|

İstifa sözü alana dek devam

Davutoğlu, HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın meydanlarda Diyanet İşleri Başkanı’nı yuhalatmasına, “Yapılabilecek en büyük edepsizlik. Bu yolla da zaten maskeleri iniyor” sözleriyle tepki gösterdi. Davutoğlu, HDP’nin kimlik problemi yaşadığını söyledi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/05/2015 Pazartesi
Güncelleme: 14:26 - 11/05/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
FOTOĞRAF:TARIK BAKICI
FOTOĞRAF:TARIK BAKICI

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni Şafak ekibini önceki gün gerçekleştirdiği Hatay ve Mersin mitinglerinde ağırladı. Davutoğlu, mitinglerin ardından Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik ve Başbakanlık Muhabiri Ayfer Mallı'nın sorularını yanıtladı. Yeni Şafak Foto Muhabiri Tarık Bakıcı röportaj sırasında Davutoğlu'un fotoğraflarını çekti.



İşte Davutoğlu'nun Yeni Şafak'a özel açıklamalarından satır başları:



ÖZEL'İ EVDE ZİYARET ETTİK


(Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in rahatsızlığı)

Son derece sağlıklı bir iletişimimiz var. Çok sağlıklı yürüyen bir çalışma ilişkimiz var. Genelkurmay başkanımız hem demokratik kurallara riayet eden hem de TSK profesyonel kabiliyetini demokratik sistemin içinde geliştirip özen gösteren bir komutanımız. 8 aydır Başbakan olarak, ondan önce Dışişleri Bakanı olarak beraberdik. Hiçbir zaman Türkiye'deki devlet geleneğinin ve TSK'nın bu devlet geleneği içindeki yerini ve demokratik sistem içindeki yerini tartışmaya açacak veya bu konuda herhangi bir sual uyandıracak hiçbir davranış göstermemeye özen gösteren bir komutandır. Ve döneminde de (4 yıl içinde) taşlar bir anlamda yerine oturmuştur. MGK'daki oturma düzeninden birçok diğer alanlarda hep siyasi iradeyle ve demokratik kültür içinde son derece tutarlı bir çizgi takip etmiştir. Perşembe günü haftalık olağan görüşmemizde rahatsız olduğunu, hastaneye kaldırılması gerektiğini ifade etti. Ben de üzüldüm ve sağlığı için ne yapılması gerekiyorsa, dualarla da desteğimizi yapacağımızı...Perşembe günü mitingden döndükten sonra Sare Hanım ile birlikte evine ziyarete gittik. Sohbet ettik epeydir de planladığımız şeydi. Bugün de bu anlamda hastaneye kalktı ve çok başarılı bir operasyon geçirdi. İzin almasının tek gerekçesi sağlıkla ilgili bir konudur. Kendisi ile bugün de konuştum. Son derece morali de sağlığı da yerinde. Emekliye ayrılması söz konusu değil. Rahatsızlığı dolayısıyla 15 günlük bir izini var. Kara Kuvvetleri komutanımız vekalet edecek. 15 gün sonra da geri görevine dönecek. Tek kaygımız Genelkurmay başkanımızın sıhhati ile ilgili. Çok başarılı bir operasyon geçirmiş. Sağlığı iyi, sıhhatine kavuşup görevine dönmesini bekliyoruz.(Suriye polemiğine benzer bir polemik mi) Söz konusu değil. Art niyetliler bu tür şeyler yapabilirler.



