyor. İddianamede, diğer şüpheliler hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Duruşmada Elif Şafak'ın, "Türklüğü ve Cumhuriyeti aşağıladığı" iddiasıyla 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada beraat etmesine karar verildi.
Duruşmadan sonra, Büyük Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz ile birlikte olan grup ile Elif Şafak'ı savunan iki grup arasında arbede çıktı. Tarafların birbirlerini yumrukladığı olaylar, polis müdahalesiyle yatıştırıldı.
Öte yandan BBC, yazar Elif Şafak için verilen beraat kararını duyururken “İstanbul'daki mahkeme, AB'nin baskısı altındaydı” yorumunu yaptı.
Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, AK Parti'yi kanunları değiştirmediği için eleştirdiklerini ifade ederek, “Ama kanunların değiştirilmesine engel olanlardan birinin muhalefet partisi olması çok daha acı verici” dedi.
Çalışlar, yazar Elif Şafak'ın yargılandığı Beyoğlu Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, CHP'nin TCK'nın 301. maddesine ilişkin tutumunu eleştirdi.
Çalışlar, “Deniz Baykal'ın 301. maddeyle ilgili tutumu bir ayıptır. Bir muhalefet partisi liderinin Türkiye'de özgürlük için mücadele etmesi gerekir. Ama tam tersi 301. maddeyi savunuyor, anti-demokratik yasaların değiştirilmesine karşı çıkıyor” dedi.
“CHP'li milletvekillerinin bu tip davalarda saf tutmalarını istediğini” ifade eden Oral Çalışlar, “Ayıptır, çok acı vericidir. Türkiye'de 'neden muhalefet yok' sorusu bugün burada ortaya çıkmıştır. AK Parti'yi biz kanunları değiştirmediği için eleştiriyoruz. Ama kanunların değiştirilmesine engel olanlardan birinin muhalefet partisi olması çok daha acı verici” diye konuştu.
Metis Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Müge Sökmen de, “Bu davaya katılmaktan utanç duyuyorum. Ve artık romanların soruşturmaya uğramadığı bir ülkede yaşamak istiyorum” dedi.
Sökmen, yayıncıların ve yazarların artık mahkemelerde olmak istemediklerini de ifade ederek, “Masamızın başında işimizi yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Yazar Elif Şafak'ın bir mesajının olup olmadığı sorulan Sökmen, “Elif Hanım, 'Romanlarımı okumaya devam edin' diyor. Ne desin? O bir yazar” karşılığını verdi.
Bir grup dernek üyesiyle adliyeye gelen Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere de, “Hiç bir anlamı olmayan bir dava. Düşüncenin önündeki engel ve setlerin kalkması lazım. Romancıların yargılanmaması, öğrencilerin atılmaması lazım” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Yazar Elif Şafak'a verilen beraat kararını değerlendirirken, “Türkiye'de düşünce özgürlüğünün Avrupa'nın gerisinde olmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ama bir şartla; bu düşünce özgürlüğüne sığınarak devletin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesini de kabul etmiyoruz” dedi.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Öymen, gazetecilerin sorusu üzerine, Yazar Elif Şafak hakkında, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı değerlendirdi.
Öymen, Türkiye'de fikir özgürlüğüne tam saygı gösterilmesi gerektiğini, hiçbir aydının yazdıkları ve düşünceleri dolayısıyla mahkum olmasını istemediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Düşüncelerini beğenmesek bile, fikir özgürlüğüne biz herkesten daha çok saygılıyız. Türkiye'de fikir özgürlüğüne tam saygı gösterilmelidir. Türkiye'de düşünce özgürlüğünün Avrupa'nın gerisinde olmasını, hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ama bir şartla; bu düşünce özgürlüğüne sığınarak, devletin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesini de kabul etmiyoruz. Nasıl AB ülkeleri kendi güvenliklerini korumak için özel yasalar çıkarıyorsa, o hakkı görüyorlarsa, biz de bu hakkı görmeliyiz.”
Öymen, bu davaların köklü adalet reformu yapılmaması nedeniyle tartışma yarattığını ifade ederek, AB'nin de Türkiye'den köklü adalet reformu istediğini söyledi.
Meclis'te görüşülen AB 9. Uyum Paketi'nin de köklü reform içermediğini savunan Öymen, “Hazin bir tablo yaşıyoruz. Türkiye'de insanlar, insan hakları ihlal edildiği için tepki gösterme hakkına sahip. Bunun, yargı ve siyasi yolu var. Siyasi yolu TBMM'dir. İnsan hakları ihlal edilenler, soluğu Brüksel'de alıyor. Bunu, dini azınlık mensupları da yapıyor. Bir sıkıntınız varsa önce bize gelin” diye konuştu.
Öymen, Avrupa'daki bazı siyasi çevrelerin, Türkiye'deki bazı etnik grupları himaye altına aldığını, onlarla ilgili iddia olduğu zaman dünyayı ayağa kaldırdığını söyledi.
AB'nin, bunun dışındaki çevrelere tepki göstermemesini de eleştiren Öymen, “Bu, iki yüzlülük ve çifte standarttır” dedi.
Elif Şafak'ın yargılandığı davadan beraat etmesi sonrasında Avrupa Komisyonu, kararı memnuniyetle karşıladığını açıkladı.
