|

Rüzgarı medya tersine çevirdi

Türkiye'nin, Gezi olayları ve 17 Aralık müdahalesi olmak üzere atlattığı iki büyük tehlikede, medyanın belirleyici güç olduğuna dikkat çeken İbrahim Karagül, " Bütün bu olaylardan sonra medyanın hala “ucuz” ve kolay gözden çıkarılabilir bir alan olarak görülmesinin talihsizlik olduğunu düşünüyorum" dedi.

06:24 - 26/11/2014 Çarşamba
Güncelleme: 10:58 - 26/11/2014 Çarşamba
Yeni Şafak

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, bugünkü yazısında kritik olaylarla karşısında "cankurtaran" rolünü üstlenen medyadaki ucuz ve kolay gözden çıkarmalara dikkat çekti.


Medyanın, siyaseti hedef alan Gezi olayları ve 17 Aralık müdahalesinde rüzgarı tersine çeviren güç olduğunun altını çizen Karagül, " Siyasi iktidar için, medya desteğinin bu iki olayda da belirleyici olduğuna, rüzgarı tersine çevirdiğine inanıyorum. Medya desteği olmasaydı, medyanın Türkiye toplumunu bilgilendirme yeteneği olmasaydı nasıl bir sonuç ortaya çıkardı, durumun vahametini bilenler bunu düşünmek bile istemeyecektir" ifadelerini kullandı.


İbrahim Karagül'ün bugünkü "Toplumsal öfke, medya mucizesi, siyasi iktidar.." başlıklı yazısındaki ilgili bölüm şöyle:


Medyanın cankurtaran gücü!


Türkiye son dönemde iki büyük tehlike atlattı. Biri Gezi olayları diğeri de 17 Aralık müdahalesi. Gezi olayları tam da şehir savaşları örneğini çağrıştırıyordu. Maalesef bu olayların sorgulaması, analizi yeterince yapılamadı, gerekli dersler çıkarılamadı. Olay sadece çatışma alanlarıyla sınırlandırıldı. 17 Aralık ise çok daha örgütlü ve sistem içi bir müdahaleydi. Burada sistem içi güçlerle dışarıdaki ortaklıkların mükemmel işbirliğine tanık olduk.


Açık söyleyeyim, iki olayda da geleneksel yöntemler yeterli olmadı. Olamayacaktı. Kamuoyu etkileme gücü yüksek çevreler harekete geçirilerek tehdidin önüne geçildi. Siyasi iktidara verilen kitlesel destek ve medya bilgilendirmesi olmasaydı tablo pek iç açıcı olmayabilirdi.


Siyasi iktidar için, medya desteğinin bu iki olayda da belirleyici olduğuna, rüzgarı tersine çevirdiğine inanıyorum. Medya desteği olmasaydı, medyanın Türkiye toplumunu bilgilendirme yeteneği olmasaydı nasıl bir sonuç ortaya çıkardı, durumun vahametini bilenler bunu düşünmek bile istemeyecektir.


Ancak bunun yeterince iyi anlaşılabildiğinin, bu mucizevi desteğin ne anlama geldiğinin yeterince kavranabildiği kanaatinde değilim. Bütün bu olaylardan sonra medyanın hala “ucuz” ve kolay gözden çıkarılabilir bir alan olarak görülmesinin talihsizlik olduğunu düşünüyorum.


En önemlisi de bu rolü üslenen, ülkenin ortak iyiliği yönünde büyük bedel ödeyen ve o sözünü ettiğim büyük ideal kimliğine sahip olanların ancak böyle bir mücadeleyi yürütebileceği bilinmelidir.


Kimliksiz bir medya yük olmaktan sadece ticari bir kuruluş olmaktan öte hiçbir anlam ifade etmeyecektir.


#ibrahim karagül
#ibrahim karagül yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce