Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın "Türkiye'deki mevcut 6,5 milyon sokak lambasının LED armatürlerle değiştirileceğini" açıklamasının ardından gözler Türk aydınlatma sektörüne çevrildi. Dönüşümün yerli kaynaklarla yapılacağı şartı üzerine Türk üreticiler, kendilerini bu dönüşüme hazırlıyor. Aydınlatma sektörü, Türkiye'de mevcut sokak aydınlatma sisteminin yıllık 1,2 milyar liralık maliyetini yüzde 40-50 arasında azaltarak, 500 milyon lira seviyelerine indirmesi beklenen LED dönüşümü için altyapısını oluşturmaya başladı. Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) Başkanı Fahir Gök, konuyla ilgili yaptığı açıklamada mevcut sistemdeki 6,5 milyon sokak lambasının LED'e dönüştürülmesinin yaklaşık 2,5 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiğini belirtti.
Gök, hazırlık sürecinin uzun sürmesinin LED teknolojisindeki hızlı değişimden kaynaklandığına işaret ederek, "Standartların oluşmasında belli farklılıklar oluyor. Türkiye iklim ve coğrafyası itibarıyla zengin bir çeşitliliğe sahip. Bir tarafta kış yaşanırken diğer tarafta yaz oluyor. Dolayısıyla dönüşümde bu teknik detaylar düşünülmek zorunda. Bu çerçevede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bir takım pilot uygulamalar yapılarak doğru ürünün ve standardın oluşturulması çabası var" ifadesini kullandı.
Sokak lambalarında dönüşümün Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ) eliyle yapılacağını ve bunun için bir şartname hazırlandığını belirten Gök, "Bu taslak şartname şu an bizim görüşlerimize sunuldu. Teknoloji hızla değişince şartnamede bir takım değişiklikler gerekli görüldü. Bu ayın sonunda o şartname de hayata geçecek. Daha sonra LED alım safhasına başlayacak. Dönüşüm bir anda başlamayacak ama başladı mı hızla yayılacaktır" diye konuştu.
Gök, sokak lambaları LED ışıklara dönüştürülürken, kullanılan ürünün yerli olması şartının arandığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "Biz de AGİD olarak bu konuda çok tutucuyuz ve bu çerçevede ciddi gayret gösteriyoruz. Bu dönüşüm minimum 2-2,5 milyar dolarlık bir yatırımı gerektiriyor. Tasarrufun yüzde 40-50 civarında olacağı öngörülüyor. Bir de otomasyon sistemine geçileceği için tasarruf anlamında başka avantajlar sağlanacak. Bunlar kullanılmayan yerlerin zaman zaman kapatılması ya da seviyesinin zaman zaman düşürülüp zaman arttırılması, arıza tespitlerinin çok hızlı bir şekilde yapılması gibi. Eski sisteme göre uzun ömrünün yanı sıra bakım onarım maliyetleri daha düşük."