ONLARA GÖRE DİN 'AFYON'


(Demirtaş'ın dini konulara ilişkin tepki çeken açıklamaları)

Mitinglerde Doğu ve Güneydoğu'da büyük bir coşku görüyorum. Türkiye'de Türklerin, Kürtlerin, Sünnilerin, Alevilerin ortak değerleri konusunda ülkenin her yerindeki hassasiyet Doğu ve Güneydoğu'da da, Kürt vatandaşlarımız arasında da yoğun şekilde mevcut. HDP, Demirtaş sahici bir siyaset takip etmiyor. Oldukları gibi görünmüyorlar, göründükleri gibi de olmuyorlar. Doğuda dindar müftüyü aday gösteriyorlar. Ama doğudaki dine saygıyı batıya taşısa, orada hitap ettiği sol, marjinal, Marksist çevrelere yabancılaşacağı için ikili bir dil kullanıyor. Bir de tabi ideolojik köken var. Nihayetinde Marksist-Leninist bir örgütten geliyor. Marksist, Leninist örgütlü yapının dini afyon olarak görüyor. Bir ayağı Marksist, Leninist diğer ayağı ulusalcılık. Dinle hesaplaşamadan bir ulusal kimlik oluşmayacağı kanaati zihinlerinin arkasında hep vardır. Bizden farkı da bu. Biz dini milletin mayası olarak görüyoruz, onlar ise dini temelde bir ulusal kimlik oluşmayacağı kanaatindeler.



(Fransız Kominist Partisi'nin HDP'yi desteklemesi)

Çarpıcı bir şeydi. Yakışır doğrusu. Bu hamurdan çıkacak olan ekmek bu.



TEHLİKELİ BİR YARIŞ


HDP ve CHP Alevi vatandaşlarımızın hassasiyetlerini istismar ederek oy kazanmaya çalışıyorlar. Ve şöyle düşünüyorlar: Alevi oylarını kim kazanırsa o hedefine ulaşacak. Diyanet'e saldırarak acaba Türkiye'deki din karşıtlarını, marjinal grupları, bazı kesimleri etkileyebilir miyiz... Diyanet'ten rahatsız olduğunu düşündükleri Alevilerin oylarına talipler. Ki ben ben Alevi vatandaşlarımızın Diyanet'ten rahatsız olduğu kanaatinde değilim. Bu çok tehlikeli bir yarış. Türkiye'de etnik ve mezhep kimlikleri üzerinden siyaset yapılmamalı.



GERÇEK YÜZLERİ ANLAŞILDI


(Meydanlarda Diyanet İşleri Başkanı'nın yuhalatılması)

Dikkat ederseniz ben Osmaniye'de Sayın Bahçeli yuhalatıldığında engel oldum. Hatay'da da Mersin'de de liderlerin adı geçtiğinde yuhalatılmasına izin vermedim. Belli hassasiyetleri gözetmemiz lazım. Biz rakibimiz siyasi liderlere dahi bu hassasiyeti gösterirken Türkiye'de herkesin saygı göstermesi gereken bir kurumun başındaki Diyanet İşleri Başkanımızı halka yuhalatmak yapılabilecek en büyük edepsizliktir. Bu yolla da zaten maskeleri iniyor. Gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Doğu-Güneydoğu'da bu çerçevede Diyanet'i sahiplenen her cümlemin arkasından halkın nasıl coşkuyla bir tepki görmekten de büyük mutluluk duydum çünkü, halkta karşılığı olan bir söylem değil bu. Halkta karşılığı olmayan hiçbir şey kalıcı olamaz.



Evet, Suriye'ye girdik


AKParti mitingi için Şanlıurfa'ya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye Eşmesi'ndeki Süleyman Şah Saygı Karakolu'nu ziyaret etti. “Bugün değerli Kara Kuvvetleri Komutanımız ve diğer komutanlarla birlikte Türkiye tarafındaki Eşme'deki kardeşlerimizle kucaklaşıp, Suriye tarafına geçtik. Oradaki kardeşlerimizle de kucaklaştık ve Süleyman Şah'ın huzurunda divan durduk" diyen Davutoğlu, önümüzdeki günlerde türbenin yeni mimarisiyle yeniden yapılacağını söyledi. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in “Türkiye iki gün içinde Suriye'ye girecek" iddasına da değinen Davutoğlu, “Bir CHP'li dedi ki '48 saat içinde Türkiye, Suriye'ye girecek.' Doğru, girdik ama Başbakan olarak Süleyman Şah'ı ziyarete gittik, ziyarete. Şaşkın bunlar. Başbakan olarak Süleyman Şah'ı ziyaretimiz tarihe geçti ama CHP'nin yalanları, vaatleri de tarihe gömüldü" diye konuştu.



