|

"Suriye'de öldürme makinesine dönüşen terör örgütleri..."

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Uluslararası İlahiyat Programı'na işaret ederek, "Eğer bu imkanı 20-30 sene önce sağlayabilseydik acaba bugün Fransa'nın, Paris'in varoşlarında doğan, büyüyen o yaralı bilinçli gençler, bugün çeşitli yollarla gidip Suriye'de insan öldürme makinesine dönüşen terör örgütlerinin hizmetinde olmak için bir çaba içerisinde olurlar mıydı? " dedi.

Yeni Şafak
23:48 - 4/07/2015 Cumartesi
Güncelleme: 00:09 - 5/07/2015 Pazar
AA

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Uluslararası İlahiyat Programından Avrupa'da yaşayan bütün Müslümanların faydalanması gerektiğini ifade ederek, "Avrupa'nın buna (Uluslararası İlahiyat Programı) ihtiyacı var, dünyanın buna ihtiyacı var. Çünkü o çocukların artık gidecekleri bir Ezherleri, Mısırları, bir Suriyeleri, bir Irakları, bir Suudi Arabistanları, bir Yemenleri, Libyaları kalmadı" dedi.



Uluslararası İlahiyat Programı kapsamında Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinde eğitimlerini tamamlayan öğrenciler için mezuniyet töreni düzenlendi.



Diyanet İşleri Başkanlığındaki tören, Kur'an tilavetiyle başladı.



Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 2001'deki 11 Eylül saldırılarının ardından Müslümanların yaşadığı sıkıntıları çözebilmek için 2003 yılında böyle bir proje için ilk adımı attıklarını anlattı.



11 Eylül saldırılarının ardından Avrupa'nın her ülkesinden Diyanet İşleri Başkanlığına uyarı yazıları gelmeye başladığı belirten Görmez, şöyle konuştu:



"Önce Hollanda'dan, sonra Fransa'dan, İsviçre'den, Belçika'dan dünyanın her tarafından gelen bu yazıların muhtevası şunu ifade ediyordu: 'Bundan böyle siz öyle eskiden olduğu gibi burada camilere Türkiye'den, Diyanet'ten görevliler gönderemeyeceksiniz ve oradaki millet varlığınızın dini hayatını, manevi hayatını, istediğiniz gibi yönetemeyeceksiniz.' Bütün yazıların ortak esası böyleydi. Dolayısıyla bununla artık yeni bir dönemin başladığını gördük. Bu yeni dönemde iki şeyin yapılması gerekiyordu bir, Avrupa ülkelerinde İslam ilahiyatı fakülteleri açarak millet varlığımızın dini, manevi, ilmi ve kültürel hayatına hizmet edecek insanların artık Avrupa'da yetişmesi gerekiyordu. Ama bu açıdan bakıldığında da Avrupa üniversitelerinin buna hazır olmadıklarını görüyorduk. Din eğitimi yüksek, din eğitimi aynı zamanda bir atmosfer işidir, bir altyapı işidir. İkinci alternatif ise Avrupa'da doğup büyüyen evlatlarımızın Türkiye'ye gelerek Türkiye'de ilahiyat eğitimi almaları. 2006'dan itibaren beşinci mezunlarımızı veriyoruz Allah'a hamdolsun."



İnsanlığın kaybettiği iki medeniyet


Görmez, İslam dünyası ve insanlığın iki medeniyeti kaybettiği için olumsuz etkilendiğini, bunların Endülüs ve Maveraünnehir medeniyetleri olduğunu belirtti.



