|

Tek hayalimiz evlenmekti

Nikâhın ardından düğüne giderken eşi gelin arabasından bahşiş isteyenler tarafından öldürülen Sevda Bulut "O an her yer karardı. Gelinliğim bile kapkara oldu. Bitmeyen bir kâbusa uyandım" dedi.

Sabah
00:00 - 15/09/2014 Pazartesi
Güncelleme: 11:25 - 15/09/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Tek hayalimiz evlenmekti
Tek hayalimiz evlenmekti

Yedi yıllık büyük bir aşk hikayesiydi onlarınki. Ta ki bahşiş almak isteyen saldırganlar, tam da düğün gününde damadın ölümüne neden olana kadar... Türkiye'yi ağlatan olay 31 Ağustos günü İstanbul Bahçelievler'de yaşandı. Aziz Baş (26) ve Sevda Bulut, nikahlarının kıyılıp düğünlerinin yapılacağı Yenibosna'daki düğün salonuna doğru yola çıktı. Ancak gelin arabasını bahşiş için yol boyunca taciz eden bir otomobil, takibini salonun bulunduğu sokağa kadar sürdürdü ve önünü kesmek istediği aracı çarparak durdurdu.

Kaza nedeniyle araçtan inen damat Aziz Baş, otomobildekilere artık durmalarını, düğün salonuna geldiklerini söyledi. Ancak kar etmedi. Bahşiş terörü estiren araç sürücüsü Emrah A. ve yanında oturan amca oğlu A.A. damadı çekerek kendi otomobillerinin camına sıkıştırdı. Gaza basan zanlıların 300 metre sürüklediği Aziz Baş, bir minibüsün altında kalarak feci şekilde öldü. Zanlı Emrah A. 'kasten öldürme' suçuyla tutuklandı. A.A. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

'Bana Sevdam derdi'

En sevdiği insan gözlerinin önünde can veren ve sinir krizleri geçiren gelin Sevda Bulut, facianın ardından ilk kez konuştu. Bulut, 7 yıl önce bir arkadaşları aracılığı ile tanıştıklarını belirterek, "İlk görüşte birbirimize aşık olduk. Askere gitti ben onu bekledim. Tek hayalimiz evlenmekti. Bir yuvamız olsun, çocuklarımız olsun diye hayaller kurardık. 7 yıl aşkımız sürdü. Geçen yıl Haziran ayında nişanlandık. Ben hukuk bürosunda çalışıyorum. Aziz de dondurulmuş gıda üzerine bir firmada çalışıyordu.

Aynı mahallede oturuyoruz. Hiç ayrılmıyorduk. 7 yıldır neredeyse her gün o beni iş çıkışı alır, eve kadar getirirdi. Ailelerimiz birbirini tanır, ilişkimizi desteklerdi. Düğünümüz daha önce olacaktı. Dedem hastalandı. Ertelendi. Sonra düğün gününü belirledik. Sevinçten havalara uçuyorduk. Bana Sevdam derdi" dedi. Tuttukları evi beyaz mobilyalarla döşediklerini anlatan Bulut, "Herşey hayallerimizdeki gibiydi. En büyük hayalimiz gerçekleşiyordu. Herşey mükemmel ötesiydi" diye konuştu.

'Bu para bize yetmez'

Gelin Bulut, gözyaşları içinde hatırladığı kabus gününü ise şöyle anlattı: "Kuaförde beni gelinlikle görünce 'Sevdam sana yeniden aşık oldum' dedi. O da damatlıklarıyla çok yakışıklı görünüyordu. Arkadaşlarımızla Bakırköy'deki Botanik Park'ta gelin-damat fotoğrafları çektirdik. İkimizin de ayakları yere basmıyordu. Ellerimiz birbirinden hiç ayrılmıyordu. Meğer o güzel dakikalar düğünümüzün yapılacağı salona giderken son bulacakmış. Gelin arabasında da yol boyunca elimi hiç bırakmadı.

Bu kişiler Mithatpaşa Caddesi'nde yolumuzu kesti. Zarfın içinde para verildi. Ama 'Bu para bizi kesmez. Biz Yenibosna çocuğuyuz' dediler. İnsan yine de olayların bu boyuta geleceğini düşünmüyor. Biz zaten mutluluktan havalara uçuyoruz. Heyecan içindeyiz, insanın aklına nasıl en kötüsü gelir ki. Ancak düğün salonuna vardığımızda peşimizi bırakmadıklarını anladık. İşte o anda Aziz'i çekerek, kendi otomobillerinin camına sıkıştırdılar.

Benim en son gördüğüm şey Aziz'in kolunun o otomobilin camına sıkıştığı an. İşte o anda sokağın ortasında gelinliklikle kaldım. Zaman durdu, hayat durdu. Sonra her yer karardı. Üzerimdeki gelinlik bile kapkara oldu.. Hiç bitmeyecek bir kabusa uyandım. Keşke hiç uyanmasaydım. Hayatım bitti. Bu kişilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum."

10 yıl önce