Hiçbir kaygım yok heyecanlıyız


Haziran ile ilgili hiçbir kaygım yok. Milletin ferasetine, basiretine güveniyorum. AK Parti kadrolarının dinamizmine güveniyorum. Büyük bir heyecanla hiç metal yorgunluk denilecek tarzda bir yorgunluk bizim teşkilatlara sirayet etmiş değil. İnşallah biz tekrar bir zafer kazanacağız. Bizim ne yapacağımızdan daha çok muhalefetin ne yapacağını o gün göreceğiz. 7 Haziran'a kadar onlar 'evet başarısız olursak istifa ederiz' diyene kadar bu soruyu sormaya devam edeceğim. Bizim CHP'yi de MHP'yi de HDP'yi de düşünmemiz lazım. Bunların partileşmesi için başarısız liderlerin gitmesi lazım. Ali Bey'i de (Babacan) ve Ömer Bey'i de (Çelik) gördünüz, heyecanla kitlelerin karşısına çıktılar, konuştular. Aday değiller. O kadar seçim kazanmasına katkıda bulunmuş insanlar şimdi aday değil, heyecanlarını kaybetmiyorlar, 'biz niye burada değiliz' diye de sormuyorlar. Öbürleri ise seçim kaybediyor, bir de hâlâ oralarda o koltukları doldurmak için uğraşıyorlar. Aramızdaki zihniyet farkı bu. 7 Haziran'a kadar ne zaman 'biz başarısız olursak, seçimi kaybedersek koltukları bırakacağız' diyecekler merak ediyorum.



CHP'nin mitingleri çok sönük


Sürekli bakıyorum, takip ediyorum. Genel olarak bizim oy trendimiz yukarı doğru eğilim içinde. Bu da normaldir. Meydana inildiği zaman bunlar daha fazla ortaya çıkar. Yine yüzde 47-48-50 bandı arasında bir yerde. Ama önemli olan yukarıya doğru bir trendin olması. Ben bunun daha da yukarı çıkacağına inanıyorum. Bir taraftan da rakiplerimizin performansına bakıyorum. Şu anda AK Parti dışında yaygın bir kampanya yürüten bir parti yok. Dikkat ederseniz Kılıçdaroğlu'nun daha yayınlanmış iyi bir miting fotoğrafı yok. Çünkü mitingleri son derece sönük, heyecansız geçiyor. Kartal'da çok zayıftı. Büyük bir vaveylayla kampanya başlattılar... Niğde'de o yaptı, arkasından üç gün sonra ben yaptım. Aynı meydanda aradaki farkı görmek mümkün. MHP zaten yeni çıktı. MHP'nin mitingi nispeten kolay bir miting. Türkiye'nin belli bölgesine zaten hiç gitmeyecekleri için sınırlı bir kampanyadır. HDP yaygın yapmaya çalışıyor ama Türkiye'nin belli yerlerinde muhatap bulamıyorlar. Türkiye'nin bütününde miting yapabilen tek parti biziz.



Eş başkan Kılıçdaroğlu!


Şanlıurfa ve Adana mitinglerinde, HDP ile CHP'nin 'Esed'in Türkiye temsilcileri olduğunu söyleyen Davutoğlu, HDP Eş Başkanı derken de hem Demirtaş'ı hem de Kılıçdaroğlu'nu kastettiğini belirtti. CHP'nin tek parti döneminde milleti dininden koparmak için uğraştığını kaydeden Başbakan, HDP'nin de Diyanet'i kaldırmak için uğraş verdiğini anlattı.



Göz göze gelmek istiyorum


Çoğunlukla günde 3 il olmak üzere yoğun bir miting programı ile Türkiye'nin 75 iline gitmesi planlanan Davutoğlu'na, “Yorulmuyor musunuz?" dedik. Davutoğlu şunları söyledi: “Eğer karşınızdaki kitleyle aranızda bir etkileşim varsa kitle de siz de yorulmazsınız. Tek taraflı, didaktik konuşan birini dinlemek 15 dakika sonra yorar. Özellikle güvenlik bariyerlerini öne çektiriyorum ki göz göze geleyim. O yormuyor. İbrahim (Karagül) bilir, ben bir günde 2 buçuk saat aralıksız, 5 saat üst üste ders vermiş biriyim. 8-9 saat ders verdiğim anlar oldu. 'Sohbet edeceğiz' diye düşündüğün zaman yorgunluk olmuyor. Ama oraya gidip 'onların kafasına bir şey sokacağım', 'yönlendireceğim' derseniz siz de yorulursunuz, kitle de yorulur. Sohbet üslubu içinde gidiyor, yorulmuyorum.



İki annemin günü


Mersin Valiliği, Anneler Günü nedeniyle Başbakan'a bir sürpriz yaptı. Annesinin tek bir nüsha olan fotoğrafını kendisininkiyle bir karede buluşturan valilik, fotoğrafı çerçeveletip Davutoğlu'na hediye etti. Fotoğrafı gösteren Davutoğlu, duygusal anlar yaşadı: “Bir kere umreden dönüyordum. Ninniyle karışık bir ağıt çalıyordu, Mekke'den Medine'ye gidiyordum. O anda annemin köyden ayrılışı gözümün önünde canlandı. Annemin arabaya hasta olarak bindiğini ve halamın beni teselli ettiğini hatırlıyorum. Ondan birkaç gün sonra vefat haberi geldi. Sonra da diğer annemizle babam evlendi ve o da tam Toros kızı bir yörük hanımıydı. Bize hiç eksiklik hissettirmedi. Anneler gününde herkes bir anne hatırlar, ben iki anneyi birden hatırlıyorum. Herkesin bir anneler günü var, benim iki anne günüm var. İkisi de vefat etti. Onu da kendi ellerimle defnettim."


'2-3 kilo verdim'


Seçim kampanyası öncesinden bu yana 2-3 kilo kadar verdiğini belirten Başbakan, sesi ile ilgili merak edilenlere de açıklık getirdi: “Sesimi gündüz yoruyorum, gece dinleniyorum. Herkes mitingde kürsüdeki renkli şeyi merak ediyor. Ballı ıhlamur içiyorum. Ses tellerini rahatlatıyor. En tehlikeli şeyi şu anda sizinle yapıyoruz. Çünkü doktorlar, 'kesinlikle uçakta ve helikopterde konuşmayacaksın' diyor..."



Engelli sokakta ÇOK MUTLUYUM


Başbakan Davutoğu'nun her anında yanında olmaya çalışan eşi Sare Davutoğlu ise mitinglerde insanların coşkusu ve muhabbetinin kendilerine tüm yorgunluğu unutturduğunu kaydetti. “Bizim insanımız çok kadirşinas. İnsanların kayıtsız kalamayacağı en önemli şey bence samimiyet. Samimiyeti hissettiklerinde kimse kayıtsız kalamıyor" diyen Sare Davutoğlu, kendisini en mutlu eden şeyi ise şöyle açıklıyor: “Engellilerin giderek görünür hale gelişi beni çok etkiliyor. 10 yıl öncesinde engellilerimizi sokakta görmezdik. Yapılan hizmetler sayesinde giderek onları sokakta daha çok görüyoruz. Ve mutlaka mitinglerimize geliyorlar. Bu beni çok etkiliyor. Eskiden herkes engellisini evinde gizliyordu. Sanki utanılacak bir şey! Şimdi onlar daha görünür oldu, çok mutlu oluyorum."


#Ahmet Davutoğlu
#miting
#Yeni Şafak
9 yıl önce