Söz konusu iki medeniyeti Müslümanların oluşturduğunu ifade eden Görmez, şöyle devam etti:



"Bu iki medeniyeti kaybetmenin sancılarını hala çekiyor insanlık, sadece Müslümanlar çekmiyor, bütün insanlık çekiyor. Peki, benim hayalim ne? Hayalim, hülyam bu iki medeniyetin en azından nüvelerini yeniden Türkiye'de, İstanbul'da ihya etmek. İşte zaten Türkiye Diyanet Vakfının yürüttüğü proje, böyle bir projedir. Bir taraftan Orta Asya'dan öğrenciler geliyorlar, Türkiye'de tahsil görüyorlar, bir taraftan da Avrupa'dan öğrenciler geliyorlar. Avrupa'dan gelenler inşallah Endülüs Medeniyetinin o ilim, hikmet, marifet boyutunu, o rahmet ve adalet boyutunu yeniden ihya etmek için çalışacaklar. Orta Asya'dan gelen ve burada yetişen öğrenciler de Maveraünnehir Medeniyetinin, o ilim, hikmet, marifet boyutunu, o şefkat boyutunu, merhamet boyutunu, o gönül boyutunu yeniden ihya edecekler diye umut ediyorum."



Uluslararası İlahiyat Programının Avrupa'da yaşayan bütün Müslümanlara açılması gerektiğini ifade eden Görmez, şunları kaydetti:



"İnanıyorum ki Fransa'da yaşayan, Fransa'da doğan Faslı, Mağripli, Cezayirli çocuklar da artık gelsin bu projeye dahil olsunlar. İngiltere'de yaşayan Hint, Pakistan asıllı ve orada doğmuş çocuklar da gelsinler bu nimetten istifade etsinler çünkü Avrupa'nın buna ihtiyacı var, dünyanın buna ihtiyacı var. Çünkü o çocukların artık gidecekleri bir Ezherleri, Mısırları kalmadı, o çocukların gidecekleri bir Suriyeleri, bir Irakları kalmadı. O çocukların artık gidebilecekleri bir Suudi Arabistanları, bir Yemenleri, Libyaları kalmadı. O çocukların yine gidebileceği bir İstanbulları kaldı onun için bizim Diyanet olarak, Türkiye olarak oturup bu projeyi sadece yurt dışında yaşayan millet varlığımızın çocuklarına tahsis etmekle kalmayıp, Avrupa'da yaşayan bütün Müslümanların, hatta Latin Amerika'da, Amerika'da, Avusturalya'da yaşayan bütün Müslümanların çocuklarına bu imkanı açabilmenin yollarını aramamız lazım.



Eğer biz bu imkanı 20 sene 30 sene önce sağlayabilseydik acaba bugün Fransa'nın, Paris'in varoşlarında doğan, büyüyen o yaralı bilinçli gençler, bugün çeşitli yollarla gidip Suriye'de insan öldürme makinesine dönüşen terör örgütlerinin hizmetinde olmak için bir çaba içerisinde olurlar mıydı? Bunun üzerinde hep birlikte düşünmemiz lazım. Neden bugün Almanya'da, Fransa'da, İsviçre'de, Hollanda'da dünyaya gelmiş ve o orada inançları ve değerleri aşağılandığı için veya öyle gördüğü için yaralı bilinçle yetişmiş Müslüman gençler insan öldürme makinelerine dönüşen terör örgütlerinin bir üyesi olmak için ailesini, çocuklarını, kardeşlerini, ülkesini içinde yaşadığı bütün hayatı bırakır gider o örgütlerin bir parçası haline getirmek için bir çaba içerisinde olur?"



16 ülkeden 276 mezun


Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının desteğiyle 2006 yılında başlayan program kapsamında, 6 üniversitenin ilahiyat fakültelerinde 16 ülkeden 744 öğrenci eğitim görüyor. Program kapsamında bugüne kadar 276 öğrenci mezun oldu.



Ankara, Marmara, İstanbul, 29 Mayıs, Uludağ ve Konya Necmettin Erbakan üniversitelerinde devam eden program çerçevesinde 2015-2016 eğitim öğretim yılında yaklaşık 200 öğrencinin kabul edilmesi planlanıyor.




#Uluslararası İlahiyat Programı
#diyanet işler başkanı
#mehmet görmez
9 yıl önce