Suriye’ye gönderilen ‘öteki yabancılar’ bu ülkeye ulaşmak için iki ana rotayı takip ediyor. En kestirme ulaşım, Bağdat’tan Şam’a uçak seferleri. Diğeri ise Lübnan’dan Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne gitmek, oradan da motor veya botlarla Tartus Limanı’na varmak. Yabancı savaşçıların Suriye’ye sevkiyatını ise İran’ın Irak’taki en önemli askeri yetkilisi Ebu Mehdi el Muhandis yürütüyor. Muhandis ise İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye bağlı çalışıyor, raporlarını direkt olarak ona iletiyor. Suriye’deki rejime destek vermek için bölgeye ‘emekli edilerek’ gönderilen üst düzey Rus askerler de, hâlâ Şam yönetiminin elinde bulunan Tartus ve Lazkiye limanlarında şii milislere askeri eğitimler veriyor.
Muhalif gruplara karşı Esed saflarında savaşmak üzere Suriye’ye gönderilen şii milisler, yine bu ülkedeki yabancı komutanlar tarafından yönlendiriliyor. Ülkede, Suriyeli olmayıp da muhaliflere karşı savaşan grupların başında Lübnan veya İranlı generaller bulunuyor. İran’ın kurduğu Fatımiyyun Birlikleri’nin Afgan asıllı Komutanı Ali Rıza Tevessuli, birkaç gün önce Suriye’nin Dera bölgesinde girdiği bir çatışmada, yanındaki 5 İranlı askerle birlikte öldürülmüştü. Dün de İran Devrim Muhafızları komutanlarından Yarbay Muhammed Sahibkerem Erdekani, yine Dera’da muhaliflerce öldürüldü. Suriye ve Irak’ı da içine alan ‘Direniş Bölgesi’nin İranlı komutanı Yarbay Murteza Husrevani, çatışmada ölen Erdekani için taziye mesajı bile yayınlayıp başsağlığı diledi. Irak ve Suriye’deki fiili varlığını uzun süre reddeden İran, “DAEŞ’e karşı kutsal mekanları korumak ve gönüllü milislere askeri danışmanlık yapmak” gerekçeleriyle bu iki ülkede bulunduğunu kabullenmişti.
Suriye’de Nusra ile DAEŞ ayrışmasının ardından, batı ülkelerinden gelen yabancı sünni savaşçılar ağırlıklı olarak DAEŞ içinde hareket ediyor. Özellikle İngiltere, Almanya ve Fransa’dan katılımlar, bu örgüte yapılıyor. Suriyelilerin oluşturduğu gruplar ise yabancı savaşçılar hususunda oldukça çekinceli. Yeni Şafak’ın telefonla ulaştığı bir Ahrar-uş Şam yetkilisi, kendi örgütlerinin yabancı savaşçı kabul etmediğini belirtti. Tıpkı Ahrar-uş Şam gibi Suriye’nin geniş bir bölgesinde faaliyet gösteren İslami Cephe de yabancı savaşçı kabul etmeyen örgütlerden. Bunların dışında bir de, ‘Nusra ya da DEAŞ saflarında savaşmak istemeyip kendi gruplarını kuran’ yabancı savaşçılar var. Genellikle Çeçenler, Libyalılar, Dağıstanlılar, Kazaklar ve Tatarlardan oluşan bu gruplar, herhangi bir örgüt çatısı altına girmeyip kendi tugaylarını kurmuş durumda.