Türkiye, 7 Haziran'da yapılacak seçimlere kilitlenirken, adaylar da çalışmalarına hız verdi. Çözüm sürecinin bütün aşamalarının içerisinde bulunan ve süreçte aktif rol üstlenen AK Parti Adıyaman adayı Adnan Boynukara da seçim bölgesinde çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Boynukara, çözüm sürecinden Başkanlık sistemine, yargıdaki paralel yapılanmadan seçim çalışmalarına kadar birçok konuya ilişkin Yeni Şafak'a önemli açıklamalarda bulundu. Boynukara, 8 Haziran sabahı, beklenenden daha güçlü bir destekle yoluna devam edecek AK Partili bir Türkiye'ye uyanacaklarına inandıklarını söyledi.
Yeni Türkiye mefkuresinin her zamankinden daha etkili bir pozisyonla yoluna devam edeceğini belirten Boynukara, özetle şunları söyledi: Çözüm süreci, AK Parti hükümetlerinin kararlılığıyla başladı ve devam etti. Hükümetlerimiz bugüne kadar hem devletin demokratik dönüşümü hem de çözüm süreci için gerekli olan tüm yasal düzenlemeleri hayata geçirdi. Bu kararlılık ve irade olmasaydı süreç bu noktaya gelmezdi.
Çözüm süreci, hem Türkiye halkının, hem de dünya mazlumlarının geleceğe ilişkin umudunu diri tutuyor. Bölgemizde yaşayan insanlar ise bir kat daha fazla umutlu, heyecanlı. Sürecin başarısı için dua eden milyonlar var. Her seçim kendi koşulları içinde ayrı bir öneme sahip. Bu seçimin bir diğer farkı 4 yıllık bir süre içinde başka seçimin olmamasıdır. Türkiye'nin inşa edilmesi için yeni bir Anayasa yapma görevi oluşacak yeni Meclis'in millete borcudur.Yargıdaki paralel yapılanma bugün oluşan bir yapı değil. Türkiye'ye kumpas kurmayı hedef edinmiş üst aklın yönettiği bir çalışma.
Bu yapı, uzun süre kurmuş olduğu işbirlikleriyle birçok masum insanı mağdur etti, suçlu ile suçsuzu ayırt etmeden yaptığı yargısal faaliyetlerle halkın yargıya olan güven duygusuyla oynadı. Bunun sonucu olarak darbeci gelenekle yüzleşmeyi engelledi. HSYK'ya iletilmiş olan binlerce şikayeti işleme koymayarak hukuksuzluğa destek oldu. Hiçbir yargıç bu tür yanlışların içinde olmamalı, olanlara ise devlet izin vermez. Yargıdaki örgütlenmeye karşılık HSYK dosya açtı ve müfettiş görevlendirdi. Bu dosya ile suça karışmış unsurların yargı karşısına çıkarılmasını umuyoruz. Bir biçimde bu yapı ile ilişkisi olmuş olanların ise milletten yana tutum almaları gerekiyor.”
AK Parti ülkemizin umududur, geleceğidir. Milletimiz de bunun farkında, boş ve karşılığı olmayan vaatlere prim vermiyor. “Benim adım Kemal” cevabını verenlere inanmıyor. Ülkeyi IMF'ye muhtaç edecek popülist vaatlere kanmıyor. Bu vaatler yeni değil, 2002'den bu yana tekrarlanan vaatler. Millet ciddiye almıyor. Yeni Türkiye mefkuresi her zamankinden daha etkili bir pozisyonla yoluna devam edecek. Yapılan tezviratların boşa çıktığını hep beraber göreceğiz.
Türkiye'deki parlamenter sistem bürokrasinin, güç merkezlerinin etkisine açık. Asıl olan millet iradesini sınırlayan, ipotek koyan ve millet iradesi üstünde kabul gören bu müdahaleleri boşa çıkarmaktır. Ülkenin geleceği ve ihtiyaç duyduğu değişime, salt AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız istiyor diye, karşı çıkmak siyasi körlüktür. Partimizin talebi konuyu tartışmak ve doğru bir yapı ortaya çıkarmaktır. Seçimden sonra oluşacak meclisin buna karar vereceğini düşünüyorum.
