|

''Türkiye'nin gücü, sevdalılarının yanındadır''

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Türkiye'nin gücü, her yerde olan, gönül coğrafyamızın her köşesinde olan, Türkiye'ye sevdalı bütün insanların yanındadır'' dedi.

Aa
00:00 - 23/03/2013 Cumartesi
Güncelleme: 22:27 - 23/03/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
''Türkiye'nin gücü, sevdalılarının yanındadır''
''Türkiye'nin gücü, sevdalılarının yanındadır''

Bozdağ, ''Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti'' etkinliklerinin başlaması dolayısıyla Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen törende, Eskişehir'in, Türk Dünyası Kültür Başkenti niteliğiyle hem Türk dünyasının başkenti olmanın onurunu yaşayacağını hem de Türkiye ile Türk dünyası arasında yeni köprüler kurulmasına, yeni adımlar atılmasına, yeni birliktelikler oluşturulmasına önemli katkılar vereceğini söyledi.

Türk kültürü ve Türk tarihinin, Türk medeniyetinin farklı boyutlarıyla Eskişehir'de ele alınacak olmasının, kent için büyük bir kazanç olacağına işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakanım, Eskişehir'in Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesi, bugün dünyanın lider ülkelerinden biri haline getirdiğimiz Türkiye'de sizin önderliğinizde gerçekleşmiş tarihi bir adımdır. Liderliğinizde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk dünyasıyla olan bağlarını edebiyattan öteye taşımış, slogandan öteye götürmüş, gerçek tarihi adımlarla adeta taçlandırmıştır. Talimatlarınızla 2003 yılında Türk Dünyası Belediyeler Birliği kurulmak suretiyle belediyeler arasında köprülerin kurulmasına, ortaklıkların çoğaltılmasına, Türk dünyasının şehir ve medeniyet anlayışının, Türk dünyasının her tarafında yeniden ayağa kalkmasına öncülük ettiniz. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımızın başkanlığında Belediyeler Birliği ile Türk dünyası arasında yeniden köprüler kuruluyor. Yeniden kardeşliği tesis etme hususunda büyük bir çaba içindeler. Yine sizin talimatınızla 2007 yılında Yunus Emre Vakfı kuruldu. Yunus'un diliyle söyleyenlerin, söylediklerinin dünyanın dört bir tarafında yankı bulması adına Yunus Emre Enstitüsü bünyesinde bugün dünyanın 35 ayrı yerinde Yunus Emre Türk Dil merkezleri hayata geçirildi. Yıllarca 'Türkiye'de ABD, İngiliz kültür merkezleri var' diye bahsi yapıldı ama dünyanın herhangi bir yerinde Türk Kültür Merkezi yoktu. Sayenizde bugün dünyanın 35 yerinde Türk Kültür merkezleri var. Türkçe'yi öğrenmek isteyenlere Türkçe öğretiliyor. Türk dilinin, Türk tarihinin, Türk medeniyetinin marka isimleri oralarda konferanslar, seminerler, paneller veriyor.''

-Türk dünyasıyla ilişkiler-

Bozdağ, Türk kültür merkezleri bünyesinde Türk kütüphaneleri oluşturularak Türk tarihinin dili, kültürü, medeniyetinin birinci elden ve doğru ağızdan tanıtma konusunda tarihi adımın, Başbakan Erdoğan sayesinde ve onun liderliğinde atıldığını anlattı.

Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın, 2010 yılında Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda kurulduğunu hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

''Bugün dünyanın dört bir yanında soydaşlarımız, akrabalarımız, vatandaşlarımız var. İktidarımız dönemine kadar Türkiye Cumhuriyeti onlarla farklı boyutlarda ilgileniyordu. Başbakanlıkta bir Başbakan Müşaviri bunları deruhte ediyordu ama şimdi bir başkanlık adı altında toplandı. 300'ü aşkın dünyanın dört bir tarafından gelmiş birden fazla dil bilen nitelikli kadrosuyla nerede bir Türk, nerede bir soydaş, nerede bir vatandaş ve akrabamız varsa Türkiye tereddütsüz orada olduğunun şiarıyla çalışmalarını devam ettirmektedir. Bu da Türk dünyası, soydaşlarımız, akrabalarımız, vatandaşlarımızla ilişkilerimizin daha ileri gitmesi adına tarihi adımlardan bir oldu. Türkiye'nin gücü, her yerde olan, gönül coğrafyamızın her köşesinde olan, Türkiye'ye sevdalı bütün insanların yanındadır.''

-''Bir ümit adasında yaşıyoruz''-

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da Nasreddin Hoca'nın, ''Dünyanın merkezi burası'' dediğinde, dünyanın merkezinin sahiden aşağı yukarı Eskişehir ve çevresi olduğunu belirtti.

O yıllarda yeryüzünde yaşayan birkaç yüz milyon insanın çoğunu birbirine bağlayan yolların da bu coğrafyada kesiştiğini dile getiren Avcı, şunları söyledi:

''Dertli bir coğrafyaydı burası. Açlık, yoksulluk, güvensizlik kol geziyordu. Nasreddin Hoca'mız ve Yunus'umuz, Mevlana'mız ve Hacı Bektaşımızla birlikte sancılı bir dönemin şahidiydiler ama gülümsediler, gülümsettiler. İnsana ve hiç gelmeyecekmiş gibi görülen geleceğe güvendiler. Onların sayesinde bir medeniyetimiz oldu, bu toprakların acılarını dindirdik. İnsanlık tarihine göz alıcı, gönül ferahlatıcı sayfalar ilave ettik. Yine yapabiliriz. Dertli coğrafyaların ortasında bir ümit adasında yaşıyoruz. Dertlerimiz yok değil. Evet, daha yapacak çok işimiz var ama unutmayalım az zamanda çok ve büyük işler de başardık. Mesela bugün Sayın Başbakanımızın teşrifiyle Mevlana'nın şehrini Yunus'un şehrine daha çok yaklaştıran seferleri başlattık. Mevlana'nın hemşehrileri artık Yunus'un hemşehrilerine daha yakın. Sadece birkaç merkeze değil, Anadolu'nun her yerine demir ağlarla hizmet götürme kararlılığımız inşallah bundan sonra da devam edecek. Bu hamlelerle ihtiyar Avrupa'nın gençliği, dağınık Ortadoğu'nun ilham kaynağı, uzak Orta Asya'nın yakını olmalıyız. Tarihin bu kırılma döneminde üzerimize düşeni, Yunus gibi tevazu içinde Nasreddin Hoca gibi mütebessim bir edayla sızlanmadan, arkaya bakmadan, bir tek gönlü kırıp dökmeden yapmamız gerekiyor.''

Düne kıyasla bugün çok daha ümitli, her bakımdan daha güçlü ve zengin olduklarını ifade eden Avcı, Türkiye'nin, dünyanın her yerinde saygı gördüğünü vurguladı.

Avcı, bu saygının hakkını vermek için dünle beraber gidenlere hayıflanmayı bırakıp yeni şeyler söylemek gerektiğine dikkati çekerek, ''Bunun için de önce kendimize, yani bizi bir millet yapan değerlerimize güvenmemiz gerekiyor. Bugün hep birlikte kendimize, Eskişehir'e, Türkiye'ye, çocuklarımıza, gençlerimize güvendiğimiz için buradayız. Tanış olmak, işi kolay kılmak, gönüller yapmak için buradayız'' ifadesini kullandı.


11 yıl önce