A Haber'de yayınlanan Mehmet Ali Önel yönetimindeki Deşifre Programına Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Keleş konuk oldu.
Fetullah Gülen Manisa Salihli'deki vaazında Kuran-ı Kerimi üzerimize attı! Ben de oradaydım.
Biz o zaman Kur'anı nasıl atarsın diye söyleyemedik. Zaten olayı algılayamadık da. İşte cemaat içindeki kardeşlerimin de bunu iyi görmesi gerekir. İçinde olunca anlayamıyorsun!
+Gülen, Mehdiyeti temsil ediyordu. Biz cemaat içinde o zaman öyle inanıyorduk.
Gülen, 'siz peygamberin sahabeleri gibisiniz' diyerek bizi motive ediyordu. Biz Fetullah Gülen'in dünyayı yöneteceğine inanıyorduk.
+Dünyayı ganimet olarak dağıtacağım ama sizlerin önünüzdeki engelleri aşmanız gerek önünüzde Bedir'ler var diyerek bizi motive ediyordu. Öyle ki biz o coşkulu duygularla kendimizi bile çoktan feda etmeye hazır hale geliyorduk.
+Gülen, kendisini dünyayı fetih edeceğine inandırmış bizi de ona motive etmişti.
+Gülen meşruiyetini kendisinden alıyor cemaat de meşruiyeti Fethullah Gülen'den alıyor. Cemaat üyeleri için Allah'ın ne buyurduğu değil Gülen'in ne dediği önemlidir. Cemaat mensupları Gülen ne demiş en çok ona bakar.
Prof.Dr.Keleş:
Ankara'da bin okul İstanbul'da bin okul açtığınız zaman bu iş tamam diyordu. Bu ne demek biliyor musunuz? Devleti ele geçireceğiz hatta bununla da yetinmeyip dünyayı ele geçireceğiz diyordu. Devletin kılcal damarlarına mutlaka gireceğiz diyordu.
Devletin içine gireceğine o kadar emindi ki.
17 Aralık operasyonu olduğunda eyvah dedim ve başımı secdeye koyup ağlayarak Allah'ım ne olur bu ülkeye yardım et diye dua ettim. Bu yapının bir matrix kadar karmaşık olduğunu ve ne denli bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu halkımızın görmesi gerekir. Burada herkesin el ele vermesi gerekir. Bu bir millet meselesidir.
Ben mütevazı bir kişiyim tek ceketim var diyor. Bakalım öbür dünyada nasıl hesap verecek? Orada tek ceketim var diyerek kurtulamayacak.
