|

Kamu Güvenliği''ne çözümü bilen adam

Çözüm sürecinin önemli aktörlerinden MİT Müsteşar Yardımcısı Muhammed Dervişoğlu, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı''na getirildi. Bu atama, sürece verilen önemin de bir göstergesi oldu

İlhan Toprak
00:00 - 23/09/2014 Salı
Güncelleme: 23:50 - 22/09/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Kamu Güvenliği''ne çözümü bilen adam
Kamu Güvenliği''ne çözümü bilen adam

Ulvi Saran''ın görevini bırakmasının ardından İçişleri Bakanlığı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı''na MİT Müsteşar Yardımcısı Muhammed Dervişoğlu atandı. Çözüm sürecinde aktif rol alan Dervişoğlu paralel yapının hedefindeydi.

Dervişoğlu, çözüm sürecinin kamuoyunun çok da bilmediği en önemli aktörleri arasında yer alıyor. MİT Müsteşar Yardımcısı Dervişoğlu, gerek İmralı ile yapılan görüşmeler gerekse de Kandil arasında yürütülen trafiği kontrol etti. MİT Müsteşarı Hakan Fidan''dan sonra sürecin en etkili ismi olan Dervişoğlu, KDGM''ye atanması ile çözüm sürecinin bundan sonra esas yürütücüsü olacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu''nun kararıyla Başbakanlıktan alınarak İçişleri Bakanlığı''na bağlanan KDGM yeni Müsteşarı Dervişoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile yakın çalışma içerisinde yer alacak.

İHBAR MEKTUBUYLA YIPRATILMAK İSTENDİ

Dervişoğlu hakkında ''Gerçeğe aykırı mal bildirimi'' ve ''Haksız mal edinme'' suçlamasıyla imzasız ihbar mektubuna istinaden 2012 yılında dava açıldı. Gizli olarak yapılan yargılamanın ardından Dervişoğlu beraat etti. Paralel yapının kumpasıyla yıpratılmaya çalışılan Dervişoğlu ile ilgili iddiaların yer aldığı dava Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi''nde görüldü. MİT Teftiş Kurulu''nda yapılan soruşturmada aklanan Dervişoğlu savunmasında yurtdışından gönderilen bir imzasız ihbar mektubuyla yıpratılmak istendiğinin altını çizdi.

HAKİM: YIPRATMAK İSTEDİLER

Yargılamayı yapan Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi, Dervişoğlu hakkındaki davanın imzasız e-posta ihbarı ile açıldığına dikkati çekerek, ''Sanık MİT Müsteşarlığı''nda üst düzey yöneticidir. Anayasal güvence altında bulunan hürriyetlerinin birtakım isnatlarla yıpratılması kişilere ve çalıştıkları kurumlara olan saygınlığı zedeleyebilir. İsimsiz ve adressiz bir ihbar mektubunun dayanaklarından öte bir delil söz konusu değildir'' kararına vardı.


10 yıl önce